Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, Ceza Yasası' nın 216/1 ve 301/2 maddeleri uyarınca 1,5 ile 5 yıl hapis istemiyle yargılanan iki öğretim üyesi için yaklaşık 30 ülkeden, çoğu akademisyen olmak üzere 1.180 imzalık bir destek bildirisi yayımlandı.
Barış ve Yurttaş Girişimlerinden de destek
Barış ve Yurttaş Girişimleri sözcüleri Oya Baydar ve Avukat Ergin Cinmen de ortak bir açıklama yaparak, görevi Başbakanlık'a görüş bildirmek olan bir kurulun en küçük bir şiddet çağrısı içermeyen görüşlerini yansıtmayı amaçlayan "Azınlık Raporu" nedeniyle iki bilim insanının yargılanmasının bilim ve düşünce özgürlüğünün ihlali olduğunu bildirdiler.
"Öğretim üyelerine dava Avrupa'da tepkiye yol açıyor"
Fransa'da Mireille Delmas-Marty, Olivier Dubos, Christian Grellois, İtalya'da Tania Groppi ve Almanya'da Rainer Arnold'un da bulunduğu bir grup öğretim üyesi Başbakan Erdoğan'a 3 Nisan'da bir mektup gönderdiler.
İnsan hakları alanında yürüttükleri faaliyetlerle tanınan Prof. Dr. Baskın Oran ve Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu hakkında, fikirleri nedeniyle ceza kovuşturması yürütüldüğünü hatırlatan öğretim üyeleri, Oran ve Kaboğlu'nun, Türkiye'de insan haklarının geliştirilmesi amacıyla ve Avrupa Birliği Bakanlar Komitesi'nin Tavsiye Kararı ile ve yasayla oluşturulmuş bir kurum adına yaptıkları çalışmalar nedeniyle suçlanmalarına tepki gösterdi.
Akademisyenler, Oran ve Kaboğlu'na söz konusu kovuşturmanın, Türkiye'nin aydınlık yüzünü yansıtan Kaboğlu'nun da birçok üniversitesinde davet edildiği Avrupa'da tepki ve dikkate değer bir öfke yarattığını açıkladılar.
Başbakana 1.180 imzayı mektuplarıyla birlikte sunan Avrupalı öğretim üyeleri, Ceza Yasası'nın ifade özgürlüğünü suç sayan düzenlemelerden arındırılmasını istedikleri Erdoğan'dan, kamuoyu nezdinde ve Türkiye'nin uluslararası taahhütlerine uygun olarak, ifade özgürlüğüne bağlılığını teyit etmesini istedi.
İhbarcı kişilerin müdahilliği reddedildi
15 Şubat'ta yargılanmaya başlanan iki öğretim üyesi, haklarında ileri sürülen suçlamaları reddederek raporu, yasaların kendilerine sağladığı haklar çerçevesinde kaleme aldıklarını belirttiler.
Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi, 301. maddeden açılan kovuşturmada Adalet Bakanlığı'ndan izin istemeye karar verdi. Yaklaşık 25 şahidin dinlendiği duruşmada mahkeme, ihbarcı vatandaşların müdahil olmalarını reddetti. Yargılama 216. madde yönünde ise sürecek.
14 Kasım 2005'te iddianamesini yazan Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan, rapordaki "Sevr Paranoyası" kavramına atfen, "bu raporda, azınlıklar yönünden ileri sürülen taleplerle, yurdumuzu işgal altına sokan Sevr Antlaşması'nın azınlıklara ilişkin hükümleri büyük benzerlikler göstermektedir. Böyle bir benzerlik karşısında Sevr paranoyasına kapılmanın yadırganacak bir yönü yoktur" ifadelerini kullanmıştı.
Oran: Lozan, iddianameyi niçin ilgilendiriyor?
Mahkemede dava ile ilgili düşüncelerini açıklayan Prof. Dr. Oran, davanın açılmasına bir anlam veremediğini ifade ederek, kendisi ve Prof. Kaboğlu için düzenlenen İddianameyi "İcat-name", "İtham-name" veya "İftira-name" olarak nitelendirmişti.
Taraflılık dışında dosyayı gayrı ciddi bulan Prof. Oran, buna dosyada bulunan 1 Temmuz 2005 tarihli ve 2004/98063 sayılı Cumhuriyet Savcısı'na ait belgeyi kanıt göstermişti. "Şüpheliler hakkında porno CD satmak suçundan kayıt yapıldığı" kaydını içeren belgede şüphelilerin kim olduğu belirtilmiyordu.
İddianamenin içeriğini de eleştiren Oran, "Lozan'ın hangi vatandaşları kapsadığı İddianameyi niçin ilgilendiriyor? Lozan'ın tahlili sonucu şunu veya bunu söylemek hangi maddeye göre suç?" diye tepki göstermişti. (EÖ/TK)