Hükümet yaklaşık 5 milyar metrekare yerin satışından 11 katrilyonluk bir gelir beklerken, Halkevleri'nin organize ettiği toplantıda orman köylüsü bilgilendirildi.
Toplantıya, Türkiye Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık, Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, OR-KOOP Genel Başkanı Cafer Yüksel ve Türkiye Kamu Çalışanları Sendikası (Kamu Sen) Hukuk Sekreteri Ömer Bakkal katıldı.
Ceylan: Orman devletçe üretilir, işletilir deniyor
Halkevleri Genel Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Yaraşın yönettiği panelde, açılış konuşmasını yapan Bolu Belediye Başkanı Yüksel Ceylan, "Ormana karşı olan görevlerimizi yerine getirmekte her dönemde sınıfta kaldık" diyerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü:.
"Bir zamanlar, 'Toprak işleyenin, su kullananındır' sözlerini ağızlarında sakız edip çiğneyenlerin, şimdi ormanlarımızı 'Devlet Ormanları Kanununa' göre 'Devletçe üretilir, işletilir, işlettirilebilir' hükmünü getirerek, devlet ormanlarının yönetim ve işletme hakkını özel kişi ve kuruluşlara devretmeye çalışıyor."
Anayasa'nın 169. ve 170. maddeleri değiştirildiğinde, alınan teknik bilgilere göre 21 milyon hektara yaklaşan orman arazisi vurguncuların eline geçecektir. Böylece, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi amacı da ortadan kalkacaktır"
Sönmezışık: Orman köylüsüne değil arazi mafyasına
"Dünyada yaşanacak gerçek krizin bankaların batması, ülkelerde siyasal bir istikrar olmaması ve enflasyonun bazı ülkelerde yüzde 100'e varması olmadığını" belirten Türkiye Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık, "Gerçek kriz, dünyanın bütün doğal kaynakları yok edilerek ekolojik krize girmesidir" dedi.
Sönmezışık, "Hükümetin; Anayasa'nın 169. maddesinin 2. fıkrasını değiştirmekle, ormanların yönetim ve işletme hakkını tamamen özel kişi ve kuruluşlara devredileceğini" belirterek sözlerini şu şekilde devam ettirdi:
"1975'ten bu yana 'orman köylüsünü kalkındırma' adına çıkarılan kanunlardan, orman köylüsünün haberi yok.
Hükümet, Anayasa'nın 'Orman Köylülerinin Korunması ve Desteklenmesi' başlığı altındaki 170. maddesinin 1. fıkrasını ikiye bölüp 31.12.1981 yılından önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmiş ve orman sınırları dışına çıkarılmış yerlerin devri, tahsisi, terki, kiraya verilmesi üzerinde sınırlı hak tesisi, satışı ve satış gelirlerinden orman köylülerinin kalkındırılmalarının desteklenmesi amacıyla ayrılacak payın belirlenmesi kanunla düzenlenir. Orman köyleri sınırları içinde kalan yerlerin satışında kullanıcı Orman Köylüsüne öncelik tanır' adı altın 3. bir fıkra eklenmektedir.
Yapılan değişiklik dikkatli okunduğunda bunun bir cinayet, daha ötesi bir ihanet olduğu hemen fark edilecektir. 2-B maddesi kapsamıyla orman dışına çıkarılan arazileri, orman köylüsüne tahsis etmek yerine, arazi mafyasına peşkeş çekilmeye çalışılıyor."
"Orman köylüsünü Anayasa koruyordu"
Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, "Bu yasaya, ana muhalefet partisi karşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı gerekçeleriyle karşıdır"dedi.
"Ülke nüfusunun 7-8 milyonunu oluşturan orman köylüsünün, toplumumuzun en yoksul kesimini oluşturduğunu" belirten OR KOOP Genel Başkanı Cafer Yüksel, "Anayasa'nın, 'Ormanların Korunması'yla ilgili maddenin başına 'Orman Köylülerinin Korunması ve Desteklenmesi' getirilmiş. Yani orman köylüsü, ormanlarımızla birlikte korunmaya alınmış. Bu düzenleme, orman köylüsü korunmadan, ormanlar korunamaz mantığıyla yapılmış" dedi.(NK/BB)