Kandıra T Tipi 1 Nolu Cezaevi'nde tutukluyken kendini astığı iddia edilen 21 yaşındaki Hasan Özer'in şüpheli ölümü Meclis'e taşındı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle, hapishanelerde ve gözaltı merkezlerindeki birçok ölümün kayıtlara intihar olarak geçtiğini, bu ölümleri engellemek için ne gibi tedbirler alındığını sordu.
"Beni öldürecekler" demişti
CNNTürk'ün haberine göre, Özer, altı yıl önce babasına ait hurdacı dükkânına giren hırsızı öldürdü ve polise teslim oldu. Dört yıl Silivri ve Metris cezaevlerinde kalan Özer, sonra Kandıra'daki Kocaeli 1 No.'lu T Tipi Cezaevi'ne nakledildi. Burada ailesine öldürüleceğini, bu nedenle cezaevini değiştirmek istediğini söyledi.
2 Ekim 2011'de ailesini arayan Özer'in, 15 dakika sürmesi gereken konuşması 2 dakika 15 saniyede sona erdi. Özer, ailesine "Beni öldürecekler çabuk Cumhuriyet Savcılığı'na gidin" dedi. Annesi Nejla Özer ise "Müdüre çık müdüre" yanıtını verdi. Ancak Özer, "Beni zaten müdür öldürecek" diye konuştu ve telefon kapandı.
Bu telefon üzerine ailesi Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak oğullarının daha önce dövüldüğünü şimdi de ölümle tehdit edildiğini belirterek cezaevinin değiştirilmesini istedi.
Özer bu telefon sonrası geçici koğuşa konuldu. Cezaevindeki kamera kayıtlarına göre Özer, telefon konuşmasının ardından kaçıyor, gardiyanlarca yakalanıp dövülerek yere yatırılıyor. Sonra da elleri bağlanarak bir odaya sokuluyor.
İki gün sonra yani 4 Ekim 2011'de Bakırköy Adliyesi'nde duruşmaya çıktı. Mahkeme Başkanı Mehmet Faik Saban, Özer'e boynunda olan sıyrıkları sordu.
Özer, "Beni öldürmek istiyorlar. Cezaevine gitmemek için ayakkabı ile cama vurdum, cam kırılınca boğazımı kestim. Ramazan Gerginyay isimli hasmımı oraya koyuyorlar" dedi. Mahkeme de "Cezaevi müdürlüğüne bilgi ve gereği için gönderilmesine, mahkememize bilgi verilmesinin istenmesine..." kararını aldı.
Bu karar üzerine Özer'in avukatı Ali İhsan Gökdere cezaevine gitti, başka cezaevine nakil için dilekçe verdi.
Özer bunun üzerine tek başına konulduğu geçici koğuşuna götürüldü. Ertesi gün avukatına intihar ettiği bildirildi. Özer'in 6 Ekim 2011 sabahı yapılan sayım sırasında yırtılan bir gömlek ile duş başlığına asılı halde bulunduğu kayıtlara geçti.
Adalet Bakanlığından yapılan açıklamada ise Özer'in, "Ramazan Girginyay beni öldürecek'' sözleri üzerine kaldığı cezaevinde bu isimde tutuklu/hükümlü olmamasına rağmen güvenlik-tedbir amacıyla ve geçici olarak odasının değiştirildiği bildirildi.
"Neden tedbir almadınız?"
Tanrıkulu, Özer'in şüpheli ölümünün ardından Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma başlatmasına rağmen bir yıldır dava açılmamasına dikkat çekti ve şu soruların yanıtlanmasını istedi:
* Özer'in ölümü konusunda Bakanlığınız bünyesinde nasıl bir soruşturma başlatıldı ve bu soruşturma nasıl neticelendi?
* Özer'in otopsisi yapıldı mı? Yapılmışsa, ne tür bulgular elde edildi?
* Cezaevi veya gözaltı süreçlerinde çok sayıda ölümün "intihar" olarak kayıtlara geçtiği biliniyor. Mahkûm ölümlerini ortadan kaldırmak için ne tür tedbirler alınıyor?
* Özer'in, ölümünden 15 gün önce ailesine "beni öldürecekler" dediği doğru mu? Doğruysa, bu konuda neden bir tedbir alınmadı?
* Özer'in ölümüne kim veya kimler sebep oldu? Faillerin ortaya çıkarılması için ne tür çalışmalar yapıldı?
* Ailesi ve kamuoyunun Özer'in ölümüyle ilgili kuşkularını gidermek için ne yapmayı düşünüyorsunuz?
* Tutuklu veya hükümlülerin can güvenliklerini sağlamak için neden yeteri kadar tedbir alınmıyor? (AS)