İzmir Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Fakültesi öğrencisi iken 27 Mayıs 1981’de öldürülen devrimci Selim Martin, 31 Mayıs Cumartesi günü, İzmir Alsancak Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıda anıldı.
Fotoğraflardan oluşan bir slayt gösterimi sonrası, tanıyanların Martin’i anlattıkları video gösterimi izlendi.
Martin’le ortak anılarını anlatan arkadaşları onun saz çalmasından, resim yaptığından, iyi futbol oynadığından, güneşi çok sevdiğinden, insanlara olan sevgisinden ve cesaretinden söz ettiler.
Martin evlerinde kalırken henüz dört yaşında olan Özgür’ün anımsadığı anıları ise, yitirilen bir arkadaşın kıymetini yansıtıyordu;
“Kızıyla aynı adı taşıyormuşum. Bizim evimize geldiğinde benimle oynardı hep. Onun öldürüldüğü o günü çok iyi anımsıyorum. Annem okuldan çıkıp beni aldı ve evimize geldik. Her taraf polis doluydu. Annem bana sokakta kalmamı, beni gelip alacaklarını söyleyip eve girdi. Polisler annemi götürdüler. Ben dört gün sokakta kaldım. Keşke daha çok kalsaydım, yeter ki onu öldürmeselerdi. O beni sırtına alır, salonda eşekçilik oynardı. Onlar benim eşekçilik oynadığım arkadaşımı öldürdüler” derken dinleyenlerin de Özgür gibi gözleri buğulandı.
Daha sonra söz alan arkadaşlarından İbrahim Akın; “Devrimcilik, sözle davranış arasındaki açının azalması ve tutarlı olunmasıdır. Ve Selim bu anlamda en tutarlı insanlardan birisiydi. Ölümü yüceltmek istemiyorum ama, Selim sözünün eriydi ve ölene dek direndi.İnsanlar ölünce değil, asıl unutulunca ölüyorlar. Biz Selim’i unutmayacağız.”
Kifayet Ana;“Sizlere Selim’i son görüşümü anlatacağım. Çocuklarım tutuklanmıştı ve ben Karşıyaka’ya geldim. Sokaklara Selim’in fotoğrafları asılmıştı, vur emri verilmişti. Uşak’a geri döndüğümde gördüm onu. Bana, 'Anacığım' dedi, 'Hiç korkma. Kimse beni vuramaz. Hiçbir zaman boynunu eğme. En kısa zamanda yanına geleceğim. Son duyduğum ölüm haberiydi" dedi.
İlhan Bozkurt ise şöyle dedi:
“1975 yılında okula adım attığım gün tanıdığım ve sonsuza kadar da yaşatacağım arkadaşım Selim’i anmak için toplandık Tanıştığımız andan itibaren gecemizi gündüzümüze katarak durmadan dinlenmeden, bıkıp usanmadan, yüzümüzden gülümsememizi eksik etmeden, gücümüzün ötesinde bir mücadele sürecini paylaştık. O süreçteki eşsiz ve benzersiz bir devrimciyi anıyoruz bugün. Söylemeliyim ki; Çiğli’den Bornova’ya, Karabağlardan Çamdibi’ne, Salihli’den Nazilli’ye, Manisa’dan Uşak’a kadar adım atmadık yer bırakmayan yiğit bir devrimcidir Selim Martin.”
Toplantı sona ererken, hasret ve hüzünle gölgelenmişti bütün yüzler. (Gİ/EZÖ)