10-16 Mayıs Engelliler haftasında sakatlar ve sakat hakları savunucuları bianet'in sorularını yanıtladı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Sekreteri Nejat Taştan da önceki yıllarda sakatlarla ilgili çalışma yürüten komisyondaki deneyimlerine dayanarak şunları söylüyor: "Sakatların ifade alanları sınırlandıkça hak mücadeleleri de görünmez kılınıyor. Bu nedenle mücadeleye sakatlar ve onların yakın çevresinden başlayarak bu yönde bilinç oluşturmak gerekiyor."
Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE), 2003'te yaptığı "Özürlüler Araştırması" sonuçlarına göre toplam 68.6 milyon nüfusun 8.4 milyonunu sakatlar oluşturuyor. Ama onlar hala yaşam kalitelerini yükseltecek bir kamusal destekten yoksunlar.
Bu yıl "Engelliler Haftası"nın gündemi "Özürlüler Yasası". Geçtiğimiz temmuzda yürürlüğe giren yasa sakatların gündelik hayatına yansımaması dahası içerdiği eksikliklerden dolayı sakatların edinilmiş haklarını da işlevsizleştirmesi nedeniyle eleştiriliyor.
Boyraz: Özürlüler Yasası hiçbir şeyi değiştirmedi
bianet'in sorularını yanıtlayan Türkiye Sakatlar Deneği Başkanı Boyraz, "Özürlüler Yasası"nın sakat yaşamına hiçbir olumlu değişiklik katmadığı görüşünde. Boyraz Yasanın çok bütünlüklü ve kapsamlı olmasına, bugüne kadar edinilemeyen bir çok hakka işaret etmesine karşın yaptırım konusunda eksik olduğunu ve bu durumun çaresizlik yarattığını savunuyor.
Boyraz, sakatların en çok erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik konusunda mağdur olduklarını aktarıyor. Boyraz kentsel yapılanma konusunda "Özürlüler Yasa"sının "Kamusal alan sakatlara göre en geç yedi yıl içinde dizayn edilmelidir" koşulunu getirdiğini anımsatıyor ve soruyor: "Peki yedi yıl içinde bahsedilen dizayn yapılmazsa ne olur?" BU sorunun yanıtı yasada yok.
Boyraz'ın dikkat çektiği bir başka nokta Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 122. maddesinde yapılan değişiklik .
Boyraz, "ayrımcılık" başlıklı 122. Maddeye "Özürlülük" ibaresinin eklenmesiyle belirlenen "ayrımcılık" uygulamaları karşısında suç duyurusunda bulunma hakkının, yasada ayrımcılık tanımı yapılmadığı için kullanılmadığını, savcılıkların bu durumlarda takipsizlik kararı verdiklerini söylüyor.
"Sakatın yaşama karışmasının önüne konulan engeller doğruca yerel yönetimlerin sorumluluğunda olduğu için bu koşulları yaratanlar sakatlara karşı suç işlemiş oluyor. Ama böyle mağduriyetlerin şikayet edileceği mercii yok" diyor Boyraz.
"Örneğin Bakırköy'de üst geçit, alt geçit gibi olanakların olduğu işlek bir caddede sakatın bunlara ulaşım şansı yok. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne verdiğimiz dilekçede asansör isteğimizi ilettik. Belediye ise bunun için ödeneği olmadığını söyledi"
"Sakat asansörüne bütçe yok laleye var! "
Boyraz İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sakatların hiçbir zaman ulaşamadıkları üç trilyonluk yatırımla İstanbul'u lalelerle donatmasını bir çelişki olarak görüyor. Çıkarılan "Özürlü Yasası" da popülizmden ibaret onun kanısınca.
Yeni Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Yasasının (SSGSS) da "sağlık hizmetinin yüzde 20'lik kısmını sakata ödeterek" sosyal devlet ilkesini "tepetaklak" ettiğine dikkat çekiyor Boyraz.
"Sakat olmak bir tercihmiş gibi..."
Boyraz'a göre sakatlıkların çoğunun da nedeni gene devlet: "Eğer bu ülkede trafik terörü olmasa, akraba evliliğinin yanlışlığı aktarılsa, her bir bölgede sağlık hizmeti tam olarak işlese, sakat nüfus da bu kadar çok olmaz.
Sakatlar Derneği Başkanı sakat insanların protez, tekerlikli sandalye gibi ihtiyaçlarının en iyi şekilde devlet tarafından ücretsiz ve ulaşılabilir olmasını istiyor.
Boyraz ayrıca "evde bakım" uygulamasını da eleştiriyor: "Bu uygulamaya göre. Sanki sosyal güvencesi olanların geçim derdi yokmuş gibi SSK'lı olanlar bakım ücreti alamıyor."
Sakat sorunlarının hükümetin her bakanlığı tarafından ilgilenilmek zorunda olduğunu, özellikle sakatların yaşam hakkını yani mimari ulaşım, eğitim, istihdam ve sosyal alan kullanım olanaklarının sağlanmasının gerektiğini söylüyor Boyraz ve ekliyor: "Ben haklarımı bilsem ne olur?"
Taştan: Sakat mücadelesi ekonomik politikaya endeksli olmamalı
İHD Genel Sekreteri Taştan, yaklaşık iki yıldır Birleşmiş Milletler (BM) standartlarında sakatlara yönelik ayrımcılığın kaldırılması kapsamında faaliyet yürüttüklerini aktardı.
"Bu çalışmayla özellikle sakatlara yönelim ayrımcılığın kaldırılmasında hak savunuculuğunun yerini de belirmeye çalıştık" diyen Taştan, sakat örgütleriyle birlikte bir yol oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.
İHD sözcüsü Taştan'a göre, "Sakatlar ne kadar görünmez olursa kampanyalar da bir o kadar görünmez oluyor. Problem aslında sivil toplum örgütlerinin sandığından daha büyük. Çünkü sakatların hiçbir alanda kendilerini ifade etme şansı yok."
"Sakatlara ilişkin politikalar sadece ekonomik temelde ele alınmamalı" diyen Taştan STK'lara "asıl çıkmaz" dediği "sakatların gündelik yaşamda görünmez kılınmaları" konusunda çok iş düştüğünü düşünüyor.
"Sakatların kendilerine yapılan ayrımcılıkları tek tek tanımlaması ve ayrımına varması, normal saymaması gerek. Bunun içinde önce sakat ve sakat çevresi içinde bu duyarlığı oluşturacak bilinç gerek."
Taştan sakatların "Toplumun bireyi olduklarını, istihdam ve eğitimden, bilgiye erişimden, çevresel, fiziksel, kentsel hayata katılım olanaklarına kadar" her şeyi talep eden bir bilince ulaştırılmalarını önemsiyor.
Sakat kazanımları açısından Türkiye'nin dünyanın çok gerisinde olduğunu belirten Taştan, "sakatların görünmezliğine son verilmeden sakat olmayanlarla aynı hayata erişim imkânlarına uylaşamayacaklarını söyledi: "Bu noktada sakat örgütlerin sakat hakkı savunuculuğu yapmaları ve bu hedefleri önlerine koymaları gerekir."
Sakatlar Derneği: Kutlama yapacak bir durum yok
Türkiye Sakatlar Derneğiyse Engelliler haftası için yaptığı açıklamada, "Sosyal yaşamda; eğitimde, çalışma hayatında, sağlık sorunlarında ve örgütlenme biçimlerinde yaşadığımız toplumun neresinde" olduklarını sorguluyor ve bu haftanın kutlama ve şenlik havasında yaşanamayacağını dile getiriyor.
"Yasaları uygularken sakat bilirkişisi ve komisyonu şart"
Dernek "Özürlüler Yasası"yla ilgili eleştirilerini ve taleplerini şöyle sıralıyor:
* "Özürlüler Yasası"nda 2022 sayılı yasaya göre sakat maaşlarının anlamlı bir oranda artışı Sosyal Güvenlik kuruluşlarına tabi olmayan, özürlülere ücretsiz bakım ücreti sunulması gibi hususlar, yasanın öngördüğü yönetmelikler henüz çıkarılamadığı için uygulanmıyor.
* Yargı organlarının ve savcılıkların ayrımcılıkla ilgili sorunlar önlerine geldiğinde başvurabilecekleri veya görüş alabilecekleri bir merci bulunmadığından ayrımcılıkla ilgili davalar sonuçsuz kalıyor. Sakatlar alanında bilgi ve deneyim sahibi kişilerden oluşan sakat hakları izleme komitesinin kurulması; aynı zamanda sakatlar konusunda bilirkişi niteliğindeki bu kurulun verdiği görüşlerin yargı kararlarına esas oluşturulması sağlanmalıdır.
* 5378 sayılı "Özürlüler Yasası"nın öngördüğü 16 Yönetmelikten bu güne kadar ancak beşi çıkarılmıştır. Yaşamsal önemdeki yönetmeliklerin pek çoğu henüz yürürlüğe girmemiştir. Yasa ile getirilen hakların uygulamaya konulabilmesi için bu yönetmeliklerin gereksinimlere karşılık verecek bir biçimde ivedilikle çıkartılması sağlanmalıdır.
Dernek Yasanın bu haliyle sakatların elde ettiği kazanımları işlevsiz kıldığını, toplumunda ortaya çıkan umutların boş olduğuna ilişkin bir ruh halinin yayılmaya başlandığını söylüyor.
Bu nedenlerle bu yıl ki Engelliler Haftasının gündemini "Özürlüler Yasası"nın en temel eksiklikleri oluşturuyor. Dernek bu bağlamda hükümetçe taleplerinin dikkate alınması ve değişikliklerin ivedilikle yapılması çağrısında bulunuyor. (EZÖ/EK)