Almanya Başbakanı Olaf Scholz, önceki gün araştırmacı gazetecilik kolektifi "Correctiv"in ortaya çıkarttığı, ülkede giderek nüfuz kazanan aşırı sağ seçkinlerin iktidara geldiklerinde milyonlarca Almanya kökenli olmayan insanı sınır dışı etme planlarını sert bir dille kınadı.
"Correctiv"in fotoğraflar, tanıklıklar, görüntü kayıtları ve görüşmelere dayandırdığı habere göre, geçtiğimiz kasımda aralarında AfD'nin önde gelenleri, Almanya'nın tanınmış sermaye sahipleri ve sağcı ideologlarının da olduğu 20 kadar sağcı bir araya gelerek [iktidara geldiklerinde gerçekleştirecekleri] kitlesel sınırdışı planlarını tartışmışlardı.
Toplantıya katılanların üzerinde görüştükleri planın ayrıntıları, araştırmacı gazetecilik kolektifinin Çarşamba günü yayımladığı "Almanya'ya karşı gizli plan" başlıklı kapsamlı bir haberde yer almıştı.
Scholz: "Özgür demokratik düzene karşı
olan herkes bir iç istihbarat vakasıdır"
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, haberler üzerine sosyal medya platformu X hesabından "Hiç kimsenin ülkemizde 'Biz'in kim olduğunu göç geçmişlerimize bakarak belirlemesine izin vermeyeceğiz" mesajını paylaştı.
Wir lassen nicht zu, dass jemand das „Wir“ in unserem Land danach unterscheidet, ob jemand eine Einwanderungsgeschichte hat oder nicht. Wir schützen alle - unabhängig von Herkunft, Hautfarbe oder wie unbequem jemand für Fanatiker mit Assimilationsfantasien ist. (1/2) #Correctiv
— Bundeskanzler Olaf Scholz (@Bundeskanzler) January 11, 2024
Şansölye "Kökenleri, ten renkleri, veya soykırım hayalleri peşinde koşan fanatikleri ne kadar rahatsız edip etmediklerine bakmaksızın herkesi koruyoruz" dedi.
"Özgür demokratik düzenimize karşı çıkan herkes, bir iç istihbarat ve yargı vakasıdır" diyen Scholz, "Tarihten yalnızca sözde ders almakla kal[ınmamasını], demokratlar olarak birlikte tutum al[ınmasını]" istedi.
Scholz, tarihe göndermede bulunurken, Almanya'nın 1933-1945 arasındaki Nazi egemenliği dönemini işaret ediyordu; antisemitik ırkçı ideoloji Romanlar ve Sintilere yönelik hoşgörüsüzlük, diktatörlük politikalarının ayrılmaz bir parçasıydı.
Yaygın tepki
Bu politikalar, sonunda 6 milyon Yahudi'nin yanı sıra diğer azınlık grupları üyelerinin de öldürüldükleri "Holokost" olarak adlandırılan soykırıma yol açtı.
DW'nin haberine göre, bu geçmiş bilincinin aydınlattığı arka plan üzerinde Correctiv'in haberi, ülkede yaygın bir rahatsızlığa yol açtı.
AfD'nin seçmen desteğinin anketlerde yüzde 30'un üzerinde olduğu doğu eyaleti Saksonya'nın Hristiyan Demokrat (CDU) İçişleri Bakanı Armin Schuster, haberlerden şoka uğradığını söyledi.
Schuster habere konu olan toplantının kendisine "Geçmişimizin en karanlık kısmını hatırlattı[ğını]" söyledi ve toplantıda "[insanların] resmen Afrika'ya sınır dışı edilmeleri[nin] tartışıldığını" hatırlattı.
Kısa adıyla AfD olarak bilinen "Almanya için Alternatif", 2013'te Avrupa karşıtı bir parti olarak kurulmasına rağmen, zaman içinde daha da sağa kaydı. Son anketlere göre, şu anda ülke çapında yüzde 20 civarında dolayında destekle ikinci sırada yer alıyor. AfD'nin 2021'deki son federal seçimde aldığı oy yüzde 10,3'tü.
Son anketlere göre AfD, Almanya'nın doğudaki üç eyaleti, Turingya, Saksonya ve Brandenburg'da en popüler parti. Her üç eyalette de bu yıl eyalet meclisi seçimleri yapılacak.
Correctiv haberinden bir kesit
Bu, yalnızca kimilerinin çok parası olan sağcı ideologların bir araya geldiği bir toplantıdan daha fazla bir şey. Katılımcılar arasında AfD içinde etkili olan kişiler de var. Bu hikayede kilit bir rol oynayacaklar. Bu kişilerden biri, o gün [toplantıda] AfD partisinin federal yönetim kurulu adına konuşacağını övünerek dile getiriyor. Kendisi Alice Weidel'in kişisel danışmanı.
Thüringen, Saksonya ve Brandenburg eyalet seçimlerine yaklaşık on ay kala [gerçekleşen] bu toplantı ırkçı tutumların partide federal düzeye kadar uzandığını gösteriyor. Ve sadece tutumda da kalmıyor; kimi politikacılar -AfD'nin bir aşırı sağcı parti olmadığını iddia etmesine rağmen- aynı doğrultuda harekete geçmek de istiyor.
Bu, AfD için olası bir kapatma prosedürü tartışması bağlamında hukuken zorlayıcı olduğu kadar AfD'nin iktidara gelmesi durumunda Almanya'da neler olabileceğine dair de bir numune.
Bu hafta sonu orada tasarlanan şey, insan varlığına yönelik bir saldırıydı. Federal Cumhuriyet anayasasına yönelik bir saldırıdan başka bir şey değildi.
Hazirun
Roland Hartwig, Alice Weidel'in kişisel danışmanı
Gerrit Huy, Federal Meclis üyesi
Ulrich Siegmund, Saksonya-Anhalt parlamento grubu lideri
Tim Krause, Potsdam bölgesindeki yardımcı lider
Mörig ailesi
Gernot Mörig, Düsseldorf'tan emekli diş hekimi
Arne Friedrich Mörig, Gernot Mörig'in oğlu
Astrid Mörig, Gernot Mörig'in eşi
Neo-Naziler
Martin Sellner, Avusturya'dan aşırı sağ aktivist
Mario Müller, şiddet suçundan sabıkalı
Genç bir "beyaz üstünlükçü" [identitarian]
Ev sahipleri
Wilhelm Wilderink
Mathilda Martina Huss
İlgili kuruluşlar
Simone Baum, Değerler Birliği NRW, Yönetim Kurulu üyesi
Michaela Schneider, Değerler Birliği NRW, Yardımcı Yönetim Kurulu üyesi
Silke Schröder, Alman Dil Derneği, Yönetim Kurulu üyesi
Ulrich Vosgerau, Desiderius Erasmus Vakfı eski yönetim kurulu üyesi
Diğerleri
Alexander von Bismarck
Henning Pless, alternatif aşırı sağ militan ve kafası karışık bir kişi
Bir iliklerine kadar Nazi IT girişimcisi
Avusturya'dan bir beyin cerrahı
Otelin iki çalışanı
(AEK)