Baroların hayvan hakları komisyonları ve sivil toplum örgütleri, Eskişehir’de boş bir arazide cesedi bulunan Erinç Pütün’ün ölümünün otopsi yapılmadığı halde sokak köpeklerine mal edilmesini kınadı.
Leeds Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası Çalışmalar Bölümü doktora öğrencisi Erinç Pütün’ün cesedi, 14 Mart’ta Eskişehir’in Batıkent Mahallesi’ndeki boş bir arazide bulunmuştu. Cesede “ölü muayenesi” yapılmış, Pütün’ün bedenindeki kesiklerin hayvan diş izi ve pençelerine bağlı oluştuğu ve ölümün de bundan kaynaklandığı kanaatine varılmış; ve cesede klasik otopsi yapılmadan aileye teslim edilmişti.
24 örgüt ve baro komisyonunun ortak açıklamasında, “Pütün’ün başkaca sebeplerle yaşamını yitirmiş olabileceği ihtimali üzerine gidilmediği ve bu olaydaki bütün şüpheleri ortadan kaldıracak klasik otopsinin yapılmadığı” belirtildi.
Yaygın medyanın hayvan davranışları konusunda uzman olmayan kişilerden görüş alarak yaptığı ve “Çok sevdiği köpekler sonu oldu” gibi başlıklarla servis ettiği haberlerin, sokak köpeklerini hedef haline getirdiği ve sokak hayvanlarını şehirden uzaklaştırıp kötü koşullardaki barınaklara kapatma politikalarına zemin hazırladığı ifade edildi.
"Sokak köpekleri insan yemez"
Sokak köpeklerinin insan yemediğinin altını çizen hayvan hakları savunucuları, medyayı etik ve sorumlu habercilik yapmaya davet etti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Hayvanların şehirlerdeki varlığının tehdit altında olduğu şu günlerde, bu tarz haberler, yaklaşan felaketlere kamu nezdinde meşru zemin yaratmayı hedeflemektedir.
“Hayvan psikolojisi ve davranışları hakkında uzmanlığı bulunmayan akademisyenlerden hayvanlar aleyhine görüş alınması, sokak ortasında köpek kurşunlamış bir avukatın demeçlerinin kullanılması, bu haberlerin arkasında yatan politik itkiyi de ortaya koymaktadır.
“Medya, yalnızca hayvanların katledilmesine gerekçe sunmakla kalmayıp, Erinç Pütün’ün yaşamını yitirmesine ilişkin başlatılan adlî süreci de manipüle etmekte, dolayısıyla işlenmiş suça ortak olmaktadır.
“Sokak köpeklerinin sürü psikolojisinden dolayı saldırganlaştığını iddia eden bu haberlerde kullanılan demeçler, makul mantık silsilesinden mahrum oldukları gibi, insan-köpek ilişkisine, köpek doğasının ve psikolojisinin bilinen ve yıllardır deneyimlenen temellendirmelerine de ters düşmektedir. Bu olayda yaşandığı üzere, iddia veya varsayım düzeyindeki henüz aydınlatılmamış durumlarda, köpekleri kendinden menkûl birer 'tehlike' olarak yorumlamak doğru, bilimsel ve ahlakî bir yaklaşım olmaktan uzaktır.”
İmzacılar: Av. Bektaş Şarklı, Gaziantep Barosu Başkanı, Adana Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Ankara Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri, Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Derin Ekoloji Derneği, Dört Ayaklı Şehir, Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği, Gaziantep Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Gaziantep Doğa ve Hayvan Dostları Derneği, Hatay Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Hayvan Hakları İzleme Merkezi (HAKİM), Hayvan Haklarını Koruma ve Geliştirme Derneği (HAGİD), Hayvanlara Adalet Platformu (HAD), Hayvanları Koruma Derneği Manisa (HAKDEM), İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Kayseri Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Kayseri Hayvanları Koruma Derneği, Kırklareli Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Kocaeli Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Ordu Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Sarıyer Kent Dayanışması, Yeryüzüne Özgürlük Derneği, Yunuslara Özgürlük Platformu. (ÇT)