Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, partisinin Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında yargı reformu paketini eleştirdi.
Yargı paketi ile ilgili bilgiler ve paketin kendisinin HDP Meclis Grup Müdürlüğüne AKP Grup Müdürlüğünce dün akşam iletildiğini ifade eden Oluç, buna dair parti olarak yaptıkları değerlendirmeyi paylaştı.
Açıklamasına “Yargıda tuz koktu” diye başlayan Oluç, Türkiye’deki yargı mekanizmasının, taraflı ve bağımlı bir mekanizma haline geldiğini, toplumda yargıya güvenin çok büyük ölçüde kırıldığını ifade etti.
Oluç, “Bu şekilde, değişiklik yapılmadan çıkacak bir yargı paketi, Türkiye’deki adaletsizlik duygusunu, yargıya olan güvenin azalması duygusunu daha da derinleştirir.”
“Sadece siyasi değil, ticari ve adli davalarda da…”
Saruhan Oluç’un değerlendirmesi özetle şöyle:
“Kamuoyu araştırmaları yapılıyor bu konuda ve ‘en güven duyulan kurumlar’ araştırmalarında yargı aşağılara düşmüş durumda. Toplum yargıya güvenmiyor. Sadece siyasi davalarda değil, ticari ve adli davalar da dahil genel olarak yargıyla ilgili böyle bir durum var.
“Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Engin Yıldırım da dün İstanbul’daki bir konferansta yaptığı konuşmada ‘Yargı sistemine güven son derece düştü’ cümlesini kullandı.
“Olması gereken de gerçekten Türkiye’nin evrensel ve demokratik hukuk ilkelerine uygun olan ve gerçekten demokratik bir yargı reformunu gündeme almasıdır.
“Paket, ihtiyaçlara cevap vermiyor”
“Maalesef bize iletilmiş olan ve önümüzdeki hafta Meclis’te önce komisyonda ve sonra Genel Kurul’da görüşülecek olan yargı paketi demokratik bir yargı reformu nitelemesini hak edecek bir paket değil.”
“Burada bir reformdan söz etmek mümkün değil. Toplumun ihtiyacına cevap verecek düzenlemeler bu pakette ne yazık ki yer almadı.
“Bu paketin ihtiyaca cevap vermediğini ve bir yargı reformu nitelemesine uygun olmadığını çok net olarak vurgulayalım.”
27 kalemlik “yol temizliği”
“Biz temel bir çalışma yaptık. Elimizde var olan hazırlıklarımızı güncelledik ve yaz aylarının başlarında yargı reformu strateji metnimizi, ‘Yol temizliği’ adını verdiğimiz strateji metnimizi önce Adalet Bakanlığı’na, daha sonra siyasi partilere ve son olarak da görüştüğümüz bütün sivil toplum kuruluşlarına ilettik.
“27 kalemden ve birçok maddeden oluşan bir yol temizliği metnidir bu. Ve bu metinde özellikle hangi TCK ve TMK maddelerinin değiştirilmesi ya da ortadan kaldırılması gerektiğini özellikle vurguladık ve bunları anlattık.
“Üç temel anlayış üzerinde yükseliyor bu strateji metnimiz. Önümüzdeki hafta Adalet Komisyonunda, ardından da Genel Kurul’da yapılacak tartışmalarda da esas itibariyle bu çerçevede madde madde değişiklik önerilerimizi hem muhalefet hem de iktidarla paylaşacağız, tartışacağız.
“Yargının yitirdiği tarafsızlığını ve bağımsızlığını yeniden kazanabilmesi için ciddi bir yargı reformuna ihtiyacı vardır. Bunun yolu da yürütmenin, yani siyasi iktidarın yargı üzerindeki baskısını ve tehdidini, yönlendirmesini kaldırması ve yargının yürütmeye bağımlı ve taraflı bir halde olmaktan uzaklaşmasıdır. Bu bağlamda HSK’nin yapısının ve işleyişinin temel olarak değiştirilmesi gerekiyor.
“Sorun yargıç ve savcıların zihniyetindedir esas itibariyle. Yargıç ve savcılar, var olan Anayasa’yı, uluslararası demokratik sözleşmeleri uygulamaktan uzaktırlar. Zihniyetleri bundan uzaktır ve esas sorun da burada düğümlenmektedir.
“Herhangi bir hakimin haber yapma hakkını ve özgürlüğünü, düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlamaya kalkışması zaten hukukla ilgili çok ciddi bir sorun olduğunu göstermektedir.” (AS)