Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İstanbul'un çeşitli ilçelerinde "Kent Uzlaşısı" çerçevesinde belediye başkan yardımcısı ve belediye meclis üyesi seçilen 10 siyasetçinin gözaltına alınmaları üzerine yaptığı açıklamada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının "Kürtlerin eşit yurttaşlık hakkını hedef aldığını" belirtti.
ÖHD, "Kürt halkının iradesinin yok sayılmasına, seçme ve seçilme hakkının iktidarın kullanışlı aparat haline getirdiği hukuk eliyle yok sayılmasını kabul etmiyoruz." dedi.

"Kent uzlaşısı" operasyonunda gözaltına alınan 10 kişi emniyete getirildi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, salı günü yaptığı açıklamada, gözaltına alınanların Halkların Demokratik Kongresi’nde (HDK) yer aldıklarını ve 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde “örgüt” talimatıyla 'kent uzlaşısı' kapsamında çalışma yürüttüklerini iddia etmişti.
Savcılık, ayrıca “kent uzlaşısı formülünün, DEM Parti üstü bir örgütlenme sistemi olduğunu", "DBP ve HDK'nin örgütün taban (halk) örgütleme sistemini geliştiren ve yöneten esas kurumlar olduğu" iddialarını öne sürmüştü.

'Kent uzlaşısı’ soruşturmasında gözaltına alınanlar hakimliğe sevk edildi
ÖHD, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca "Kent Uzlaşısı çerçevesinde batı il ve ilçelerindeki Kürtlerin ittifak kurulmak suretiyle belediye meclislerinde temsil edilmeleri, belediye meclis kararlarında söz sahibi olmaları ve yerel yönetimlerde yer almaları[nın] suç unsuru olarak gösterilmeye çalışılmış [olmasını] [...] Anayasa'da vatandaşlara tanınan siyasi faaliyette bulunma, seçme ve seçilme ve örgütlenme özgürlüğü ile eşit yurttaşlık hakkının Kürtlere tanınmadığının itirafı niteliğinde [olduğunu]" ileri sürdü.
"Halkların Demokratik Kongresi toplumsallığın tüm renklerini kapsar"
ÖHD, soruşturma kapsamında gözaltına alınan siyasetçilerin ortak özelliğinin 31 Mart yerel seçseçim ittifakları çerçevesinde İstanbul ilinde seçilen belediye meclis üyeleri olmaları olduğuna işaret etti ve üzelerine suç olarak atılan "Halkların Demokratik Kongresi {HDK) delegesi [olma] ve HDK faaliyetlerine katıl[ma]" iddiasının "hukuki dayanaktan yoksun" olduğuna dikkat çekti.
ÖHD, Halkların Demokratik Kongresi'nin geniş ve çok özneli çok kimlikli bir kurumsal yapıya sahip olduğunu vurguladı: "[HDK] Türkiye toplumsallığının tüm renklerini kapsayan siyasi partilerin, ekoloji derneklerinin, yöre derneklerinin, toplumsal mücadele yürüten platformların dahil olduğu yasal meşru bir yapılanmadır."
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, 2011'de kurulan HDK'nin kuruluşundan 14 yıl sonra "özelikle İstanbul merkezli olarak yapılan birçok siyasi soykırım operasyonunda HDK delegeliği[nin], HDK'de faaliyet gösterme[nin], HDK'nin etkinlik ve toplantılarına katılma[nın] bir suç unsuru olarak gösteril[diğini]" hatırlattı. Açıklamada "Siyasetçiler, gazeteciler, baro yöneticileri[nin] gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Yapılan bu gözaltılar ve tutuklamaların tamamı hukuki dayanaktan yoksundur." denildi.
"Kriminalizasyon"
Hükümetin ve yargının tutumunun "iktidarın yargıyı adeta araçsallaştırarak otoritesini sürdürme" çabasının bir yansıması olduğunu belirrten ÖHD, operasyonu "Kürtlerin öznesi olduğu her siyasi alanın kriminalize edilmesi çabası" olarak niteledi ve "Kürtlerin eşit yurttaşlık hakkının hedef alınması"nı ve "hukuk eliyle yok sayılmasını kabul etmediklerini" açıkladı.
(AEK)