Fotoğraf: Twitter
Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve yönetmen Işıl Özgentürk hakkında “basın yayın yoluyla örgüt propagandası yapmak" suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmayı Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi ve bianet raportörü Erol Önderoğlu da izledi.
Özgentürk, Twitter'da dört yıl önce paylaştığı iki mesaj ve iki fotoğrafı nedeniyle yargılanıyor.
Duruşmada savunmasını yapan Özgentürk, 72 yaşında bir gazeteci olduğunu belirterek, kendisini ihbar eden kişi hakkında “Beni ihbar edenin ne yazdıklarımdan ne de kitaplarımdan, filmlerimden haberi var. Sadece ihbar etmiş” diye konuştu. Özgentürk özetle şunları söyledi:
"Ben ülkemin gelişmesini, binlerce yıllık tarihinin tüm dünyada bilinmesi için çaba gösteririm. Ben vatanı görerek, gördüklerimi insanlara anlatarak severim. Kötülüğü de iyiliği de yazmaya çalışırım. Bundan vazgeçmeye de niyetim yok.
"Çektiğim fotoğraflar ruh halimi yansıtıyor"
“İddianame basın yoluyla PKK terör örgütünün propagandasını yaptığım iddia ediliyor. Fotoğraflar 2015 yılına ait. O yıl Suruç sınırında bulunan Kobani'de IŞİD’le yapılan bir savaş vardı. Bizim ülkemize de savaştan kaçarak sığınmak amacıyla binlerce mülteci gelmişti. Onlar için ülkemizde tüm belediyeler ve devlet kurumları çok sayıda mülteci kampları kurmuştu.
“İşte böyle bir zamanda, ben Nusaybin’de uluslararası tüm kadın örgütlerinin katıldığı bir 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamasındayım. Sınırda Suriyeli kadınlarla bizler buluşacaktık. Ama savaş nedeniyle sınır kapalı olduğu için bu buluşma gerçekleştirilemedi.
“Fotoğrafta görülüyor. Sınırdan herkes gittikten sonra ben üzgün bir şekilde, tellerle kaplı sınırda duruyorum. Burası Kobani sınırı. Sınırda o yıl Paris’te öldürülmüş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı üç kadının fotoğrafları asılı ve ben bunu, yani sınırda tellerin üstüne konulmuş bu fotoğrafların fotoğrafını çekip paylaşmışım.
“Çektiğim bu fotoğraf o anki ruh halimi yansıtmaktadır. Çünkü ben bu ülkenin bölünmesine karşıyım, bir iç savaşa sürüklenmesine karşıyım, bu tür provakasyonlarla dünyayı yönetenlerin bu ülkeyi bölmek istediklerini biliyorum; üzüntüm ondandır. Eylemim sadece budur, çünkü ben ülkesini seven bir gazeteciyim.
"Hayatım boyunca şiddete karşı oldum"
“Gelelim, ikinci fotoğrafa. Yolun ortasında üç dört manav sandığından ve battaniyelerden oluşan hendeğe. Ne yazık ki gazeteci olarak bunu da gördüm. Ama hendeği ben kazmadım. Bunun fotoğrafını çekmek terör örgütü propagandası demek değildir. Kabul etmiyorum.
“Şimdi hayatım boyunca ölüm oruçlarının ve PKK şiddetinin karşısında olduğumu, gittiğim tüm konferanslarda anlatan ben nasıl oluyor da beni hiç tanımayan Sakaryalı bir ihbarcının kendi sübjektif yorumuna göre yaptığı ihbarıyla PKK yanlısı yapılıyorum? Bunu şiddetle reddediyorum.”
Savcı ceza istedi
Özgentürk’ün savunmasının ardından mütalaasını veren savcı 6 Eylül 2015 tarihli fotoğrafların yasadışı olayları meşru gösterme amacı güttüğünü, 4 Nisan 2015 tarihli fotoğrafın ise örgüt yöneticilerinin meşrulaştırılmasını, örgütün ve amacının toplum içerisinde benimsenmesinin sağlanması unsurlarını ihtiva ettiğini öne sürdü.
Savcı Özgentürk’ün terör örgütü propagandası suçunu zincirleme suretle işlediğini belirterek TMK 7/2, TCK 43/1 ve TCK 53/1’den cezalandırılmasını istedi.
Mütalaa üzerine Özgentürk ve avukatları, mütalaaya karşı savunma yapmak üzere süre talebinde bulundu. Ara kadarını açıklayan mahkeme, duruşmanın 5 Mart 2020'ye bırakılmasına ve Özgentürk'ün duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi.
Terörle Mücadele Kanunu 7/2Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Türk Ceza Kanunu 43/1Madde 43- (1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Türk Ceza Kanunu 53/1Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak; a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, b) Seçme ve seçilme ehliyetinden, c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan, d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan, e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılır. Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz |
(HA)