Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’da Ülke Politikaları Vakfı tarafından düzenlenen Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması Panelinde konuştu. Özel, panelin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"İmamoğlu’na kürsüden 15 adım ötede soruşturma açıldı"
Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturmalara tepki gösteren Özel, bu durumu yargının siyasallaşmasının en net örneği olarak değerlendirdi. Özel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın davranışını “şizofrenik bir hal” olarak nitelendirdi:
"Ekrem İmamoğlu, kürsüden 15 adım uzaklaşmışken soruşturma açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın işi gücü yok mu? Canlı yayında soruşturma açmak ne demek? Bu, özel yetkili savcıların tamamen siyasi bir aparat olarak kullanıldığını gösteriyor. Gerçekten şizofrenik bir halle karşı karşıyayız."
"Biz rövanşist değiliz"
Özel, CHP’nin intikam duygusuyla hareket etmeyeceğini belirterek, şöyle dedi:
“Değerli arkadaşlar, biraz önce yargının siyasallaşması ile ilgili bir panelin açılış konuşmalarını yaptık. Orada da söylemiştim. Olacak O Kadar Televizyonu’nda ‘Tam yerine denk geldi, manzara koyduk’ diyorlardı. Tam gününde bunu tartışıyorken, tam burada yargının siyasallaşması noktasında dünya rekorunu kırdı. Denedi ve kırdı. Ekrem İmamoğlu, değerli başkanımız kürsüden 15 adım uzaklaştı, konuşmayı yaptığı kürsüden 15 adım ötedeyken hakkında soruşturma açtı. Bir kere insan şunu düşünüyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın işi gücü olmaz mı? Pazartesi günü sabah bu vakitte açıp Ekrem İmamoğlu’nu izliyor. Bir yerde bir konuşma yapılır, içinde hiç yok ama bir suç unsuru varsa bile haberdar olur, sonra onu izler, incele. Canlı yayında soruşturma açmak ne demek? Bütün dikkati burada ve şu çok belli. Özel yetkili savcılar olur ya özel yetkili mahkemeler, özel yetkili savcılar. Özel görevli, İstanbul’u karıştırmaktan, Ekrem İmamoğlu ile uğraşmaktan özel sorumlu, yetkili bir başsavcı ile muhatabız. Yoksa İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu kadar işi olması gerekirken işi gücü bırakıp canlı yayında bizi izleyip, dünya rekoru denercesine sonuçlarla uğraşmak filan. Kendi kendine. Gerçekten şizofrenik bir halle karşı karşıyayız. Şizofrenik davranışlar bunlar. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, ‘İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı tehdit edildi’ diye soruşturma başlatıyor. Bırak onu da bir başkası başlatacaksa başlatsın. Ben Ekrem Başkan yanıma oturduğunda dedim ki, ‘Çok iyi oldu. Ortam çok gerildiğinde insanlar ‘Ya iktidar değişince de bize mi bunlar yapılacak! kaygısı oluyor, iyi bir güvence oldu. Bizim evladımıza yapıyorsunuz. Ama biz, sizin evlatlarınıza bunlar yapılmasın diye yargıyı düzelteceğiz.’ Bu lafın neresi? ‘Ben iyi bir güvence oldu geleceğe dair’ dedim. Bunu duyan insanlar ‘Bu işin rövanşı benim evladıma gider’ diye düşünmez hiç olmazsa dedim. Bu kadar insancıl, bu kadar yapıcı, bu kadar doğru yerden kurulmuş. ‘Sen benim evladıma yaptın bu sabah. Ama biz değil senin hiç kimsenin evladına yapmayacağız. Senin evladının da güvencesi biziz’ demeyi. İçinde evlat lafı geçiyor diye, ailesinin üstüne çekip. Dinlemeyen, duyan, oradan buradan okuyan da sanacak ki Akın Gürlek’in evladı tehdit edilmiş. Biz o duygunun insanları değiliz ki. Biz o kötülüğün insanları değiliz. Senin bizim evladımıza yaptığına bizim elimiz senin evladına yapmaya varmaz. Bu güvence ortaya konulurken ben tebrik ettim. ‘Çok iyi bir yerden ifade ettiniz bu güvenceyi’ dedim. Onun ve şu anda görev yapan birçok insan olabilir. AK Parti’ye oy veren vatandaş, ‘Sıra bize mi gelir, bunlar gelince de intikam mı alır?’... ‘Rövanşist değiliz. İntikamcı değiliz. Hukukun gereğini yaparız. Evlatla, çocukla uğraşmayız’ dedi. Bir kere bunu söyleyelim. İki, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu süreci bize bir savaş ilanı olarak gördük. ‘Bunu görüyoruz’ dedik. Kimseye savaş ilan ettiğimiz yok, ama bize savaş ilan edildi. Bu şartlar altında 2025 yılının bir seçim yılı olacağını söyledik. Biz hazırız. Programımız yazılıyordu biliyorsunuz, o artık bir hükümet programına, bir iktidar programına evrilmek durumundadır. Hızla yapılıyor. Sandık görevlilerini çalışıyoruz. Mesela Ensar Aytekin, 81 ile ‘Sandık görevlilerini hazırlayın’ talimatı verdi. Sandık güvenliğini çalışıyoruz. Her şeyle hazırken bir de aday olacak. Bizim adayı belirleme irademiz kesindir. Bu süreci başlatacağız. Ama aday bir kişinin, bir kurumun ağzından çıkacak, öyle karar verilecek değil. Ben koltuğa oturduğum ilk gün -oturduğumuz koltuk Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı koltuğudur- orada da söylemiştim, burada da söyleyelim. En adil, en açık, en şeffaf ve en katılımcı şekilde; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu, Avrupa ülkesi, dünya ülkesine uygun, 2025 yılı demokrasisine uygun bir şekilde. Öyle bir adayı o yöntemle belirleyeceğiz. Yoksa varıp da ‘Aday kimdir belli’... Onu tek başına genel başkan belirleyecek olsa, ya da bir kurul ile dar bir yerde belirleyecek olsa bizim onlardan farkımız kalmaz. Bu konuda çok netiz ama irademiz kesin, yol yürüyüşümüz kesin. Çok güçlü bir süreç hazırlıyoruz ve tarif ediyoruz. Bunun için de el ele, omuz omuza, kol kola kimseyi dışlamadan, kimseyi dışarıda bırakmadan, bir kişiyi arkada bırakmadan Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar yürüyüşünü gerçekleştiriyoruz. Biz hazırız, onlar da iktidarı devretmeye hazır olsunlar.”
"Sandığı koymak için her şeyi yapacağız"
Seçim hazırlıklarına ilişkin de konuşan Özel, CHP’nin her açıdan seçime hazır olduğunu söyledi:
"2025 yılı bir seçim yılı olacak. Programımız, iktidar programı olarak hızla şekilleniyor. Sandık güvenliğinden aday belirleme sürecine kadar her şeyi çalışıyoruz. En açık, şeffaf ve katılımcı şekilde, kimseyi dışlamadan, omuz omuza bir iktidar yürüyüşü gerçekleştiriyoruz. Biz hazırız, onlar da iktidarı devretmeye hazır olsunlar.”
"Tarihin akışına hep birlikte tanıklık edeceğiz"
Özel, 2025 yılını Türkiye’de önemli bir değişimin yılı olarak nitelendirdi:
"Bu yıl tarihin akışına hep birlikte tanıklık edeceğiz. İktidarın defterini pazara çıkarmak ve sandığı milletin önüne koymak için üzerimize düşen her şeyi yapacağız. Bu süreç, sıradan bir eylem planının ötesinde uzun soluklu ve güçlü bir mücadeleyi içeriyor."
"İmamoğlu siyasi bir tutsaktır"
Ekrem İmamoğlu’na yönelik saldırıları eleştiren Özel, İmamoğlu ve diğer CHP’li belediye başkanlarının haksız yere hedef alındığını ifade etti:
"Ne Ekrem İmamoğlu ne de diğer belediye başkanlarımız terörist ya da hırsızdır. Onlar siyasi tutsaktır. İstanbul’un muhafızı olan İmamoğlu ile bu süreçleri konuşmayacağız da kiminle konuşacağız?"
"Kötülük ne kadar büyükse cesaretimiz de o kadar büyük"
Özel, CHP’nin seçim sürecindeki kararlılığına vurgu yaparak, şu sözlerle açıklamasını sonlandırdı:
"Bu kadar büyük kötülükle mücadele ederken cesaretimiz ve kararlılığımız da o kadar büyük. Cumhuriyet Halk Partisi dimdik ayaktadır. Bu süreci hep birlikte omuz omuza başaracağız."
(EMK)