10. Dönem gözden geçirme görüşmelerinin de olumlu sonuçlandığının açıklanması ile 3.1 dolarlık kredi dilimi de serbest bırakılacak. Bu kararlar iç piyasada doping etkisi yarattı.
Başbakan Ecevit'in "külliyatlı" ifadesini kullandığı ve Ankara'da ekonomi bürokrasisine yakın çevreler tarafından 40 milyar dolar olarak ifade edilen Türkiye'nin ek mali destek talebi, G7 ülkeleri yerine, yine IMF'den sağlanacak. Ancak ek mali desteğin Türkiye'ye ağır koşulları da getireceği ortaya çıktı. IMF yeni bir Stand-By anlaşmasını gündeme getirdi.
45 milyar dolar gerekiyor
Ekonomi yönetimi ve özellikle Hazine önümüzdeki yıl 85 milyar dolara yakın iç borç ve 14 milyar dolara yakın dış borç ödemesi gerçekleştirecek. Buna karşılık 55 milyar dolara yakın bir iç kaynak söz konusu olacak.
Finansman açığı ile karşı karşıya kalmamak için, yaklaşık 45 milyar dolarlık ek finansman olanağı yaratmak gerektiği vurgulanıyor. Başbakan Ecevit'in "külliyatlı" ek mali destek ifadesi ile 45 milyar dolarlık ek finansman ihtiyacı örtüşüyor. Bu 45 milyar doların 10 milyar doları IMF'nin 2002 yılı için vereceği ek mali destekle karşılanacak.
Ancak, kalan 35 milyar dolarlık finansman ihtiyacı, ya uluslararası finans piyasalarından tahvil borçlanması ya da yurtiçinde yeni iç borçlanma ile karşılanmaya çalışılacak.
Ekonomistler, "IMF ve Dünya Bankası ile G7 ülkelerinin ikili ve/veya çok taraflı anlaşmalar ile Türkiye'ye sağlayabileceği 40 milyar dolarlık ek mali destek talebimiz gündeme gelseydi, Türkiye iç borçlanma maliyetinden daha makul bir faiz ve vade yapısı ile kaynak bulabilecekti. Ancak, şimdilik 40 milyar dolarlık talebimizin 10 milyar dolarlık kısmının karşılanacağı ve Dünya Bankası ile G7 ülkelerinin devrede olmayacağı anlaşılıyor" yorumunu dile getirdiler.
2002 yılında IMF'ye daha önce alınan kredilere karşılık olarak geri ödenmesi gereken 5.4 milyar dolarlık dış borcun akıbeti de netleşmedi. Ekonomi yönetiminden kamuoyuna sızan değerlendirmeler, bu 5.4 milyar dolarlık geri ödemenin ertelenmemesi yönünde. Ertelemenin, mevcut düşük faizli dış borcun faiz yükünün artmasına neden olacağı belirtiliyor.
10 milyar doların kullanım şekli belirsiz
10 milyar dolarlık ek mali desteğin nasıl ve nerede kullandırılacağının çok önemli olduğunu vurgulayan ekonomistler, bunun Hazine tarafından kullanılacağı yönünde yorum yaparken...
IMF gibi kuruluşlardan ve uluslararası finans çevrelerinden önemli istihbaratlar toplayabilen Shroder Salomon Smith Barney (SSSB) adlı uluslararası finans kuruluşu, IMF'nin bu paranın kullanımını Merkez Bankası'na verebileceğini öne sürdü. Buna göre, IMF'nin vereceği bu ek mali destek, Merkez Bankası'nın döviz rezervlerine girecek ve Merkez Bankası da, bu sayede güçlenmiş olan döviz pozisyonu ile, ekonomi yönetiminin ertelemek zorunda kaldığı 'enflasyon hedeflemesi'ne geçecek.
Yeni stand-by gündemde
10 milyar doların Hazine'nin değil de, Merkez Bankası'nın kullanımına verilmesi durumunda, Hazine'nin 2002 yılı için kamu dengesi açısından 45 milyar dolarlık finansman ihtiyacının tümünü iç ve dış yeni borçlanmalar ile karşılamak durumunda kalacağı kaydediliyor.
Bu durumda, IMF'nin yeni bir Stand-By anlaşması ile ilgili teklif ve değerlendirmesinin gündeme geleceğine işaret ediliyor. Türkiye ile IMF arasında 2002 yılında son ermesi gereken Stand-By anlaşması, yeni koşulları ve yeni şekliyle uzatılacak ve yeni Stand-By anlaşması ile süre 2004 yılı sonuna sarkacak.
Türkiye'nin uluslararası finans çevrelerinden uygun koşullarda borçlanabilmesi açısından bu iyi bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Ancak, yeni bir Stand-By anlaşmasında Türkiye'den IMF'nin talep edeceği performans kriterlerinin bir öncekinden daha sert olacağı netleşirse, mevcut Stand-By anlaşmasındaki ekonomik reformları bu koalisyon yapısı içinde dahi yapmakta zorlanan ve birçok kriz atlatan 57. Hükümet, hem kendi iç sorunlarını, hem de genel siyasi sorunları aşıp, bu anlaşmanın altına imza atabilecek mi? (KA/NU)