VAKAD'dan Zozan Özgökçe, genelgenin devrim niteliğinde, kapsamlı bir çalışma olduğunu söylüyor. Ama unutulan bir konuya parmak basıyor:
"Genelgede bahsedilen eğitim, medya, hukuk, töre ve namus cinayetleri ve tabi kadına yönelik şiddetle ilgili konulan hedefler çok iyi. Unutulan bir kısım var, o da bu bölgede çok yaygın. Adliye, karakol, hastane gibi kamu kurumlarda tercümanların bulundurulması gerekmektedir."
Özgökçe: Genelge devrim niteliğinde
Özgökçe genelgenin devrim niteliğinde olmasını koruyucu önlemlere bağlıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) "Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu" adıyla daimi bir komisyonun kurulması, "Kadın Destek Fonu"nun oluşturulması, "Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi"nin kurulması, "ALO ŞİDDET HATTI"nın oluşturulması, "Çerçeve Eşitlik Yasası" gibi düzenlemeleri örnek olarak gösteriyor.
Genelge sumen altında kalmasın
Genelgeler ve yasalar gibi yazılı belgelerin, dağıtıldıkları yerlerdeki uygulayıcıların sumenlerinin altında kalmaması gerektiğine işaret eden Özgökçe bir çok genelge ve yasanın genel itibarıyla iyi yazılmış metinler olduğuna dikkat çekiyor. "Kurulması ön görülen mekanizmalar, sistemler hukuksal düzenlemeler çok iyi düşünülmüş. Kadın örgütleri de yıllardır bunu savunuyordu" diyor.
Genelgede öngörülenlerin yapılması için ise eğitimli, kadın bakış açısına sahip profesyonel çalışanların olması gerektiğine işaret ediyor Özgökçe.
"Bu da uzun yıllar alır diye düşünmekteyiz. Deneyimli psikolog, pedagog, sosyal hizmet uzmanlarının mahkemelerde, karakollarda, hastanelerde kadrolu olarak çalışması gerekmektedir. Ayrıca karakollarda şiddet başvurularını uzman kişiler almalıdır ve kadın için tam koruma sağlanmalıdır."
Radikal uygulamalar şart
Özgökçe genelgeye önem verdiklerini belirterek, uygulama için zorunluluğa vurgu yapıyor ve bir örnek veriyor. "Daha geçen hafta ailesinden şiddet gördüğü ve gidecek yeri olamayan bir kadını karakoldan aldık. Polis arkamızdan aileye haber verdi. Bunu yaparak da bizlerin hayatını tehlikeye attı. Uygulayıcılar ne kadar bilinçli bu konuda, ne kadar toplumsal rollere dayalı alışkanlıklarından sıyrılmışlar? Hala ölen /öldürülen /intihar eden kadınlar için ciddi soruşturmalar açılmıyor, üstü kapatılıyorken yasaların caydırıcılığı nasıl olsun?"
Özgökçe kadın ve erkek arasındaki ekonomik dengesizliğin ortadan kalması için radikal uygulamaların şart olduğu kanısında.
"işverenler için özel bir uygulama, yasal düzenleme yapılmalı. Örneğin; 'çalışanlarının yüzde 40'ı kadın olacak' gibi. Hala 4320 sayılı kanunda belirtildiği halde hemen tedbir alınmıyorsa, bu alışkanlık haline gelmişse, uygulayıcılara her gün bir genelge de gönderilse, uygulama açısından baskı gerek." (AD/EÖ)