Giresun Ekspres Gazetesi'nden kadın hakları mücadelesinde yer alan gazeteci Saliha Yayla, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet Günü'nde bianet'in "Şiddete uğradınız mı?" sorusunu böyle yanıtlıyor.
Şanlıurfa Yaşam Evi'nden Devran Melik, İzmir Türk Kadınlar Birliği'nden Latife Şencan, Çanakkale Kadın Emeğini Değerlendirme Derneği'nden (ELDER) Gülay Sarışen, AMARGi Kadın Kooperatifi'nden Songül Ercan, Filmmor Kadın Kooperatifi'nden Melek Özman da "Şiddete uğradınız mı" sorusunu önce "hayır" diyerek yanıtladı, sonra da aslında şiddetin dayakla sınırlandırılamayacağı görüşünde birleştiler.
Tek farklı yanıtı veren Havin Sarıkaya ise şiddetle ancak görünür kılarak mücadele edilebileceği inancıyla kadınları konuşmaya çağırıyor.
Yayla: Muhalif erkeklerin şiddeti
Yayla, Giresun'da dayağın yanı sıra ekonomik ve kültürel baskılar nedeniyle psikolojik şiddetin de yaygın olduğunu anlatıyor ve kendisini bu anlamda şanslı görüyor.
"İki kızıma bir şamar bile vurmadım. Ne şiddet uyguladım ne de fiziki şiddet gördüm. "
Ne var ki Yayla, insan hakları ve kadın hakları mücadelesi veren erkeklerin şiddetle ilişkisinden rahatsız.
"Özgürlük ve Dayanışma Partisi, Sosyalist Demokrasi Partisi, İnsan Hakları Derneği ve Halkevleri gibi muhalif ortamlarda erkeklerin söylemde karşı olduklarını ifade ettikleri halde gündelik hayatlarında şiddeti kullanmaları üzücü."
Melik: Sözel şiddeti yaşıyoruz
Şanlıurfa Yaşam Evi'nden Devran Melik, fiziksel şiddete uğramadığını, sözel şiddeti ise yaşadığını söylüyor:
"Kadınlar olarak yaşamlarımızın herhangi bir anında kesinlikle şiddete uğruyoruz. Hepimiz. Fiziksel boyutunu bire bir yaşamıyor olabiliriz ama, sokakta, toplumsal yaşamda şiddetle iç içe yaşıyoruz."
Melik, Şanlıurfa Yaşam Evi'nin Kadın Girişimciler Derneği, KAGİDER desteğiyle kadınlara psikolojik, hukuksal ve toplumsal danışmanlık hizmeti verdiğini söylüyor.
Sarışen: Şiddet yaşamımızda
İzmir Türk Kadınlar Birliği'nden Latife Şencan da şiddete uğramayan kadınlardan.
Şencan, "Kısa süreli iki evliliğim oldu ama evliliklerimde şiddete uğramadım" diyor.
Çanakkale ELDER'den Gülay Sarışen ise "Şiddete uğramayan kadın yoktur," diyor.
"Şiddetin ille de fiziksel anlamda düşünülmemesi gerekiyor. Kadın hareketi içinde olmak, kadın örgütlenmesini sağlamak ve bunu ifade ediyor olmak da bir tür şiddete karşı tavır içinde olmanın, şiddete karşı farkındalığın sonucudur."
Ercan: Otobüste, minibüste, her yerde
Amargi Kadın Dayanışma Kooperatifi'nden Songül Ercan "Şiddete uğradınız mı?" sorusunu "tabii ki şiddete uğruyoruz" diyerek bütün kadınlar adına yanıtlıyor.
"Şiddetin boyutları önemli. Toplumda kadın olarak şiddetin çeşitli biçimlerine uğruyoruz. Otobüste uğruyoruz. Mesela, minibüste derli toplu oturmamız, sağa sola bakmamamız lazım."
Ercan, toplumdan yaşamda kadınların karşılaştıkları şiddetle ilgili hatırlatmalar yapıyor.
"Yolda yürüyorsak, bir dükkan önünden geçiyorsak başımız önde olmalı.Göz göze gelip de yanlış düşünülmesin laf atılmasın diye. Bizim yüzümüzden kavgalar çıkıyorsa, akrabalarımız, yakınlarımız 'meyil vermişsindir' gibi şeyler söylüyorlar."
Özman: Babamdan tokat yemişliğim var
Filmmor Kadın Kooperatifi'nden Melek Özman şiddete uğradığını açık yüreklilikle söylüyor:
"Babamdan tokat yemişliğim var. Lise döneminde haklarımı istemeye başladığım zaman, karşılığında tokatlar gördüm. Onun dışında sokakta sözlü tacize uğradım ki bu tüm kadınların, fiziksel şiddete uğramasa da uğradıkları bir şiddettir."
Şiddet özel kalırsa
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nda telefondaki kadın sesi "şiddete uğradınız mı" sorusunu "bu benim özelim" diyerek yanıtladı, yani yanıtlamadı.
Bir ofiste sekreterlik yapan Havin Sarıkaya eşi dayak attığında soluğu karakolda alan kadınlardan.
"Rapor aldım. Hemen boşanma davası açtım. Üç yıl önce boşandığım eşim 300 milyon lira para cezasına çarptırıldı. Tabii esas ceza benden ayrılması oldu. En hoşu da parayı ödeyemeyince yine benden yardım istemeseydi."
Artık kadın mücadelesinde yer alan Sarıkaya şiddetin konuşulması gerektiğine işaretle "feministler boşuna özel olan politiktir demediler," diyor ekliyor:
"Konuşmazsak şiddetle nasıl başa çıkacağız?" (AD/BA)