Sevim Kaya, (23) Çağ Firmasının taşeron olduğu İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'nde yedi aylık temizlik işçisiyken işine son verildi.
İşe başladığı ilk hafta sendikaya üye olduğunu söyleyen Kaya, işverenin önlerine getirdiği sözleşmemeyi imzalamayı reddedip ve örgütlenme hakkını kullanmak isteyince çıkarıldığını söyledi.
Böylelikle Kaya, çoğu kadın olan 84 işçiyle birlikte bugün 88. güne ulaşan direnişe katıldı. Ancak Kaya'nın anlattığına göre evde işler yolunda gitmiyor:
"Eşimle maaş alamadığım için kavga etmeye başladık. Ben ona 'bekle kazanacağız' diyordum. İkna etmeye çalışıyordum. Ama zaman geçtikçe aramızdaki kavgalar büyüdü."
Fiziksel şiddet
Eşinin fiziksel şiddetine de maruz kalan Kaya'nın iki çocuğu var.
İşverenin işçilerin taleplerine cevap vermemesiyle uzayan süreç Kaya'nın evden ayrılmasına da neden oldu.
"Sığınma evine başvurdum. Orada on beş gün geçirdikten sonra bir ev tuttum. Babam da Çapa Hastanesi'nde temizlik işçisi olarak çalışıyordu. Onu da 55 yaşın üstünde olduğu gerekçesiyle işten çıkardılar. Şimdi onun emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyoruz."
Direnişteki kadınlardan biri karşı çıktıkları çalışma şartlarını şöyle anlatmıştı:
"İşyerinde yemek verilmiyordu. Evden getirdiğimiz yemeği ya da simidi merdiven altlarında yiyorduk. Taşeron şirket başka yerlerden iş alıyordu ve tek tatil günümüz olan pazar günleri bile yol parası ve yemek verilmeksizin çalışıyorduk. Fazla mesai verilmiyordu. İşten atılmakla tehdit ediliyorduk. Bizim işkolunda ağırlıkla kadınlar çalışır. Kreş yok. Doğum yapan arkadaşlarımız doğum izni olmadığı için doğumdan sonraki süreç nedeniyle işten atılıyordu. Sağlık nedeniyle rapor aldığımız zaman işten atılıyorduk. Yıllık izinlerimizi kullanamıyorduk."
Bu nedenlerle işyerleri önünde direniş başlatan 84 işçiden biri olan Kaya, bugün artık direnişe katılmak için bile yol parası olmadığını söylüyor. (EZÖ/EÜ)
* Bu haberde görüşüne başvurduğumuz işçinin, kişilik haklarını korumak amacıyla ismini değiştirdik.