Demokratik Özgür Kadın Hareketi’nin Diyarbakır’da düzenlediği 1. Ortadoğu Kadın Konferansı’nın sonuç metni açıklandı. 26 ülkeden 250 kadının katılımıyla gerçekleşen konferansın sonuç metninde kritik bir süreçten geçildiği, bu sürece kadınların katılımının çok önemli olduğu belirtildi.
Konferansta şu kararlar alındı:
* Konferans katılımcılarının tümünü kapsayan bir iletişim ağı oluşturacak.
* İkinci konferans toplanıncaya kadar konferans delegasyonu arasındaki iletişim ve politik dayanışmayı sağlamak, birbirimizle daha güçlü işbirliği imkanları yaratmak için dönüşümlü bir koordinasyon grubu kuracağız.
* Suriye’deki savaştan kaçan kadınların yaşadığı mülteci kamplarını izleme grubu oluşturacağız.
Bildirgede konferansın altını çizdiği noktalar şöyle ifade edildi:
“Yeni iktidarlar kadınları eve kapatmak istiyor”
* Ortadoğu ve Kuzey Afrika değişimler yaşıyor, yeniden yapılanıyor. Bu kritik süreç biz kadınlar için hem olanak hem de risk demek. Bu değişim ve yeniden yapılanma sürecine örgütlü ve daha etkili katılmanın, kendi özgürlüğümüz için bize de tarihsel sorumluluk yüklediğine inanıyoruz. Verilen mücadeleye kadınlar da aktif olarak katılıyor. Ancak yeni iktidarlar göreve gelirken kadınların haklarını gasp ediyor, erkek egemen sistemle işbirliğine giderek kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzü bizi politik ve kamusal alan ve karar alma mekanizmalarından uzaklaştırmak, biz kadınları evlere mahkum etmek için kullanıyor.
“Köktendincilik kadın özgürlüğüne tehdittir”
* Tarihsel bilincimiz ve deneyimlerimiz gösteriyor ki; kökten dincilik kadın özgürlüğüne karşı temel tehditlerinden biridir. Kadını red ve inkâr eden kökten dinciliğe karşı mücadelemizi yükseltmek değişim sürecini bir kadın devrimine dönüştürmek temel mücadele konumuzdur.
* Biz kadınlar, tecavüz, recm, kadın sünneti, kadın cinayetleri, kadına yönelik erkek ve devlet şiddetine; kadınlara esnek ve güvencesiz çalışmayı dayatan neo-liberal politikalara karşı mücadele edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz İdam tehdidi altındaki kadınlar için uluslararası duyarlılık yaratmak, gözaltında işkence ve kötü muamele ile mücadele etmek için ortak eylemlilikler yapacağımızı belirtiyoruz.
“Her türlü ayrımcılığa karşı çıkıyoruz”
* Etnik, ideolojik, dini inanç, cinsel kimlik, cinsel yönelim ayrımcılığın her türüne karşı çıktığımızı belirtiyoruz. Dini inancı olmayanların da haklarının savunulması gerektiğini belirtiyoruz. Bütün halkların anadilini koruma ve savunma hakkı olduğunu, eğitim ve anadilde yaşama hakkının kadınların da talebi olduğunu söylüyoruz.
“Tek ulusçu değil, çoğulcu ulus modeli”
* Her türlü işgale ve dış müdahalelere karşı çıkıyor, ulusal ve toplumsal mücadele ile kadın hakları için verilen mücadelenin ayrılmaz olduğuna ve birlikte yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Tekçi ulus devlet modelini reddediyor, demokratik çoğulcu ulus modelini öneriyoruz. Emperyalist politikalar karşısında halkların kardeşliği mücadelesini esas alıyoruz.Faşizme ve her türlü diktatörlüğe karşı mücadeleyi yükseltmek ilkesel tutumumuzdur.
* Konferans delegasyonunun temsil ettiği bütün ülkelerden kadınlar haklarımız, özgürlüğümüz ve demokrasi için mücadele eden tüm siyasi tutuklu kadınlar özgür oluncaya kadar politik, hukuki ve demokratik alanda mücadele edeceğimizi belirtiyoruz. Yönetimleri tüm siyasi kadın tutsakları bir an önce serbest bırakmaya çağırıyoruz.
"Barış müzakerelerinde eşitlikçi temsiliyet gerekli”
* Barış müzakerelerinde kadının eşit ve cinsiyet eşitlikçi temsiliyeti sağlanmadan gerçek bir barış inşasının mümkün olamayacağını düşünüyoruz. Bu temelde barış müzakerelerinde kadın temsiliyetinin sağlanması için tüm kadınları mücadeleyi yükseltmeye davet ediyoruz. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan ile Türkiye devleti arasında başlayan barış görüşmelerini ve müzakereyi destekliyoruz. Bu müzakereden Kürt halkının özgürlük taleplerini karşılayan bir sonuç çıkması için çaba sarf edeceğimizi deklere ve Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep ediyoruz.
“Kürt ve Filistin halkları özgür olmalı”
* 20. Yüzyılın başında dört devlet tarafından sömürgeleştirilen Kürdistan’da yürütülen hak ve özgürlük mücadelesini destekliyoruz. Kürt ve Filistin halkının özgürlük sorununu Ortadoğu’nun en temel iki sorunu olarak görüyoruz. Bu iki halkın özgürlüğü olmadan bölgede gerçek bir barışın olamayacağını bir kez daha belirtiyoruz. Başta Filistin ve Kürt halkı olmak üzere, bütün halkların özgürlük mücadelesini destekliyoruz. Halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkı olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Filistin halkının, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı ve siyonizme karşı verdiği mücadeleyi desteklediğimizi beyan ediyoruz.
“Şiddete karşı birlikte mücadele edeceğiz”
* Biz kadınlar kadın hakları ve özgürlüğüne ilişkin siyasi, ideolojik ve etnik temelli ayrımcı yaklaşımları reddediyoruz. Siyasi görüş ve ideolojik yaklaşım farkı gözetmeden kadın olmaktan kaynaklı ortak sorunlarımıza karşı ortak mücadele edeceğimizi açıklıyoruz. "Bu nedenle Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da kadının gerek kamusal gerekse özel alanda maruz kaldığı şiddeti görünür ve bilinir kılmak; devlet ve erkek şiddetine karşı ortak eş zamanlı bir kampanya yapacağımızı duyuruyoruz.
* İşgal ve savaş nedeniyle tahrip olan doğa ve kültürel tarihimizin yıkımına da karşı duracağız.
Konferans Kürt kadın siyasetçiler Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in Paris’te öldürüldüğü 9 Ocak’ı siyasi cinayetlere karşı ortak eylemlilik günü olarak kabul etti. (EA)