CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parti genel merkezinde düzenlenen Sendikalar ve Emek Örgütleri Buluşmasına programında konuştu.
Özel’in gündeminde, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınması vardı. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü açıklamalarına yanıt verdi.
Özel, Ahmet Özer'in gözaltına alınmasına tepki gösterdi. 14. Ağır Ceza Mahkemesi hakimiyken Erdoğan’ın Adalet Bakan Yardımcılığına atadığı, yakın tarihte de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına getirilen Akın Gürlek’i eleştirdi:
“Belediyeye kapıyı kırarak girdiler. Avukatıyla bile görüştürmediler. İzni kim veriyor? Başsavcı. Başsavcı kim? Akın Gürlek. Düne kadar bakan yardımcısıydı. Kimin başı vurulacaksa Akın Gürlek orada. O piyonu, o seyyar giyotini oradan alın. Kendilerini nasıl yönetmesi gerektiğini Esenyurt halkı mı karar verecek Akın Gürlek mi?"
“Erdoğan milyonlar anladı, sen anlayamamışsın”
Özel ardından Erdoğan’ın “AKP olarak kurulduğumuz andan itibaren hep söylediğimiz, ‘Devlet, herkesin devleti olmalı. Devlet herkesi eşit kucaklamalı’ siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeyle de olsa, açık yüreklilikle dile getirdiği, kardeşliğe katkı sağladığı için Sayın Özel’i buradan tebrik ediyorum. CHP’nin Sayın Özel’in Genel Başkanlığında tarihin bu önemli kırılma noktasında doğru yerde duracağına, kardeşliğin safında yer alacağına ben yürekten inanmak istiyorum” ifadelerine karşılık şunları söyledi:
“Erdoğan, yedi günlük gecikmeyle Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını değerlendirdi ve sahiplendi. Bazı, ‘Efendim, Erdoğan’dan bir şeyler duymak isterdik’ gibi yaklaşımlar oluyor. Daha ne duyacaksınız Erdoğan’dan? Bahçeli’nin tutumunu överken Bahçeli’nin her sözünün altına imza atmıştır. Erdoğan’ın pozisyonu Bahçeli ile aynı pozisyondur.
Bana da teşekkür etmiş. Diyor ki ‘Efendim, ülkenin birlik ve bütünlüğü, kardeşliğiyle ilgili Kürt sorununa yönelik tutumundan dolayı’ memnuniyetlerini ifade ediyor. Ben şu kadarını söyleyeyim: Derler ya ‘Beni bir kişi anladı, o da yanlış anladı.’ Sayın Erdoğan milyonlar anladı, sen anlayamamışsın.
Teşekkür kıymetli. Ben de isterim teşekkür etmek. Ama bir kişinin meselesini, o kişinin özgürlüğüyle ilişkilendirip, getirip de Meclis’te konuşturup bir meseleyi kökünden halledeceğini düşünen önerme eksik bir önermedir ve felaket üretecek bir önermedir. Sorunu görmeyen ve çözmeyen bir önermedir.
“Kürtler 'sorunum var' diyorsa vardır”
Ben Türkiye’de Kürtler, ‘Sorunum var’ diyorsa vardır. Sorunun olup olmadığına oturup Meclis’in bakması lazım. Hiçbir siyasi parti dışlanmadan konuşulmalı, demokrasi eksenli çözüm üretilmeli. Ben Meclis’i adres gösteriyorum, Devlet Bey ve sen, Abdullah Öcalan’a adres diye Meclis’i gösteriyorsun.
Benim tutumum şudur: Ben silah bırakılacaksa, kan akmayacaksa, annelerin gözyaşı dinecekse, her aktörün kim konuşacaksa konuşsun, her aktörün katkısı alınsın ama bir aktörü aktörleştirip bir sorunu yok sayarsanız bana teşekkür etmeniz sadece ve sadece ya beni dinlemediğinizi ya anlamadığınızı ya da benim ortaya koyduğum net perspektif yerine Abdullah Öcalan odaklı bu durumu kendinizin de sürdüreceğini, geçmişte de anlaştığınızı gösteriyor. Bu demokratik değil, doğru da değil.
Biz bir kez daha söylüyoruz. Meclis’in merkezde olduğu, şeffaf, adil ve toplumsal mutabakata dayalı bir çözümün tarafıyız. Olmadık önermelerle, olmadık meselelerle gündemi karıştırıp da toplumsal tepki yaratıp da bir yeni başarısızlık sürecinin örgütlenmesi doğru iş değildir."
(HA)