"Sonuçlarına nasıl katlanacaksınız?"
Adalet Bakanlığı'nın "yüksek güvenlikli cezaevi" inşaatlarını da F tipi sürecinde olduğu gibi "gizlice" sürdürdüğünü savunan Efe, "İnsana ait bir proje gizlice yürütülüyor. Dünyanın hiçbir yerinde sivil toplum örgütleri bu kadar bertaraf edilmiyor" dedi.
"Yüksek güvenlikli cezaevleri"nin dünyanın bütün ülkelerinde "duygusal ve algısal izolasyon" anlamına geldiğini vurgulayan Efe, şöyle konuştu:
* Nedir yüksek güvenlikli cezaevleri ve niçin bunu sivil toplum örgütlerine açmıyorsunuz? Sivil toplum örgütlerinin, bu konuda uzman kurumların, kuruluşların, insandan yana çalışan örgütlerin katkısını niçin almıyorsunuz?
* Biz insan hakları savunucuları bu soruyu soruyoruz: Ne yapıyorsunuz? Bu yüksek güvenlikli dediğiniz kavram nedir? Bu cezaevleri nasıl cezaevleridir? F tipleri güvenliklidir, sonuçlarını gördük, bu yüksek güvenliğin sonuçları nedir ve buna siz ve bizler nasıl katlanacağız?
Ölümcül, sessiz, yok edici, kansız izolasyon
* Dünyanın birçok yerinde yüksek güvenlik kavramı, ölümcül, sessiz, yok edici ve kansız bir izolasyondur. Duygusal ve algısal izolasyon yoğunluklu hapishanelerdir.
* Örneğin H blokları, 200 yıllık Pensilvanya sistemiyle İngiltere hapishaneleri, Stahaimme, beyaz ölüm hücreleri... Bunlar yüksek güvenlikli hapishanelerdir.
* Yüksek güvenlikli hapishaneler, yüksek terör diye tarif edilen terör suçlularının izole edildiği, sesin, ışığın, havanın, insana dair hiçbir şeyin, hiçbir kırıntının olmadığı mekanlardır.
* Güvenlik, mahkum açısından sağlanan bir hak ya da insan hakkı gibi algılanmaz burada. Mahkum güvenlik görevlilerinden bile yalıtılır, mahpus, diğer mahpuslardan yalıtılır hatta Ulrike Meinof'un dediği gibi, mahpus kendi sesinden bile yalıtılmıştır.
"Toplumla mutabakat sağlamak gerekir"
Hasan Kıvırcık da, "yüksek güvenlikli cezaevi" adı verilen bu yeni tip cezaevlerine ilişkin kamuoyuna hiçbir bilginin yansıtılmadığını belirtti.
Cezaevlerinin toplumu yakından ilgilendirdiğini ve bu nedenle cezaevleriyle ilgili konularda toplumsal mutabakata ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Kıvırcık, şunları söyledi:
* "Yüksek güvenlikli cezaevi" adı verilen bu yeni tip cezaevlerine ilişkin kamuoyuna hiçbir bilgi yansıtılmadı.
* F tiplerinin yapım sürecinde, özellikle Adalet Bakanlığı'yla yaptığımız bütün görüşmelerde, F tiplerinin çok aceleye geldiğini vurgulamıştık. Onlar da bizlere, "F tiplerinin bir reform olduğunu, bu yüzden toplumsal kuruluşlarla, meslek odalarıyla bunu paylaşamadıklarını, oysa bu bilgilere ihtiyaçları olduğunu ve danışacaklarını, bundan sonra bir tip daha yapılırsa bu konuda fikir alacaklarını" söylemişlerdi.
* Oysa görüyoruz ki, hiçbir acelesi de yokken, hiçbir reform da ortada yokken, yeni tip cezaevleri yapılıyor ve bu cezaevlerinin fiziki yapısı, mimari yapısı, işletme sistemiyle ilgili hiçbir bilgi kamuoyuna yansıtılmıyor.
* Cezaevleri toplumu yakından ilgilendirirler. Bu nedenle, toplumsal mutabakatla hazırlanması gerekir. Sonuçta, eğer topluma ait bir mekanizmayı değiştiriyorsanız, bunu toplumla yapmanız gerekir. Bakanlığın atladığı ve dayattığı konu budur. Bu durumun, bizim girişimlerimizle aşılacağını ummak istiyoruz. (BB/NK)