Programa, İktisatçı Mustafa Sönmez, Hürriyet gazetesi yazarı Cüneyt Ülsever, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul Milletvekili Nevzat Yalçıntaş ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan yardımcısı Mustafa Özyürek katıldı.
Özyürek: "Yasayı Anayasa Mahkemesine taşırız"
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) elindeki malların satışı ile ilgili altı milletvekilinin hazırladığı teklifte yüzde 25 olan medyada yabancı sermaye sınırının yüzde 49'a çıkarıldığını ifade eden CHP'li Özyürek, bu sınırın Alt Komisyona gidip geldikten sonra yüzde 100'e çıkarıldığını belirtti.
Düzenlemenin Star Grubu'nun daha büyük bir bölümünün daha yüksek bir tutara satılması için yapıldığını söyleyen Özyürek, "Radyo-televizyonlar bir ülkenin kültür hayatını oluşturur ve görüş oluşumunu etkiler. Kültür evrenseldir ama kültürün empoze edilmesi de söz konusu olabilir" dedi.
Yabancı sermayenin elindeki yayın kuruluşlarının denetim altında tutulmasının zorluğuna da değinen Özyürek, "Bir şirket bir kanal için milyonlarca dolar bastırmışsa, RTÜK Yasası ile onu sınırlandırmak o kadar kolay olmaz. Çalışanların durumunun da düzeleceği de inandırıcı değil" diye konuştu.
Sınır yüzde 25'te tutulmazsa ve Cumhurbaşkanı veto etmezse konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını açıklayan Özyürek, bir yandan Mecliste görüşmeler sürerken diğer yandan da satış için kulis yapıldığı izlenimini edindiğini ifade etti.
Yalçıntaş: "Yüzde 49'la sınırlı tutulsun"
"Bir kanal, mobilya veya halı gibi değildir" diyen AKP milletvekili Yalçıntaş ise, sınırın yüzde 49'da tutulması gerektiğini, yabancı sermayenin elindeki medyaya müdahalenin, şirketin arkasındaki diplomasi ve sermaye güçlerinin tepkisiyle karşılaşacağını öngördü.
Yalçıntaş, yasanın çıkarılmasında ileri sürülen "daha iyi satılır" gerekçesine katılmadığını söyledi.
Ülsever: "Yabancı sermayeden korkmayın"
Her iki siyasi parti temsilcisinin yasaya karşı çıkması karşısında "Peki, bu yasayı kim geçirdi?" diyerek tepki gösteren Hürriyet gazetesi yazarı Ülsever, "Teknoloji öyle ilerliyor ki, iddia ediyorum, gelecek beş yıl içerisinde Türkiye medyası, yerli mi yoksa yabancıların mı elinde olduğu bilinmeyecek bile" dedi.
Bu gelişime Meclistekilerin engel olamayacaklarını savunan Ülsever, iktisadi amaçla ideolojik amaçların birbiriyle karıştırılmaması gerektiğini savundu ve "İdeolojik bir amacım olsaydı, medya satın alarak yayınları açık açık değil, yayın yapan medyayı kullanarak perde arkasından yapardım" diye konuştu.
Türkiye'deki yayınların statü, içerik ve kurgu açısından yüzde 95'inin zaten yabancı nitelikli olduğunu iddia eden Ülsever, sözlerini "Türkiye medyası kendi sorunlarını aştıktan sonra medyaya yabancı sermaye gelir. Korkanlar daima korkmaya devam edecekler. Ama, ben korkanların hayatta kazandıklarını görmedim" diyerek bitirdi.
Sönmez: "Medya karlı sektör değil; yasa tehdit"
Ülsever'den sonra söz alan ve "Medyada yabancı sermaye" başlıklı bir makalesi bulunan iktisatçı Mustafa Sönmez ise, yasayı yapanların nereden sinyal aldıklarını merak ettiğini belirterek, "Medya ile güç elde edersiniz ama bu kârlı bir sektör değil" dedi.
Medyanın eldeki şirketlerle sinerji yakalamanın bir aracı olabileceğini söyleyen Sönmez, yabancı sermayenin Türkiye medyasında iş yapabilmesi için zamana ihtiyaç olduğunu açıkladı.
Sönmez, "Medya sermayesinin yarısını bir grup kapatmış durumda. Dışarıdan gelen bir yatırımcı, kendisine belli bir reklam payı kaldığını bilir. Türkiye ekonomisinin kırılgan olduğunu da düşünmek lazım" dedi.
"Bugüne kadar gelmek isteyen yabancı yatırımcı gelirdi, buna yüzde 25 de engel değildi" diyen Sönmez, mesele Anayasa Mahkemesi'nin yasayı iptal etmesiyle de bitmediğini söyledi.
Sönmez, hükümetin yasayı, başlangıçta iyi olan ancak son dönemlerde, "tabanını memnun etmek için statükodan uzaklaşma eğilimi göstermesi" nedeniyle bozulan medya-hükümet ilişkilerinde, tehdit için çıkardığını savundu. (EÖ/EÜ)