İstanbul Bilgi Üniversitesi Gençlik Çalışmaları Birimi (GÇB) ile Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) tarafından İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı desteğiyle 7. si yapılan "Yaşayan Kütüphane" bugün 13:00-18:00 saatleri arasında Garajistanbul'da.
Okuyabileceğiniz "kitaplar", çoğunlukla genellemelere ve önyargılı davranışlara maruz kalan ve sıklıkla ayrımcılığa uğrayan grupları temsil ediyor. Kitaplardan bazıları şöyle: Ermeni, Kürt, Alevi, Yahudi, Başörtüsü, HIV +, Transseksüel, Gay, Lezbiyen, STK Çalışanı, Arap, Şizofren, Lezbiyen, Barmen/Barmaid, Psikolog, Feminist, Ressam, Avukat...
GÇB'den Yörük Kurtaran da Yaşayan Kütüphane ile ilgili bianet'e şunları anlattı:
"Hayatında hiç Ermeni görmemiş insanlar var. Dolayısıyla da farklı kimlikler hakkında önyargılara sahipler. Özellikle bu insanların buraya gelmesini istiyoruz. Genel olarak kütüphaneyi kullanan insanlar konuşmadıkları konuları konuşuyorlar, hiç tanışmadıkları kimliklerle tanışıyorlar, hep akıllarındaki ama soramadıkları soruları sorabiliyorlar. Günde ortalama 300-500 kişi geliyor. Lacivert tişörtlüler kitap, turuncu tişörtlüler ise kütüphaneci. Okuma (konuşma) seansları ise 30'ar dakika. 'Yaşayan Kütüphane', Avrupa Üniversiteleri Tiyatro Şenliği'nde okuyucularıyla buluşacak."
Kütüphane kuralları
Bildiğimiz kütüphanelere oranla burası çok daha gürültülü bir kütüphane. Herkes ikişer kişilik masalara oturup merak ettiği kitabı okuyor (kimlikle konuşuyor). Kütüphane kurallarının bazıları ise şöyle: "Kitabı sözle veya davranışla incitmek, kitaba hakaret etmek kabul edilemez", "Kitabın yanıtlamak istemediği sorulara cevap vermeme hakkı vardır", "Okuma sonrası kitabınızı yıpratmadan kütüphaneye iade ediniz."
Başörtüsü ve HIV + kitapları
Başörtüsü Kitabı: "Beni okuyanlar genelde 'Kapanmaya ne zaman ve nasıl karar verdin', 'Ailenin baskısıyla mı kapandın', 'AKP'li misin, cemaatçi misin' gibi sorular soruluyor. Beni okuyan yabancı bir öğrenci 'Madem erkekler saçtan tahrik oluyor o zaman erkekler de kapanmalı mı?' diye sormuştu. Ben de bunun üzerine çok düşünüyorum.
Girdiğim ortamlarda bazen bana böcekmişim gibi bakıyorlar. Bundan çok rahatsız oluyorum. İnsanlar benim cemaatçi ya da AKP'li olduğumu düşünüyor. Ama ben ikisine de karşıyım. Ben biraz da feministim. Ve sırf erkekler tahrik olmasın diye kapanmak beni bazen sinirlendiriyor."
"Ciddi ama korkunç bir hastalık değil"
HIV + Kitabı: "Günde 20-25 kişi beni okuyor. Genelde bu hastalığı nasıl kaptığım ya da nasıl hissettiğim üzerine sorular soruluyor. Hastalığın birinden birine geçmesinin de çok kolay olduğu sanılıyor. Ama aslında öyle değil. Tanı travması denilen hastalığın ilk öğrendiğimde sevdiklerimi bir daha göremeyeceğimi, hayatımın erken biteceğini düşünüyordum. Ama 5 yıl geçti ve ölmedim.
Hastalığımı HIV fobisi olan arkadaşlarıma söylemiyorum. Çünkü üzüleceklerini biliyorum.
Bir de insanlar bu hastalığın eşcinsel hastalığı olduğunu sanıyorlar. Ama HIV hastalarının yüzde 83'ü kadın ve erkeklerden oluşuyor. Her HIV hastası da AIDS demek değildir. AIDS bu hastalığın son evresine verilen ad. Bu ciddi ama korkunç bir hastalık değil." (BT)
Detaylı bilgi için; www.yasayankutuphane.net, www.tog.org.tr ve www.genclik.bilgi.edu.tr adreslerine tıklayabilirsiniz.