Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 196 ülke tarafından kabul edilen Paris İklim Değişikliği Anlaşması bugün imzaya açılıyor.
Hedef 1,5 derece
Anlaşmanın en önemli hedefi, iklim değişikliğini 2100’de sanayi öncesi döneme göre 2 ila 1.5 derece arasında sınırlandırmak.
Bu da her ülkenin BM’ye sunduğu 2030’a kadarki sera gazı emisyon hedeflerini sunan ulusal katkı niyet hedefleri INDC (Intended Nationally Determined Contributions) ile mümkün olacak.
Türkiye, ulusal katkı hedefini 2030’a kadar sera gazı emisyonunu olası büyüme senaryosu üzerinden yüzde 21 azaltmak olarak açıkladı.
New York’taki imza törenine Türkiye’nin de aralarında olduğu 155 ülkenin katılması ve anlaşmayı imzalaması bekleniyor. Daha önce hiçbir küresel anlaşma 155 ülkenin ilk imzacı olarak katılımı ile imzalanmamıştı. Anlaşma 1 yıl boyunca imzaya açık kalacak.
Türkiye’nin yanı sıra imza törenine, ABD, Kanada, Çin, Avrupa Birliği, Hindistan, Brezilya gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler katılıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre, Paris Anlaşması’nın hükümet tarafından imzalandıktan sonra TBMM’de onaylanması gerekiyor.
Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN) Paris Anlaşması kabul edilir edilmez, küresel ve yerel düzeyde önemli etkiler yaratmaya başladığına dikkat çekti. Paris Anlaşması ile beraber en dikkat çekici gelişmeler, enerji alanında özellikle kömür ve yenilebilir enerji konularında ortaya çıktı.
Avrupa İklim Eylem Ağı'nın derlediği bu önemli gelişmeler şöyle:
Kömürde Paris etkisi
İklim değişikliğinin en önemli kaynaklarının başında kömür geliyor. Kömür kullanımı küresel emisyonların neredeyse yarısından sorumlu.
Paris İklim Konferansı’ndan sadece bir ay sonra, tam 70 kömürlü termik santral (toplam 44 GW) yapmayı planlayan Vietnam, “yeni termik santral inşaat planlamalarını gözden geçireceğini ve yeni termik santral projelerini durduracağını” açıkladı.
Anlaşma’dan hemen önce Paris sürecini de desteklemek için Birleşik Krallık (İngiltere) geçtiğimiz Kasım ayında, 2025 yılına kadar kömürlü termik santrallerini kapatacağını açıklamıştı. Belçika ise Mart 2016 itibari ile artık kömürden elektrik üretmiyor. Bu son gelişme ile Avrupa’da artık yedi ülkede kömürden enerji üretilmiyor. Ayrıca, İngiltere ile beraber, Portekiz 2020 yılında, Avusturya 2025 yılında, Finlandiya ise 2020li yıllarda kömürü terk edecek.
Dünya’nın en çok karbon emisyonu salan ikinci ülkesi ABD’de ise, Başkan Barrack Obama yönetimi hemen Ocak 2016’da “kömürün çevresel ve sağlık etkilerini” inceleyeceğini ifade ederek üç yıl boyunca ülkede, yeni kömür madenine izin vermeyeceklerini açıkladı. Bu açıklamadan iki gün önce ise, New York Eyaleti kömürü terk ettiğini açıklamıştı.
Kömür şirketleri batıyor
Dünya’nın en büyük kömür madenciliği şirketi olan, 50 milyon dolarlık Peabody, Nisan 2016’da ABD mahkemelerine başvurarak iflas ilan etmişti. Paris Konferansı’ndan yalnızca birkaç gün sonra, Ocak ayında, ise ABD’nin ikinci büyük kömür şirketi Arch Coal iflas etmişti.
Fonlar da kömüre yatırım yapmayı bırakıyor
Paris’in, küresel sıcaklık artışlarını 2 C derecenin çok altında, mümkünse 1.5 C derecede sınırlandırmak için verdiği mesaj, kömür şirketlerinin batmasına sebep olup ülkeleri kömürsüz enerji üretimi doğrultusunda bir dönüşüme yönlendirirken, bir yandan da emeklilik fonları ve üniversite fonları kömür firmalarındans yatırımlarını terk çekiyor.
186 Milyar Dolarlık Kaliforniya Emekli Öğretmenler Fonu Şubat ayında kömürlü termik santrallerdeki tüm yatırımlarını geri çekme kararı aldı. Sadece son bir kaç ayda Kopenhag Şehri, Rockefeller Aile Fonu, Yale Üniversitesi Fonu gibi önemli fonlar, Paris Anlaşması’nın kabulünün üstünden sadece 4 ay geçmişken fosil yakıtlardan geri çekti.
Geçtiğimiz yıl, dünyanın en büyük emeklilik fonu olan 900 milyar dolarlık Norveç Emeklik Fonu, fosil yakıtlardan yatırımlarını geri çekme kararını açıklamıştı. 14 Nisan 2016’da fon yönetimi, yatırım listesinden halihazırda çıkardığı 52 kömür şirketini açıkladı.
Yenilenebilir enerjide Paris etkisi
Aslında, yenilenebilir enerjiye dönüşün sinyalleri, anlaşma öncesinde de gelmeye başlamıştı. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) 2015 yılına dair açıkladığı istatistiklere göre 2015 yılında 152 gigawatt’lık (GW) yenilenebilir enerji kapasitesi artışı ile yüzde 8.3 büyüdü. Bu rakam, sektöre için tarihteki en hızlı büyüme anlamına da geliyor.
Aynı zamanda, ABD’de 17 eyalet ekonomilerini karbonsuzlaştırmak ve yenilenebilir enerjiye dönüşümü hızlandırmak için bir yenilenebilir enerji koalisyonu kurdu.
Fransa’da ise dönemin Devlet Başkanı François Hollande, yeni yıl konuşmasının önemli bir bölümünü yenilenebilir enerjiye geçiş ve enerji verimliliğini arttırmak için yürütülen ulusal programa ayırdı.
Dünyanın en çok emisyon çıkaran ülkesi Çin, yenilenebilir enerji üretiminin elektrik sistemine entegrasyonunu geliştirmek için 50 trilyon dolarlık küresel enerji ağı planı açıkladı.
Bloomberg Yeni Enerji Finansmanı’nın Birleşmiş Milletler Çevre Programı ile beraber yayınladığı Yenilenebilir Enerji’de Küresel Gelişmeler adlı rapora göre 2015 yılında yenilenebilir enerjiye 265.8 milyar dolarlık kapasite yatırımı yapılırken, kömür ve doğal gaza ise 130 milyar dolarlık yatırım yapıldı. (NV)