İki genç insan; iki öğretim üyesi kendi alanlarını sorgularken yüzyılı aşkın bir zamandır dünyada binleri aşan örnekleri olan faklı eğitim modellerinin neden bizim ülkemizde olmadığını merak etmişler. Araştırdıklarında bir "derya" ile karşılaşmışlar ve bunu daha çok insanın sorunu haline getirmek üzere "bir toplantı düzenleyelim" demişler.
Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Yüksek Lisans Öğrencileri Selma Dündar (Çakmaklı) ve H. Eylem Korkmaz ile, konuyu açtıkları arkadaşları Boğaziçi Üniversitesi Mezunları Dergisi Yazı Kurulu Üyesi Burçak G. Morhayım ve kendi bölümlerinin başkanı Prof. Dr. Muhsin Hasapçıoğlu ile birlikte soyundukları bu büyük işi altı, yedi ay süren bir hazırlığın sonunda 26-27 Kasım'da başarıyla sonuçlandırdılar. Belki de "sonuçlandırdılar" yerine "başlattılar" demek daha doğru.
Darphane'nin büyük toplantı salonunda, üstelik de ilk günkü soğuğa karşın iki gün boyunca ayrılmayan; İstanbul dışında, Konya'dan, Eskişehir'den, Ankara'dan Muğla' dan gelen, öğrencisi, öğretim üyesi, emeklisi çalışanı her düzeydeki okul öğretmenleriyle, bir o kadar meraklının oluşturduğu iki yüzü aşkın insanın; ilgileri bir an bile kaybolmadan izledikleri "gerçek bir sempozyum"du bu toplantı.
Amaçları ne?
Bütün bu insanların amaçları; kitle eğitiminin ortaya çıkması ve eğitimin zorunlu hale gelmesiyle beraber eğitim tarihinde, yaygın okul sistemine karşı, çocuğa ve eğitime radikal bir bakış açısıyla yaklaşan yeni bir eğitim hareketinin ortaya konulması ve bunlardan çıkarılan sonuçların ışığında "biz ne yapabiliriz" sorusunun tartışılmasıydı.
Rousseau'dan başlayan bu örneklerin çoğu toplantı içinde ele alındı ve Godwin, Ferrer, Stirner, Neill, Holt, Parker, Paulo Freire gibi bir çok teorisyenin ve felsefecinin düşünceleri ve bunlardan kaynağını alan çeşitli uygulamalar ortaya konuldu.
Özgür Okullar, Demokratik Okullar, Açık Okullar, Montessori Okulları, Waldorf Okulları; Ev Eğitimi, Halk eğitimi gibi eğitim hareketlerinin değişik örneklerinin birinci elden anlatıldığı bu örnekleri izleyiciler ilgiyle izlediler ve örnekler üzerine ortaya atılan sorularla konuların farklı boyutlarını tartıştılar.
Ana soru; belki de sorun demek daha doğru, "zorunlu eğitim"i sorgulamaktı. Çünkü "zorunlu eğitim" sistemi var ediyor ve onu her gün yeniden üretiyordu. Oysa ne eğitimi verenler, ne de alanlar bunu istemiyorlardı. Bir kere "Zorunlu eğitim" demokratik değildi. Sonra özgür ve kendisinin farkında ve kendisini gerçekleştiren insanların yetiştirmesine yetmiyordu.
Neden olmamış?
Türkiye'nin özellikle Cumhuriyet döneminde daha çok somutlaşan eğitim tarihi boyunca bu konuya ilişkin uygulamaya neden rastlanmadığının da temelleri ortaya konulmaya çalışıldı. Bu noktada uygulamada "alternatif olmayan" ama aslında "alternatif bir model olan Köy Enstitüleri Deneyimi" bir konuşmacıya sorulan soru dışında nedense gündeme gelmedi.
Toplantıda bu alandaki "akademik ilgisizliğin" nedenini anlamaya yönelik tartışmalar da yapıldı. Yanıtı belki yeterince ortaya çıkmadı ama başta akademisyenler olmak üzere herkes bundan yakındı.
Ne yapalım?
İki günün sonunda ise bir yanda konuyla ilgili farklı kurumların temsilcilerinin, bir yanda da bu işe merak sarmış ya da gönül vermiş "tek tek" kişilerin oluşturduğu birlikteliklerle bu işin devamının nasıl olabileceği ele alındı ve bazı sonuçlara varıldı.
Önümüzdeki günlerde konunun daha geniş kesimlerle ve daha yüksek sesle tartışılması için önemli bir dönemecin geçildiğini söylemek mümkün.
İki genç insanın çabası, bir çok alanda olduğu gibi bu alanda da "değişimin mümkün" dahası, toplantıya katılan ve Brezilya'daki Topraksızlar İşçi Hareketini anlatan araştırmacı yazar Metin Yeğin'in dediği gibi "gerekli, hatta zorunlu" olduğu ortaya çıktı.
Sorular, sorunlar
Bu noktada ister eğitim alan, ister eğitim veren, isterse ülkenin bütün geri kalmışlığını ve sorunlarını "bilgisizlik ve eğitimsizliğe bağlayan" herkesin önce şunları düşünmesi gerektiği ortaya çıktı:
* Bu eğitimi istiyor muyuz? Hak ediyor muyuz?
* Bu eğitim özgür, demokratik ve katılımcı mı?
* Bu eğitim kimin gereksinimlerini karşılıyor?
* Bu eğitim bizim sorunlarımızı çözer mi, yoksa yeni sorunlar mı yaratır?
Bu soruların yanıtlarını özellikle bu eğitimin uygulandığı ana okulundan üniversitenin akademik basamaklarını tırmananlara kadar tüm eğitim alanların öncelikle yanıtlaması istendi. Ama karar alıcıların da öncelikle bunlara kulak vermesi dikkate alınması istendi.(MS/KÖ)
Sempozyumda yer alan konuşmacılar, katıldıkları kurum ve konuşma başlıkları şöyleydi:
Ron Miller (Goddard College Öğretim Üyesi), "Okullar Niye Var? Alternatif Eğitim Felsefeleri"; Cheryl Ferreira (Maria Montessori Training Organisation), "Montessori Egitimi"; Duygu Dinçer, (İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü ), Dr. Yasemin Derelioğlu, (İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü), "Montessori Eğitimi ile Waldorf Eğitimine Yönelik Bir Karşılaştırma"; Mehmet Doğan (İstanbul Buyukşehir Belediyesi Eğitim Müdürü), "Alternatif Bir Eğitim Sistemi Uygulaması olarak İSMEK"; Jill Sayre Wolcott ( Waldorf Uzmanı) "Waldorf Eğitimi"; Öğr. Görv. Zeliha Yazıcı (Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fak. İlköğretim Böl. Okul Öncesi Eğit. ABD), Bil. Uzm. Münevver Can Yaşar (Gazi Üniversitesi Mes. Eğt. Fak. Çoc.Gelş.Eğt. Böl.), Emine Sönmez (M.E.B. Antalya Valiliği Zafer Anaokulu Müd.), "Çocuk Üniversitesi Projesi"; Yaacov Hecht (İsrail Demokratik Eğitim Enstitüsü Başkanı), "Demokratik Eğitim - 'Kare'nin Dışında Yaşamak, Demokratik Eğitim - Alternatif Özgür Humanistik Eğitimin Üçüncü Dalgası"; Dr. Seyfi Kenan (İSAM), "Modern Eğitimde Neden Alternatifler Arayalım?"; Matt Hern (Kanada Soyal Ekoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi), "Zorunlu Eğitim"; Yrd. Doç. Dr. Kemal İnal (Sosyolog), "Türkiye'nin Alternatif bir 'Eğitim Modeli'ne İhtiyacı Var mı?"; Doç Dr. Serdar Değirmencioğlu (Türkiye Çocuk Hakları Koalisyonu Koordinatörü), "Kara Delikler: Eğitim, Öğrenme ve Demokrasi Birbirlerinden Nasıl Koptu?"; Jason Preater (Summerhill Okulu Müfredat Danışmanı), "Özgür Okullar- Summerhill Örneği"; Prof. Dr. Tayfun Özkaya (Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü), "Otoriter Eğitimden, Özgürleştirici Eğitime, Okulda, Köyde, Her Yerde"; Metin Yeğin (Araştırmacı Yazar) "Eleştirel Pedagoji ve MST: Brezilya Topraksız İşçi Hareketi Örneği".