Özbekistan'da iki yıldır kadınları kısırlaştırma programı yürütülüyor. Kadınlar doğum yapmaya gittiklerinde, doğumun ardından kendilerine haber verilmeden kısırlaştırılıyorlar.
Yurtdışından gelen gazetecilerin hoş karşılanmadığı Özbekistan'dan sınırdışı edilen BBC muhabiri Natalia Antelava, kısırlaştırılan Özbekistanlı kadınlarla komşu ülke Kazakistan'da görüşmüş ve e-posta ve ülkeden kurye ile çıkarılan kayıtlarla kanıt toplamış.
Ortaya çıkaran patolog hapiste
Patolog Gülbahar Turayeva, 2005 yılında Andican'da çalıştığı morga getirilen genç, sağlıklı kadın rahimlerinin ne kadar fazla olduğunu fark etti.
Bu rahimlerin ait olduğu kadınları bulup 200 zorla kısırlaştırma vakasını belgeledikten sonra, elindeki bilgileri kamuoyuna duyurup işverenlerinden bir açıklama istedi. İşten atıldı. 2007'de ise ülkeye gizlice muhalif literatür sokmaktan hapse girdi.
Ultrasona girdiğinde rahminin alındığını öğrenmiş
Üç çocuk annesi bir kadın "Ayda bir ya da iki kere, bazen daha sık, sağlık ocağından bir hemşire gelip beni ameliyat olmam için hastaneye yatırmaya çalışıyor" diyor. Hemşire kadına "Şimdi bedava, ama sonradan paralı olacak, şimdi yaptır daha iyi" diyormuş.
Bir diğer anne de oğlunun doğumundan sonra aylarca nedeni belirsiz ağrılar çektiğini, ağır kanaması olduğunu anlatıyor. Ultrasona girdiğinde, rahminin alındığını öğrenmiş.
Amaç nüfus kontrolü
BBC'nin Sağlık Bakanlığı'ndaki bir kaynağına göre, kısırlaştırma programının amacı artan nüfusu kontrol etmek. Resmi rakamlara göre Özbekistan nüfusu 28 milyon civarında.
Özbekistan'da halen faaliyet gösteren az sayıdaki sivil toplum kuruluşundan biri olan Uzman Çalışma Grubu 2010'da yaptığı araştırmayla 80 bin kısırlaştırma vakasını belgelemiş.
"Kısırlaştırma kotam ayda dört kadın"
Antelava'nın sınırdışı edilmeden once Taşkent'te konuştuğu bir jinekolog, "Bize her yıl bir plan veriliyor. Her doktora, kaç kadına doğum kontrolü uygulaması, kaçını kısırlaştırması gerektiği söyleniyor. Bir kota var; benim kotam ayda dört kadın" diyor.
İki diğer tıbbi kaynak da özellikle kırsal kesimlerdeki doktorlar üzerinde yoğun baskı olduğunu, haftada sekiz kadını kısırlaştırması istenen doktorların bile bulunduğunu söylüyor.
İsmini vermek istemeyen bir kasaba hastanesi doktoru, "Kağıt üzerinde kısırlaştırma ancak rıza ile yapılıyor ancak kadınlara seçme şansı verilmiyor" diyor.
Taşkent yakınlarındaki bir hastanenin başhekimi de artık kadınların yüzde 80'inin sezaryenle doğum yaptığını, böylece kısırlaştırma işleminin kolaylaştığını söylüyor.
Bazı doktorlar zoraki kısırlaştırmanın yalnızca nüfus kontrolü amaçlı olmadığı görüşünde; ana ve çocuk ölümlerini azaltmanın garip, kestirme bir yolu olduğunu söylüyorlar. Bir cerrah "Formül ortada; ne kadar az kadın doğum yaparsa, o kadar da az ölüm olur" diyor.
Özbekistan hükümeti inkar ediyor
2007'de BM İşkenceyle Mücadele Komisyonu'nun, Özbekistan'daki zorla kısırlaştırma ve rahim alma vakalarını raporuna taşımasıyla vakaların sayısında azalma görüldüğü haberleri gelmeye başladı.
Ancak tıp çevrelerine göre Özbekistan hükümeti, 2009 ve 2010'da kliniklerden rızası olan kadınlara ameliyat yoluyla doğum kontrolü uygulamaya hazır olmalarını istedi. 2009'da başkentte çalışan doktorlar, kısırlaştırma hizmetlerine yardımcı olmak üzere kırsal kesimlere gönderildi. Bundan sonra kısırlaştırma vakalarının arttığına dair kanıtlar var.
BBC'nin bu haberle ilgili yorum alma istemine yazılı yanıt veren Özbek hükümeti, zoraki kısırlaştırma programıyla ilgili iddiaların iftira olduğunu, gerçekle bağdaşmadığını söyledi.
Hükümet ayrıca ameliyat yoluyla kısırlaştırmanın yaygın olmadığını ve yalnızca bir uzmanla görüştükten sonra, gönüllü olarak ve çiftin ikisinin de yazılı onaylarıyla yapıldığını belirtti. (ÇT)
* BBC'den Natalia Antelava'nın haberi için tıklayın.