Oryantal dansçısı Özlem İdilsu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) Kanal D'de yayınlanan "Ben Bilmem Eşim Bilir" adlı programda, yarışmacıların dansöze para yapıştırmasını "genel ahlaka ve Türk aile yapısına" aykırı bularak kanala 200 bin TL ceza kesmesini eleştirdi.
İdilsu, bianet'e yaptığı değerlendirmede para yapıştırmanın geleneklerde olduğunu belirterek, ancak söz konusu kadın bir dansçı olunca yetkililerin kadını cinsel meta olarak gördüğünü söyledi.
RTÜK, söz konusu cezayla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
"Ekrana getirilen, dansöze para yapıştırma görüntüleri o saatte ekran başında olma olasılığı olan çocuk ve genç kitlesinin gelişimine olumsuz etki sağlayabilecek niteliktedir."
"Yayının bir başka boyutu ise Türk aile yapısı üzerine etkisidir. Saat 20.00 gibi korumasız bir saatte bu şekilde dansözlü bir yarışmanın dizayn edilmesinin yanı sıra aile kavramımızda yeri olmayan bir uygulama da sırf bir yarışma uğruna katılımcılara uygulattırılmaktadır."
"Kadını cinsel meta olarak görüyorlar"
Özlem İdilsu, dansözlüğün her zaman iki arada bir derede kaldığını, hem geleneksel olarak görülen ve sevilen bir şey, aynı zamanda yargılanan bir şey olduğunu ifade ediyor.
"Televizyonda bu şekilde yer aldığı için Türk aile yapısına aykırı olmasının ne demek olduğunu ben de şahsen anlayamadım. Çünkü Türk aile yapısı çok genel ve kavram ve tam olarak ne anlam ifade ettiği belli değil."
"Geleneksel olarak Ortadoğu'da para takılır. Sünnet çocuğuna da, damada da, geline de, müzisyene de, dansöze de para takılır. Bu geleneklerimizde var."
"Para takmanın kadın dans ettiği zaman mesele haline getirilmesi ilginç. Kadına para takılması neden ahlaksal bir mesele olduğunu anlayamıyorum. Tartışmanın bunun üstünden yapılması bana enteresan geliyor."
"Çocuklara ve gençlere olumsuz etkisi olabileceğini iddia ediyorlar ama çocuklar üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi olamaz. Türkiye geleneklerinde para takmak zaten var. Çocuğa sünnet olduğunda para takılıyor. Ama kadına para takıldığında bunu ahlaksal değerlerle yorumluyorlar."
"Bir şekilde kadını metalaştırıyorlar. Bu da oldukça rahatsız edici. Korumacı yaklaşım sergilemeye çalışıyor ama öte yandan dans eden bir kadını cinsel meta olarak görüyorlar." (EKN)