Konu: 18 gün sürdürülen Paşabahçe Cam fabrikası direnişi değerlendirilmesi
Konuk: Disk Genel İş 7 no'lu şube yönetim kurulu üyesi Erol EKİCİ
Anadolu'nun Sesi: Paşabahçe şişe Cam fabrikası işçilerinin direnişi 18
gününde sona erdirildi. İşverenle sendika temsilcileri arasında bir anlaşma
yapıldı. İşçilerin tepkiside doğal olarak sendikaya yöneldi. Kısaca bu
direnişi değerlendirmenizi istiyoruz.
Erol EKİCİ: Şimdi Paşabahçe şişe cam fabrikası işçileri 18 gün süren bir
direniş yaptılar. Bu direniş bana göre sendikaya rağmen işverene rağmen
Beykoz halkı ile direnşin başlamasıyla birlikte bütün yıldırma tecrit
girişimlerine rağmen gidrek büyüyen destek Beykoz halkı ile , Beykoz şişe
cam işçisiyle birlikte ve diğer çeşitli sendikaların desteğ'iyle bu direniş
ete kemiğe büründü.
Şimdi bunun, bu kadar kısa bir zamanda, geçmişte de örnekleri var .
Paşabahçe direnişin bu kadar kısa bir zamanda Beykoz Paşabahçe halkıyla
kaynaşmasının birtek nedeni var. Oradaki direnişin sadece paşabahçe
fabrikasının zarar etmesi değil tamamen orası paşabahçe cam fabrikasının
bulunduğu büyük bir alanın denize sıfır olmasının rantı var .
Bu vesile ile sadece Beykoz ve Paşabahçe'deki rant ile sınırlı değil.
Beykoz'da bulunan gecekondular, Tekel fabrikası, Beykoz kundura fabrikasının
bir bütününün yok edilerek orada büyük bir rant alanının açılmasıdır. Beykoz
halkı ile Paşabahçe işçisi bunu kavrıyordu. Bunun içinde sloganlarında
"Beykoz'da fabrika kapatılamaz" diyorlardı. Bu bölgedeki rant alanlarını
ele geçirmek için öcelikle oradaki en güçlü ayak paşabahçe'yi yok etmek
gerekiyordu. Paşabahçe'yi yok ettikten sonra, Tekel'ide, beykoz kundurayı
ve gecekonduların yıktırılması çok kolay olacaktı. Bunun içinde ilk olarak
paşabahçe'ye saldırıldı. Paşabahçedeki halk bu durumu gördü ve onun içinde
bu direnişi sahiplenmeyi önüne koydu. Sloganlarında "Beykoz'da fabrika
kapatılamaz" oldu. 1.ci hedef fabrikanın kapatılmaması oldu. Ne yazık ki bu
duygu eylemlilik sendikacılarda yoktu. Özellikle Türk İş 'te yoktu, Kristal
İş'te yoktu. Genel merkez yöneticilerinde yoktu. Fabrikanın kapatılmasından
sonra basına yansıyan görüşlerde Kristal İş sendikasının yöneticileri şunu
söylüyorlardı. Burada eğer bir zarar varsa, burada bir işçi fazlası varsa,
yada burası kapatılacaksa, işveren bu kararı tek taraflı değil bizimle
oturacak müzakere ederek yapabilir. İşveren burada dayatmacı davranıyor,
tek taraflı olarak fabrikayı kapattığını söylüyor. Bunun içinde muhatap
alınmak istiyoruz. dendi.
Anadolu'nun Sesi: Kristal İş Sendikasının tek kazanımı muhatap alınması oldu
sanırız?
Erol EKİCİ: Şimdi zaten Kristal İş'in sendikanın orada 18 gün süren
direnişte birtek kazanımdan söz edilecekse bir tek kazanımı dün işveren
tarafından muhatap alınmadığını söyleyen işveren tarafından muhattap
alınarak oradaki fabrikanın üretiminden yok edilerek o kadar insanın sokağa
atılması işsiz bırakılması demin dediğim gibi sadece paşabahçe cam işçisinin
değil yarın tekel işçisinin işsiz kalmasına yarın beykoz kunduranın
kapatılmasına ve ondan sonraki ordaki gecekondularun rantın paylaşılması
Beykoz halıkının kafasına yıkılmasına neden olacak muhatap alınmak buysa
lanet olsun muhatap alınmamış olsaydı ama Beykozdaki halkında Beykoz şişecam
işçisininde Beykozda fabrika kapatılamaz sloganına uygun davranılsaydı bu
direniş bugünde deva etmiş olsaydı böylesi bir bütünleşmesini ete kemiğe
bürünmüş bir direnişin bsaşarısız olması mümkün değildi yeterki istensindi
ama Paşabhçede 18 günlük direnişin sonuda gösteriyorki orada asıl sorun
işçilerin paşabahçe cam fabrikasının üretiminin devam etmesi değil oradan
çıkacak şeyle orada İş bankasının yada paşabahçenin olduğu diğer
taraflardada sanıyorum kristal iş sendikasının tanınmasına yönelik iyi bir
şey elde ettiler paşabahçe şişe cam fabrikasının örnek olrak Beykoz
halkınında Beykoz işçisinin umtlarını södürdüler bunda kimsenin hakkı diye
düşünüyorum
ANADOLUNUN SESİ :Evet sayın Ekici sizinle konuşmamızın bir nedeni de şu 1475
sayılı kanunun 13. maddesi var. Bu iş aktinin feshini düzenleyen madde,
işçilerin maddi hakedişlerini alarak işten çıkarılmalarını düzenliyor.
Paşabahçe cam fabrikası işçilerinin direnişi bu madde ile birlikte , öğle
yazıldı çizildiki sanki fabrika kapanma kararı aldı. İşte işveren
tazminatınıda veriyor. Kazanılamaz bu direniş gibi bir hava çizildi. Sendika
tarafından bu böyleydi işveren tarafından da ve işçiye yansıtılan böyleydi
oysa 1995 yılında yapılan bu Eminönü belediyesin çalışanlarının 36 gün süren
ve kazanılan direnişleri var. Bu direnişte bu maddeye yönelikti ve kazanımla
sonuçlanabildi. Bu bir örnek bu direnişi örgütleyenlerden biride sizsiniz bu
iki direnişin benzer yanlarına değinirseniz seviniriz?
Erol EKİCİ: Evet belki bu 13.maddede bu ülkede hergün ikişer ,üçer işçi
işten atılıyor. 13.maddeyle işten atılmasının nedeni, kıdem tazminatlarının
yani yasaya dönük ve yasalardan kaynaklanan ücretlerin ödenmesi ve şimdi
burada sıradan bir işçi atılması değilki yanı paşabahçede 800 işçinin
çalıştığı bir fabrikanın tamamen kapatılması ve üretim dışı bırakılması söz
konusu yani işçilerin ücretleri ödendi tazminatları ödeniyor. Buna karşı bir
şey yapılamaz mantığından hareketle şimdi insanların işşiz kalması yani
Paşabahçe cam fabrikasının kapatılması deminde dediğim gibi Paşabahçe'ye
yönelik bir saldırı değil. Topyekün ortadaki gecekondu halkına kadar şimdi
zaten burada öğle olsaydı yani 13. maddeye göre işlenen yani böyle
bakıldığında kıdem tazminatlarını veriyor. Hatta fazlasını ödeyerek veriyor
burada birşey yapılmaz. Öyleyse 18 günlük direnişin nedenini sormak lazım,
18 günlük direnişin nedeni sadece kıdem tazminatlarını biraz fazlallaştırmak
yada bilmem ne yapmak değil. Amaç Paşabahçe'nin üretimine devam etmesi,
insanların orada çalışmaya devam etmesi. İnsanların oradaki çalışmasına
yönelik bir başlangıçtı. İşçilerin talebi buydu ama sendikanın sanırım bu
değildi muhatap alınmaktı yetti. Şimdi 1995 yılındaki Eminönü direnişide
buna benzer özelleştirme taşeronlaştırmanın yaygınlaştırılmaya çalışıldığı
bir süreç, işte temizlik hizmetlerinin taşeronlara verilmesi ihtiyaç fazlası
gibi görüp taşeron getirdiler. Sonra mücadele sonucu taşeron iptal edildi.
Ama bir bayramı fırsat bilerek bir bayram çalışmamayı, (bayramda çalışmak
zorunda değildik) 265 işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarını bankaya
yatırarak işten çıkardı. Ama biz demedik ki bu ülkede ihbar ve kıdem
tazminatları ödenerek işten çıkarılması haklı ve meşrudur. Yasa öğle diyor
ama öbür tarafta insanların 265 işçinin bayramda çalışmamamyı gerekçe
gösterilip atılması suç'sa 17 maddeden işten atılması gerekir. Ama 13.
maddeden atılıyor. Niye? Çünkü 13.madde'den işten atılmak meşruymuş gibi
gösteriliyor. Hayır dedik kardeşim ihbar ve kıdem tazminatlarının
fazlasıyla yatırılmasıda değil bu sadece Eminönü'nde 265 işçiye yapılmış
bir saldırı değil, topyekün Türkiye'de işçi sınıfına yapılmış bir saldırı
olarak kabul ettik. Böyle olmasına rağmen bu direnişin insanların ,
çalışanların işten atılanların geri dönmesine kadar devam edeceğini söyledik
ve ilk iş günü olmak üzere Eminönü belediyesinin önünde 101 güne varan bir
direniş oluturduk. Belki o günün koşullarında çok önemli bir direniş
olmayabilir, belki denizde bir kum tanesi olabilir. Ama bu ülkede
13.maddeden kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek işten atılarında işlerine
geri dönebileceğini gösterdik. bu uğurda mücadele ettik,nitekim sizinde
dediğiniz gibi o günün koşullarında 85 insanın bankaya yatan ihbar ve kıdem
tazminatları hatta imzalanan toplu iş sözleşmesinin 10 ay vardı. ve bu on
aylık ücretlerininde peşin yatmış olmasına rağmen direnen 85 kişi işlerine
geri döndü. Bu direniş demin söylediğim gibi denizde bir kum tanesi
olmasına rağmen o günü
koşullarında geriye dönüşleri sağlandı. Burada da yani Kristal İş sendikası
yani Türk İş'in bir bütün olarak tüm sendikaların Paşabahçe'de üretimin
devam etmesi olmuş olsaydı ben inanıyorumki Paşabahçe işçisininde,
Paşabahçe halkınında bu 18 günde gösterdiği özveri, inanç ve kararlı
mücadele sonucu bunun sağlanabilme olanağı vardı.
Ama hedef o olmadığı için, hedef muhatap alınmaktı. Bunun sonucu sendika
muhatap alındı ama yüz yıllık Paşabahçe cam fabrikası üretim dışı
bırakılarak rant'çıların eline verilmek üzere orada tarihe gömüldü. Beykoz
halkınında Paşabahçe işçisininde umutlarını söndürdü. İşte ne oldu? İnsanlar
tepkilerini kendilerini işşiz bırakan 1.derecedeki fabrika yönetimine 18
gün boyunca gösterdi. Güven duyduğu kuruma tepkilerini göstererek kurumun
en sonunda camını çerçevesini kapısı kırılarak sendika protesto edildi.
Oysa neydi?
Protesto ettikleri saldırdıkları yıllardır aidat ödeyip kendilerinin
varettiği, kendilerinin güvencesi gördüğü bir kurum, hiç kimsenin bu
insanların kendi yarattığı bu kuruma güvensizliklerin aşılanmasına yönelik
kimseye birşey kazandırmıyor. Ne bu Paşabahçe Kristal İş sendikasına, ne
Türk İş'e nede diğer sendikalara, diğer sendikalarıda örnek veriyorum çünkü
diğer sendikalarda farksız onun için insanların umutlarının boşa çıkarılması
doğru değil işte kurumlara olan güven bu şekilde gidiyor. Sonrada işçiler
sendikalara güvenmiyor. Grev diyoruz. Kendi işkolumuza bakıyoruz. Her yerde
grevler oluyor. ama işçilerin kafasında bu yaşananlar dan sonra yarın grev
de ne olacak sorusuyla karşı karşıya kalıyoruz.
Anadolu'nun Sesi: Sn Ekici, oldukça yoğun bir gündemimiz var. O yüzden
proğramımıza katıldığınız için teşekkür ediyoruz ve şunu öğrenmek istiyoruz
birazda her ne kadar bu direniş bir kazanımla sonuçlanmasada yine
direnişler grevler devam ediyor Türkiye'nin dört bir yanında... Ve bu
eylemler kazanımla sonuçlanabilecek, Hak alma mücadeleside sanırım
kazanılmayan bir direnişle sona ermeyecek... Bu mücadele'de sürekliliğini
koruyacak diye düşünüyoruz...
Erol EKİCİ: Bundan başka şansımız yok. Bu ülkede yaşıyoruz, bu ülkede hergün
insanlar Paşabahçe işçisinin karşılaştığı sorunla yüzyüze, yarın Beykoz
kundura karşılaşacak , bugün grevlerle belediye işkolunda bizler
karşılaşıyoruz... Sonuç şu Paşabahçe işçisinin direnişinin böyle
sonuçlanması bir sonraki mücadelenin böyle olmayabilir. Kazanmak için
örgütlenmek, örgütlenmek, örgütlenmek, mücadele etmekten geçiyor. İnsanlar
sendikalara rağmen bu işin üst'tesinden geleceğine inancımız tam ve mücadele
etmekten başkada bir seçeneği yok.
Konu: Üsküdar Belediyesindeki eylemler
Konuk: Belediye İş Anadolu yakası Şube Başkanı Ömer KÜÇÜKALİ
Anadolu'nun Sesi: Sn. Küçükali Üsküdar Belediyesinde bir süre önce grev
kararı asıldı. İşçiler her akşam bu saatlerde belediye önünde toplanıyor
oturma eylemi yapıyorlar. Bu eyleme ilişkin dinleyicilerimize bilgi
verirmisiniz?
Ömer KÜÇÜKALİ: 6 iş günlük gerv süresini doldurduk 60 günlük sürenin
içindeyiz... Greve çıkmadan arkadaşlarımız isteklerimizi dile getiriyor. Bu
nedenle Belediye Başkanlık binasının önünü her akşam saat beş sonrası etki
etmek istedik. Burada taleplerimizi dile getirmeye çalışıyoruz. Henüz bu
saat'e kadar altı ay geçmesine rağmen henüz olumlu bir adım atılmış değil.
Bugün İstanbul'da 10.toplu iş sözleşmesi bugün GaziOsmanpaşa ile bitti.
Önümüzde 10 toplu işsözleşme görüşmesi olmasına rağmen henüz işveren olumlu
bir adımla önümüze gelmedi. Biz sürekli teklif ettik biz masada bitirmek
istiyoruz. Eğer masada bu toplu iş sözleşmesi bitmezse Anayasal hakkımızı
kullanmak istiyoruz. Bu süreçte arkadaşlarımızı motive edip başkanlık
binasının önünde her akşam sürekli etkinliklerle tutmak istiyoruz.
Şimdilik durum bundan ibarettir.
Anadolu'nun Sesi: Son olarak dinleyicilerimize yapmış olduğunuz bu grev
kararı ve eylemlere yönelik neler söylemek istersiniz.
Ömer KÜÇÜKALİ: Hergün çok farklı eylem düzenlemek istiyoruz. Birgün alkışlı
bir tempoyla yarım saatlik eylem, birgün sloganlarla , başka birgün
halkımızla paylaştığımız etkinliklerimiz olabiliyor. Ancak bundan sonra
önümüzdeki hafta bu iş'in dozunu artırarak devam ettirmek istiyoruz...
Sonuç alıncaya kadar devam edeceğiz...
Anadolu'nun Sesi: Önümüzdeki haftadan sonra ne gigi eylemler yapmayı
düşünüyorsunuz?
Ömer KÜÇÜKALİ: Şimdi sürekli toplusözleşmeler bittikçe bizimde sözleşmesi
biten arkadaşlarımız kamuoyu destegini ve ilgisini çekmek için o
ardaşlarımızın desteği ile beraber daha etkin olacak eylemleri düşünüyoruz.
Konu: Küçükçekmece Belediyesine Grev kararı asılması
Konuk: Disk Genel İş 2 no'lu Bölge Şube Başkanı Mehmet KARAGÖZ
Anadolu'nun Sesi: Sn Karagöz, Genel iş sendikası Küçükçekmece Belediyesine
grev kararı astı, fakat Genel İş'in örgütlü olduğu pek çok belediyede grev
kararı asıldı. Bunlara ilişkin de bilgi verirseniz dinleyicilerimize ve
hangi konularda Toplu Sözleşme görüşmelerinde anlaşmazlık çıktı bunlarıda
anlatırmısınız?
Mehmet KARAGÖZ: Daha öncede yedinci iş yeridir grev kararı asıyoruz. Diğer
işyerlerimizde olduğu gibi bunda da ekonomik sıkıntılardan dolayı grev
kararı astık. İdari maddelerde fazla bir sorunumuz yok bu iş yerinde. Daha
önceki belediyelerde idari sorunlar yaşamıştık. Burada da şuan ücret
bazında bir problemimiz var. Anlaşma sağlıyamadık bugün 159.gündür. Bu süre
içerisinde herhangi bir mesafe katedemedik. Önümüzdeki hafta perşembe günü
İstanbul'da "Temsilciler Kurulu"muzu toplaycagız. Temsilciler kurulunda
alınan kararlar doğrultusunda İstanbul'da bitmeyen toplusözleşmeler için
yeni bir eylem planı hazırlayacağız.
Anadolu'nun Sesi: Hangi Belediyelerde şuan grev kararı asıldı.
Mehmet KARAGÖZ: Biliyorsunuz bundan birsüre önce Beşiktaş, Bahçelievler,
Bağcılar, Eminönü, Beyoğlu, Fatih, Küçükçekmece olmak üzere örgütlü
olduğumuz yedinci işyerinde grev kararı asmış bulunmaktayız. Bundan sonra
Grev kararı astığımız yerlerde Grevlerin uygulanmasına geçeceğiz.
Aanadolu'nun sesi: Sn. Karagöz, Toplu İş Sözleşmelerinde İşverenle herhangi
bir görüşme söz konusumu? Bu belediyelerde...
Mehmet KARAGÖZ: Beşiktaş Belediyesinde görüşme çağrısı var. Bahçelievler
Belediyesinde bir görüşme oldu. Ancak herhangi bir anlaşma olmadı.
Önümüzdeki hafta cuma günüde Küçükçekmece Belediyesinde bir görüşme olacak.
Bir taraftan grev kararı asarken diğer taraftanda görüşmeler devam ediyor.
Anadolu'nun Sesi: Son olarak dinleyenlerimize neler söylemek istersiniz?
Mehmet KARAGÖZ: Grev kararı astığımız ve anlaşma sağlayamadığımız
işyerlerinde anlaşmazlığın ana nedeni "İdari maddelerdir" Sendika olarak
idari mahkemelerde 1990 yılından bugüne kadar geçerli olan maddelerdir
bunlardan geri adım atmamız söz konusu değildir. Bunlar bizim kazanmış
haklarımızdır kaldıki daha dün gece geç saatlare kadar TBMM'de İş Güvencesi
Yasa tasarısında yeni gelişmeler oldu. Bunlarıda dikkate almamamıza rağmen
çünkü toplu sözleşme taslaklarımız önceden hazırlanmıştı. Buna rağmen
işveren bazı maddelerde bizi diretmeye zorluyor.
Konu: Samsun Altınkum Belediyesi işçilerinin Ankara Yürüyüşü
Konuk: İşyeri temsilcisi Sibel KURT
Anadolu'nun Sesi: 15 gün süren bir Ankara yürüyüşü gerçekleştirdiniz. Bu
yürüyüş Ankara'da son buldu. Bu yürüyüşe ilişkin bir değerlendirme ve bugün
Ankara'da ne gibi temaslarda bulundunuz?. Dinleyicilerimize anlatırmısınız?
Sibel KURT: Samsun'dan 30 işçi arkadaşlarımızla yürüyerek Ankara'ya geldik.
Yeni çalışma Bakanı ile görüşme yaptık. Kendileri bize söz verdi. Sendikalı
olarak işlerimizin başına döneceğimizi söyledi.
Bu konuda yardımcı olacaklarını söylediler.
Anadolu'nun Sesi: nasıl bir yardım edecekleri konusunda da bilgi
verdilermi?
Sibel KURT: Şu anda Genel Başkanları Mesut Yılmaz' bunu ileteceklerini
söylediler . Kendilerine bildirdik 15 gün zor şartlarda gece gündüz
yürüdüğümüzü söyledik. Kendisi bizim haklı olduğumuzu, işten atılma
sebebinin sendikalı olduğumuzdan kaynaklandığını bildiklerini söylediler bu
anlamda Sn Mesut Yılmaz'a ileteceklerini ve bu konuda bize bir sonuç
vereceklerini belirttiler... Bu konuda Sn Süleyman Çelebi'de bizimle
beraber. Pazartesi yada Salı günü bir sonuç bekliyoruz.
Anadolu'nun Sesi: Bugün Ankara'dan ayrılacakmısınız?
Sibel Kurt: Bugün Ankara'dan ayrılıcağız. Pazartesi ve Salı günüde sonuç'a
göre durum değerlendirmesi yapacağız.
Anadolu'nun Sesi: Yeni Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı ile görüştünüz. Disk
Genel Başkanı Süleyman Çelebi'de bu görüşmede bulundu. Bir sonuç
beklediğinizi söylüyorsunuz. Bugün Samsun'a geri dönüyorsunuz?
Sibel KURT: Bir sonuç bekliyoruz yeni çalışma bakanıda durumu bildiklerini
ve Sn. Mesut Yılmaz'ında bu konudan bilgileri olduklarını ve bu konuda
kesinlikle bir sonuç vereceklerini bize söylediler. Çünkü seçim arifesinde
AB sürecinde Sn. Mesut Yılmaz sürekli açıklamalar yapıyor. Bizde Anayasal
haklarımızı kullandığımızı düşünüyoruz.
Anadolu'nun sesi: Sn Kurt, yürüyüş boyunca insanların sizlere yaklaşımı
nasıldı?
Sibel KURT: İnsanlar çok tepkiliydiler gerçekten size destek veriyoruz.
dediler. Bizle beraber 2 tane eşek'imiz vardı. Anakara'ya girmelerine izin
verilmedi.
Anadolu'nun Sesi: Samsun'a dönünce ne gibi eylemlilikler yapacaksınız? Yoksa
bekleyecekmisiniz bir sonuç çıkardiye?
Sibel KURT: Bugün ay'ın dokuzu grev sürecimizin başlangıç tarihi Samsun'da
kalan 27 arkadaşımız'da bu sabah grev pankart'ını asmışlar. Onlarda orada
greve başladılar. Sendikalı olmak Anayasal ve yasal hakkımızdır.
_________________________________________________________________
MSN Photos is the easiest way to share and print your photos:
http://photos.msn.com/support/worldwide.aspx