İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi.
Fakülte bünyesinde kurduğu “Hukuk Oyuncuları” tiyatro grubu ile klasik eserleri sahneye koyuyor, dergilere yazılar gönderiyor ve okulunu bitirmeye çalışıyordu.
3 Mart 2004 günü, İstiklal Caddesi’ni kesen İmam Adnan Sokak’ta yürüdüğü esnada, saat 19.00 sıralarında kimliği belirsiz şahıslar tarafından vuruldu ve 25 yaşındayken hayatını kaybetti.
Olay yerini inceleyen polis, vurulduğu alanda kanlı bir taş parçası gördü. Taşın başına düşmüş olabileceği belirtilerek, kriminal laboratuvarında incelenmesine karar verildi ve böylece ilk andan itibaren basına, başına yukarıdan düşen taş sonucu hayatını kaybettiği bilgisi servis edilmeye başlandı.
Taksim Polis Merkezi Amirliği, Beyoğlu Tabipliği’ne “Birden bire yere düşerek fenalaştığı, hastaneye kaldırıldığı ancak öldüğü, gerekli muayenesinin yapılarak şüpheli değilse defin ruhsatının verilmesi” ifadelerini içeren bir yazı gönderdi.
Otopsi raporuna göre ise, yukarıdan ateşlenen bir silahla öldürülmüş ve kafasına hedef gözetilerek tek el ateş edilmişti. Raporda başından çıkan mermi çekirdeğinin 9 mm çaplı Parabellum tipi fişek atar tipli olduğu saptandı. Ancak bu kez de çekirdeğin faili meçhul herhangi bir olayla örtüşmediği yönünde rapor verildi.
Basına eş zamanlı olarak, başına “yorgun mermi” olarak tarif edilen, hedef gözetmeksizin ateşlenen bir merminin isabet ettiği ya da merminin yerden sekmiş olabileceği bilgisi servis edildi. Resmî belgede ise “Maktulün kafasından çıkarılan çekirdeğin deforme olmadığı bundan dolayı olayın bir sekme sonucu meydana gelmediğinin kuvvetle muhtemel olduğu” tespitleri ve atışın uzak mesafeden yapıldığı yer aldı.
Ailenin avukatı Anıt Baba, 12 Temmuz 2004’te savcılığa bir dilekçe sunarak mermi çekirdeğinin jandarma tarafından incelenmesini talep etti. Adli Tıp Kurumu 5 Mayıs 2005’te “mermi çekirdeği üzerinde delil karartma amacına yönelik silinti veya kazıntı bulunmadığı” raporu verdi.
11 Mart 2005’te, savcı, faillerin tespiti için “daimi arama kararı” verdi. 12 Ocak 2010’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) etkili soruşturma yürütülmediği için Türkiye’nin hak ihlalinde bulunduğuna karar verdi.
İstanbul Başsavcılığı, 26 Aralık 2018’de, İstanbul Emniyeti Müdürlüğü’ne bir yazı göndererek müşteki ve mağdurların ayrıntılı ifadelerinin yeniden alınmasını, olay yerindeki kanıtların yeniden değerlendirilmesini istedi; ancak bu yazıya yanıt verilmedi.
Avukatları, 27 Aralık 2023’te, mermi çekirdeğinin cinayetten sonraki herhangi bir olayla eşleşip eşleşmediğinin araştırılmasını, yukarıdan atış yapılabilecek olası adreslerin araştırılmasını istedi.
Bir şüpheli bulunmazsa 3 Mart 2024’te, dava dosyasının zamanaşımına uğrama riski var. (TY)