* Fotoğraf: İHD
“Devletin Covid-19 salgınını bahane ederek içeride ve dışarıda uyguladığı hak ihlalleri artarak devam ediyor. Hapishanelerde; sağlıksız koşullar, yetersiz beslenme, tedavi hakkına erişimin durma noktasına gelmesi yanında temel hak ve özgürlükleri ihlal eden uygulamalarla birçok mahpus ölüme terk ediliyor.”
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, 445. F Oturmasında ağır hasta mahpus Halil Güneş’in durumunu anlattı.
Halil Güneş, 2 Ocak 1993’te 23 yaşındayken tutuklandı ve yaklaşık 28 yıldır hapishanede. Müebbet hapis cezasına hükümlü Halil Güneş, uzun zamandır akciğer ve kemik kanseri hastalığı ile yaşamaya çalışıyor.
Tutuklandığından bu yana 15 hapishaneye sürgün sevk edilen Güneş, son olarak geçen hafta Yüksek Güvenlikli Diyarbakır 2 Nolu F tipi Hapishanesi’ne sevk edildi.
“Kanser hastalığı ilerledi”
İHD’nin bugün dernek binasında yaptığı açıklama şöyle:
“Halil Güneş’in hastalıkları, gözaltında gördüğü ağır işkenceler sonrasında ortaya çıktı. Başlangıçta, kaburgalarında oluşan kırıklar kalp ve akciğerini baskı altında tutarak nefes almada zorluklar yaşamasına sebep oldu, hapishanelerdeki kötü sağlık koşulları, kötü beslenme ve kötü barınma koşulları ile rahatsızlıkları zamanla daha da arttı.
“2007'de çekilen akciğer tomografisinde; akciğerinde yaklaşık 1 santim boyutlarında onlarca tümör olduğu tespit edilmiş, kırılan kaburgalarının ameliyatı sırasında ise ayrıca kemik kanseri olduğu tespiti yapılmıştı. İki kere bu nedenle ameliyat edilen Güneş’e, 2009 yılında ağır derecede KOAH ve Uyku Apnesi teşhisi konulmuş, doktorları; ömür boyu solunum cihazıyla uyuması ve gündüzleri de oksijen maskesi takması gerektiğini söylemişti.
“Kullanmak zorunda kaldığı yüksek dozdaki ağrı kesiciler nedeniyle; ağır stres bozukluğu, epilepsi, her iki gözde Glokom hastalığı, boyunda fıtıklar ve böbreklerinde taşlar oluştu.
“Avukatlarının başvurusu sonucu, Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından “Cezaevinde Kalamaz” raporu verilmesine rağmen, Adli Tıp Kurumu (ATK) 29 Ocak 2014 tarihinde yeni bir rapor hazırlayarak Güneş'in tek başına hayatını idame edebileceği ve hapiste kalabileceği sonucuna varmış, serbest kalması engellenmiştir.
“2014 Temmuz ayında yapılan tetkiklerde kanser hastalığının daha da ilerlediği tespit edilince, serbest bırakılması ve tedavisinin dışarıda sürdürülmesi için avukatları Anayasa Mahkemesine (AYM) başvuruda bulunmuş ancak olumlu bir sonuç alınamamıştır.
“İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesinin başlattığı kampanya ile Halil Güneş'in serbest bırakılması için 10 bin imza toplanmış, bu imzalar 11 Mart 2014 tarihinde AYM'ye gönderilmiş fakat yine bir sonuç alınamamıştır.
“Son görüşmede kız kardeşi ‘Sevk adı altında işkence ile, yapım aşaması bile tamamlanmamış olan Diyarbakır F Tipi Hapishane’ye sevk edilen abim, sağlıksız koşullar içinde yaşamını devam ettirmeye çalışmaktadır. Pandemi bahane edilerek abim 6 aydır kontrollerine götürülmüyor. Abime ölüm dayatılıyor. İnsanlık onuruna ve siyasi kimliğine yönelik bu saldırıları abimin kabul etmesi mümkün değildir. Koşulları bir an önce düzeltilmediği sürece abim ölüm orucuna başlayacağını söylemektedir ki, abimin sağlığı buna uygun değildir. Sorunlar aktardıklarımla da sınırlı değildir. Koşullarının acilen düzeltilmemesi halinde abimin sağlığındaki bozulma tedavi edilemez hale gelecektir. Abime dayatılan ölümdür ve bunu kabul etmemiz mümkün değildir’ dedi.
“İnsan hakları savunucuları olarak, Halil Güneş’in yaşam hakkını koruyucu acil önlemler alınmasını, Halil Güneş nezdinde tüm ağır hasta, yaşlı ve risk grubunda bulunan mahpusların serbest bırakılmasını istiyoruz.” (AS)