Vakfın Genel Başkanı Yavuz Önen'in imzasıyla yayınlanan değerlendirme, hak ve özgürlüklerin 2005'te de güvencede olmadığını gösteriyor.
Önen'in işaret ettiği sorunlar şöyle:
* Gösteriler sırasında güvenlik güçleri ateş açarak sivilleri öldürdü; yaşam hakkı ihlal edildi.
* İşkence ve gözaltında ölümler devam etti.
* Yargı kurumu, işkence, öldürme, uyuşturucu kaçakçılığı, devlet bünyesinde çete kurma gibi suç sanığı devlet görevlilerini korumaya devam etti.
* Hak ihlallerinde cezasız bırakma bu yıl da kural olmayı sürdürdü.
* Muhalifleri baskı altına alacak ve susturacak yasa maddeleri yeniden üretildi.
* Devlet ve hükümet söylemlerine aykırı görüşlere sahip sendika, meslek örgütü, dernek, vakıf, siyasi partiler 2005 yılında da idari ve hukuki baskılara maruz kaldı.
* Cezaevlerindeki ağır yaşam koşulları devam etti. Siyasi tutuklu ve hükümlülere tecrit uygulandı.
* Kürt sorunu Başbakan tarafından dile getirildi, ancak sorunun çözümü için herhangi bir adım atılmadı. Açlığı ve işsizliği giderecek ve yöre insanının uğradığı zararları karşılayacak, bölgesel önlemler hayata geçmedi.
* İnsan hakları örgütleri ve savunucuları üzerindeki baskılar sürdü. Sivil toplum, karar süreçlerine dahil edilmedi. Ordunun siyasal yaşam üzerindeki ağırlığı ve baskısı kabul gördü.
OHAL uygulamada sürüyor
Önen, eski Olağanüstü Hal (OHAL) Bölgesi'nde, 2005 yılında çatışmalarda ve insan hakları ihlallerinde önemli bir atış olduğuna dikkat çekti, Hakkari'deki bombalamaların ve ardından yaşananların da "bölgede OHAL koşullarının fiilen sürmekte olduğunu bir kez daha gösterdiğini" söyledi
TİHV'nin değerlendirmesinde yer verilen, temel hak ve özgürlüklerin durumuna ilişkin bazı istatistikler de şöyle:
Yaşam hakkı ve kişi güvenliği: 2005 yılı içinde gözaltında 5 kişi öldü. En az 400 kişi de işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. Yılın ilk 11 ayında mayın ve sahipsiz bomba patlamaları sonucunda 8'i çocuk 18 kişi öldü, 45 kişi de yaralandı. Yılın ilk 11 ayında çıkan çatışmalarda adı öğrenilen en az 86 asker, 2 polis, 8 korucu ve 163 militan ayrıca 2 sivil ve 6 devlet görevlisi öldü. Aynı süre içinde polisler, askerler, korucular ve özel güvenlik görevlileri tarafından en az 52 kişi öldürüldü, yüzlerce kişi de yaralandı. İşkencenin adli, idari ve pratik açıdan cezalandırılmaması eğilimi işkencenin sürmesinde önemli bir etken.
Düşünce ve ifade özgürlüğü: Türkiye Yayıncılar Birliği'nin 2005 Yılı Raporu'na göre, 2004 yılında ve 2005 yarıyılında, 25 yayınevinin 37 yazarı ve 43 kitabının yanı sıra, 4 derleme yargılandı. Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu'nun belirlemelerine göre cezaevinde halen 8 gazeteci bulunuyor.
Aralık ayı içinde, 2 siyasi parti yöneticisi, 20 gazeteci-yazar-yazı işleri müdürü, 3 insan hakları savunucusu, 2 muhabir, 2 TV program yapımcısı,1 haber ajansı, 6 yayınevi, 1 çevirmen, 1 fotoğraf sanatçısı, toplam 38 kişi yargılanmış ve Özgür Gündem gazetesi büroları basıldı.
Örgütlenme özgürlüğü: TİHV Yönetim Kurulu hakkında daha önce açılan dava 2005 yılında sürerken, Adana temsilcisi ve başvuru hekimi hakkında yıl içinde dava açıldı. 2004 yılı kasım ve 2005 yılı sonu itibariyle İnsan Hakları Derneği'nin Malatya, Van, Trabzon, Hatay, Bingöl, Siirt, Urfa, Adıyaman, Batman, Mardin, İstanbul, Diyarbakır, Tarsus, İzmir şube yöneticileri hakkında toplam 55 dava ve 6 soruşturma açıldı. Sadece İHD Bingöl Şubesi Yönetim Kurulu ve Şube Başkanı, şubenin kurulduğu 2001 yılından 2005'in ilk altı ayını kapsayan dönemde 92 soruşturma açıldı, bunların da 51'i davaya dönüştü. 2005 yılında İHD yöneticileri yine sözlü, yazılı ölüm tehditleri aldılar.
Cezaevleri: 2005 yılında 6 kişi daha ölüm orucuna başladı. Değişik cezaevlerinde üçü siyasi en az on kişi; hastalık, kendini asarak, yakarak, diğer mahkumlar tarafından dövülerek öldü. Cezaevinden yeni çıkan 233 kişi yıl içinde beş ildeki İHV tedavi merkezlerine başvurdu. (TK)
* TİHV "Türkiye'de 2005 Yılı İnsan Hakları Genel Durumu" metninin tamamını görüntülemek için tıklayın. (MS Word belgesi, 150K)