Duruşmaya, "cezaevinde isyan çıkardıkları, devlet malına zarar verdikleri" iddiasıyla tutuksuz olarak yargılanan Fazıl Ahmet Tamer ile Sadık Yılmaz katıldı.
Yetkililer yargılansın
Yılmaz, ifadesinde, iddianamedeki suçlamaları reddetti. Diyarbakır, Ulucanlar, Burdur Cezaevlerindeki operasyonları hatırlatan Yılmaz, "Can güvenliği sağlamak amacıyla barikat kurduk. Beklediğimiz gibi de 19 Aralık sabahı operasyon gerçekleşti" dedi.
Yılmaz, "devlet malına zarar verdikleri" iddiasını reddetti ve "devlet malına zarar verilmişse, bunu operasyonu gerçekleştirenler yapmıştır" dedi. Sadık Yılmaz, dönemin askeri ve sivil yetkililerinin yargılanmasını istedi.
Tamer de suçlamaları reddederek, "Uluslararası hukukta insanların kendisini savunması yani meşru müdafaa bir haktır. Biz de meşru savunma hakkımızı kullandık" diye konuştu.
Deliller karartıldı
Avukatlardan Ömer Kavili, "reddi hakim" talebinde bulunurken, diğer avukatlar, mahkeme heyetinin bugüne kadar hiçbir talebi yerine getirmediğini savundu. Avukatlar, delillerin karartıldığı iddiasında da bulundu.
Mahkeme heyeti, eksikliklerin tamamlanması için duruşmayı erteledi.
Savunma hakkı engelleniyor
Duruşma sonrasında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatları, davanın seyri hakkında bilgi verdi.
ÇHD İstanbul Şube Başkanı Süleyman Şensoy, olayın sorumlusu olarak gördükleri yetkililerin yargılanması için yaptıkları tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını belirtti.
Dava boyunca "savunma hakkını engelleyici bir yargılama pratiği"nin uygulandığını söyleyen Avukat Şensoy, "Yargılamanın şu anki aşamasına kadar her celseye farklı hakim girdi, ısrarla talep ettiğimiz halde tutuklu ve hükümlüler ifadelerinin alınması için mahkemeye çağrılmadı" dedi. (BB)