Fotoğraf: Canva
Dijital dünyada her üç internet kullanıcısından birinin çocuk olduğu tahmin ediliyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yaptığı "Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması"na göre ise Türkiye'de 6-15 yaş grubundaki çocukların 2013'te yüzde 50,8 olan internet kullanımı oranı 2022'de yüzde 82,7'ye yükseldi.
İzmir Çocuk Çalışmaları Ağı (İÇÇA), "Dijital Dünyada Çocuk Haklarının Güçlenmesi İçin Özel Sektörün Mevcut Durumunun Analiz Edilmesi" araştırma raporunu yayımladı.
Rapor, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı desteğiyle hazırlandı.
8 Mayıs- 8 Haziran 2023 tarihleri arasında açık kalan çevrimiçi anketin katılımcılarına İÇÇA'nın ilişki içinde olduğu sivil toplum kuruluşları aracılığıyla ulaşıldı. Anketlerde özel sektör- çocuk hakları çalışma deneyimi eşleşmesi önemsendiği için kontrollü bir yaygınlaştırma tercih edildi, açık çağrı yapıldı. İzmir'de farklı büyüklükte dijital ürünler ve hizmetler üreten firmalardan 30 kurumla toplamda 93 kişiyle araştırma yürütüldü.
Raporun Sonuç bölümünde şu bilgiler yer alıyor:
"Özel sektörün dijital ortam bağlamında çocuk haklarına, özellikle ayrımcılık yapmama, bilgi, ifade özgürlüğü, mahremiyet ve istismar ve sömürüden korunma haklarına saygı gösterme sorumluluğu vardır. Örneğin, işletmeler, ağlarının ve hizmetlerinin çocuklara yönelik cinsel istismar görüntüleri ve yabancı düşmanı, ırkçı ve nefret söylemi dahil olmak üzere yasa dışı içeriğin dağıtımı için kullanılmasını önlemelidir. Çocukların mahremiyetini korumak ve çocukların yararlı bilgilere erişimini kolaylaştırmak için önlemler almalıdırlar.
"Özel sektör, temel uluslararası kurumların tavsiye kararlarında açıklandığı gibi çocuk haklarına saygı göstermek için açık bir politika taahhüdü göstermelidir. Bu politika taahhüdü, operasyonlarda ve hizmetlerde yer alan herkesin beklentilerini şart koşmalı ve etik standartları, davranış kurallarını veya diğer değerlerle ilgili kurumsal taahhütleri ve politikaları içermelidir.
"Özel sektör, dijital teknolojilerin ve dijital medyanın çocuk hakları üzerindeki etkisini ele alan çabaları kamuoyuyla paylaşmalıdır. Örneğin şirketler, yasa dışı ve zararlı materyallerin yayınlanmasını izlemek için hangi önlemleri aldıkları, çocukların rahatsız edici içeriği kaldırma taleplerine nasıl yanıt verdikleri, çevrimiçi ortamda çocuklardan toplanan verileri nasıl kullandıkları ve paylaştıkları konusunda açık olmalıdır.
"Gelecekte ürün ve hizmetleri şekillendirmek için en kırılgan ve dışlanmış çocuk gruplarının ihtiyaçlarını dikkate almaları için özel sektörü etkilemek için sivil toplum örgütlerinin harekete geçmesi gerekmektedir. Böylece özel sektör bu topluluklara karşı yükümlülüklerini ve çocuk haklarını daha geniş bir şekilde karşılamaları için sorumluluk alma noktasında üzerinde sivil baskı hissedecektir."
Raporun tamamı için burayı tıklayın.
(AÖ)