Halkların Köprüsü Derneği, Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’yle ilgili açıklamasında, mülteci oldukları kabul edilmediği için sığınmacı olarak adlandırılan insanlara bu merkezlerde uygulanan muamelenin insan haklarına ve onuruna aykırı olduğunu belirtti.
Dernek, 19 Kasım’da Göç İdaresi Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’nde bulunan mültecilerin, önce bulundukları yerlerdeki yatak ve yorganları yakıp sonra da kapıları kırarak kaçtığını hatırlattı.
TIKLAYIN - 60 MÜLTECİ KUMKAPI GERİ GÖNDERME MERKEZİ'NDEN KAÇTI
Mültecilerin geçen yıllarda da buna benzer eylemlerle sesini duyurmaya çalıştığını belirten derneğin bugünkü açıklaması özetle şöyle:
“Mültecilerin yanmayı göze alıp yaşamlarını riske atarak seslerini duyurma çabasına dair Kumkapı Geri Gönderme Merkezi önünde bir basın açıklaması yapmıştık.
“Bu açıklamada, mültecilere uygulanan idari muamelenin insan onuruna yakışır ölçülerde olması gerektiğini, kimsenin isteyerek mülteci olmadığını, savaşlar durdurulmadıkça bu insanların ülkelerinden kalkıp buralara gelmek zorunda kalacağını, bunun onların seçimi olmadığını belirtmiştik.
“Geri Gönderme Merkezlerinde avukata ulaşma hakkından, insani koşullarda havalandırma, yemek ve yatak hakkına dek birçok hususun eksik olduğunu açıklamıştık.
“Aradan geçen bunca zamanda Geri Gönderme Merkezlerindeki fiziki ve idari muamele koşulları düzeltilmediği gibi, savaşların son bulmaması nedeniyle art arda gelen göçler sonucu gerek ülkedeki mülteci sayısı, gerekse Geri Gönderme Merkezlerinde tutulan insanların sayısı kat be kat arttı.”
“Binada kaç kişi olduğunu bilmiyoruz”
Dernek, son yaşananların merkezlerin durumunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti:
“19 Kasım’da Kumkapı’da koğuşlarındaki yatağı yorganı ateşe vererek kendilerini yakmayı göze aldıkları yangın, buradaki yaşam koşullarının ne kadar dayanılmaz olduğunun açık göstergesi.
“Yerinden, yurdundan, ailesinden edilmiş insanların bu merkezlerde sahip oldukları tek şey aldıkları bir nefes iken, bu nefesi dahi alamadıkları için dışarıya yani bize attıkları çığlıktır bu yangın.
“Yangın sonrası sıradışı bir eylem gerçekleşmiş, Kumkapı’da gözetim altında olan yüzlerce mülteci yangın sırasındaki karışıklıktan yararlanıp binadan kaçarak firar etmişlerdir. O gün bina içinde toplam kaç kişinin olduğu belirtilmemekle birlikte sonraki haberlerde merkezden 123 kişinin firar ettiği, kaçanlardan 20’sinin yakalandığı belirtildi.”
KHK ile mülteci haklarına da engel
“Olağanüstü Hal (OHAL), ülkemizdeki birçok hak ve özgürlüğü etkilediği gibi mültecilerin haklarını da etkiledi.
“29 Ekim 2016’da çıkarılan 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mülteci hukuku açısından en temel prensip olan ‘geri gönderme yasağı’ kaldırılarak mülteciler için ciddi bir tehdit yaratıldı.”
KHK’nin 36. maddesinde 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 54. maddesi değiştirilerek “kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar”ın uluslararası koruma işlemlerinin her aşamasında sınır dışı etme kararı alınabileceği düzenlendi.
Ayrıca, mültecilerin yargı kararı dahi verilmeden “kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı” kavramlarına aykırılık iddiasıyla, geldikleri ülkelere geri gönderilmesinin önü açıldı.
KHK’nın 36 maddesi şöyle: 6458 sayılı Kanunun 54. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“k) Uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler.”
“(2) Bu maddenin birinci fıkrasının (b), (d) ve (k) bentleri kapsamında oldukları değerlendirilen uluslararası koruma başvuru sahibi veya uluslararası koruma statüsü sahibi kişiler hakkında uluslararası koruma işlemlerinin her aşamasında sınır dışı etme kararı alınabilir.”
Halkların Köprüsü Derneği, bu düzenleme ile mültecilerin Türkiye’de artık sığınma güvencesi altında olmadığını ifade etti.
“Çünkü bu kavramların ihlal edildiği yönündeki herhangi bir iddianın yargısal güvencesi kalktı ve karar verici tek mercii idare oldu.
“OHAL kapsamındaki bu düzenlemeden sonra insanların bundan sonraki en büyük arayışının sınırları güvencesiz botlarla, illegal yollarla geçmek olacağını ve bu arayışın hayatlarını yeniden ciddi anlamda tehlikeye sokacağını düşünüyoruz.
“Geri gönderme yasağının ihlaline son verilmeli, mültecilere ülkemizde güvende oldukları, buradaki yaşamlarında insan hak ve onuru korumasıyla yaşayabilecekleri yasal ve idari düzenlemeler yapılmalı.” (AS)