Buna karşı çıkanlar bunu dinsel inancın seküler fikrin maskesi arkasında olması nedeniyle reddediyorlar. Yaradılış teorisi sadece bir başka bilimsel tartışma mı yoksa bundan daha üstün bir şey mi?
Bunun, muhafazakar değerleri halk hayatına sokmak ve bunu sadece bilimsel tartışmayı kazanmakla değil ama kitlesel desteği harekete geçirerek yapan politik bir proje olduğuna inanıyorum.
Eğer bu insanoğlunun gerçek kökenleri hakkında başka bir bilimsel münakaşa olsaydı, halkın hayal gücünü tetiklemiş olmazdı. Bilim adamları, bilimin gerçeği bulmak değil ulaşılabilen verilerin en iyi yorumlarını bulmak olduğu konusunda meydan okunmaya alıştılar ve bunu herkesten iyi anlıyorlar.
Geri kalanlarımız için ise, bugün ki insan formuna sadece evrim yoluyla mı yoksa evrim ve yaradılış teorisinin bir kombinasyonu sayesinde mi geldiği önemli mi? Evrimimizin şans eseri mi yoksa özenli bir plan sonucunda mı gerçekleştiği önemli mi?
Bu münazara önemli çünkü savaşın gerçek alanı bilim değil, popüler hayal gücüdür. Benim endişem bunun bilimsel tartışmayı kazanması değil fakat bunun okullar ve diğer kurumların muhafazakar ideolojileri kabul etmesine neden olacak, politik baskının ortaya çıkmasını sağlayacak kadar kitle desteğini harekete geçirebilecek olmasıdır.
Penguenler ya da daha belirli bir şekilde "İmparatorun Adımlarından" adlı belgesel burada popüler kültürün, aklın tasarımının kitlelere kendini pazarlamasının ikonu olarak sahneye giriyor.
Ama muhafazakarlar neden kitle desteğini harekete geçirmek için zahmete giriyor? Zaten onlar güç sahibi değiller mi? Aslında sorun, Başkan Bush'un savaş ilan edecek kadar gücünün olması ama bilimsel müfredatı değiştirecek veya ahlaki değerleri okullara sokacak kadar politik geçerliliğinin olmamasıdır. Çünkü muhafazakarlar elit desteğini kendi ahlaki gündemleriyle kazanamıyorlar, bunun için kitle güzergahına ihtiyaç duyuyorlar.
Aslında, son zamanlarda yapılan anketle gösteriyor ki, Amerikalıların yüzde 51'i Tanrının insanları şu anki haliyle yarattığını söyleyerek evrimsel teoriyi reddediyorlar. Pew Araştırma Merkezi'nin bir anketi gösteriyor ki, Amerikalıların yüzde 42'si evrim yerine yaradılışçılığın düşünülmesi gerektiğine inanıyor.
Eğer hazır bir kitle varsa, nasıl seferberliğe geçirilecekler? "İmparatorun Adımlarında" adlı film pratik bir çözüm teklif ediyor. Bugünkü toplumumuz görüntülerin haddinden fazla güce sahip olduğu bir yer teşkil ediyor.
Ebu Garip'teki tacizler görüntüler olmadan şu anki kadar politik bir yoğunluk yaratmazdı ve her ne kadar gazeteciler uzun zamandır Ütopyadaki açlıktan bahsetdilerse de, ne zaman ki bize görüntüleri gösterdiler o zaman dünya tepki verdik. "İmparatorun adımlarından" da halkın hayal gücünü yakalamak için aynı aracı sağlıyor.
Film, imparator penguenlerin türeme hareketlerini takip ediyor ve onların çetin hava şartlarındaki (o derecenin altında 70 derece) uzun yolculuklarını belgeliyor. Dini doğrular için penguenler kendilerini feda eden, evliliklerinde sadık, çocuk yetiştirmede özverili insanları örneklendiriyor ve yaradılış teorisinin kanıtı olarak tasarımı destekliyor.
İki tarafı da görüş alanımız içinde tutmak önemli. Eğer bu mücadele sadece bilimsel olsaydı, yaradılış teorisinin hiç şansı olmazdı. Şimdiye kadar verdiği en büyük hasar evrimsel teorinin boşluklarını göstermekti. Gerçek, kuvvetli bir seçenek öneremedi. Aslında, teoriler yanlışlanamaz olduklarından ve bilimsel olmadıklarından, bilim adamları bunu ciddiye bile almıyorlar.
Bununla beraber, politik bir mücadele olarak şimdiden başarı işaretleri var. Belgesel (İsa'nın Çilesi'nden beri) muhafazakar kesimin gerçekten severek izlediği ilk film olarak gözlendi, Haziran'da ilk kez yayınlandığından çıkarılmış en büyük belgesel oldu (Fahrenheit 9/11'den sonra).
Aynı zamanda aşağıdan yukarıya, muhafazakar kitleden liberal mevki sahiplerine baskılar yapıldığına dair yeterli işaret var: Yaradılışçılık için ailelerden gelen doğal tarih ve bilim müzelerine İncil'in doğruları doğrultusunda organizasyonlar düzenlenmesini kapsayan istekler.
Eğer mücadeleyi yaradılışçılık kazanırsa, aslında uzun bir süreçten sonra bilimsel mücadeleyi de kazanmaya başlayabilir. Eğer aileler okul yönetimlerine yaradılış teorisini sokma konusunda başarılı bir baskı yapabilirlerse, bir sonraki nesil bilimsel iddialara daha az saygı duyacak ve bilimi doğanın başka bir göreceli, ideolojik (seküler) yorumu olarak göreceklerdir.
Yine, bu savaşı kimin kazandığı umurumda değil ve evrimle veya yaradılış teorisi arasında belirli bir tercihim yok- eğer yaradılış teorisi muhafazakar değerleri geçirmekten suçlu ise, evrimsel teori de aynı oranda ırkçılık ve koloniciliği haklı çıkarma konusunda suçludur. Benim umursadığım bu savaşın bilimsel tartışma tarafından değil kitle seferberliği ile olmasıdır.(SS/EU/EÜ)
* Profesör Sim, Macalester Üniversitesi'nde Uluslararası Çalışmalarda Yardımcı Doçent Doktor. Küresel medya ve popüler kültür konularında uzman ve şu anda "Popüler Kültür ve Ulusal Kimlik: Ulus Devletinin günlük hayata saldırısı" adlı dersi vermekte.
* Bu metni Elif Urgan Türkçeleştirdi.