Fotoğraf: AA-Arşiv
Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV), koronavirüs sürecinde ebeveynlere ve öğretmenlere odaklanan "Pandemi Döneminde Gündelik Pratikler, Algı ve Eğitim İhtiyaçları Araştırması"nın raporunu yayınladı.
"Öğrencilerdeki öğrenme kaybı"nın öğretmen ve velilerin ortak kaygısı olduğu araştırmada öne çıkan bulgulardan biri.
Rapor, pandemi ve karantina sürecinde alınan en kapsamlı ve büyük tedbirlerden biri olan uzaktan eğitimin hem her bir paydaş için kendine özel, hem de paydaşlar arası (öğretmen-öğrenci, öğrenci-ebeveyn, öğretmen-veli) etkileri olduğunu gösteriyor.
Araştırma, öğretmenlerin yüzde 85'inden fazlasında öğrenme kaybına yönelik kaygının oldukça yaygın ve büyük boyutlara ulaşmış olduğunu gösteriyor.
Buna rağmen, araştırmaya katılan öğretmenlerin üçte biri uzaktan eğitimin artık dünyada kaçınılmaz bir yöntem olduğunu, gerekli öğrenme ortamının dijitalde de yaratılabildiğini, işlevsel, pratik ve zamandan tasarruf sağlayan bir öğretim yöntemi olduğunu savunuyor.
Dijital okuryazarlıktaki yetersizlik
Uzaktan eğitimin işlevselliğini ve kaçınılmazlığını kabul etmekle beraber, çeşitli sebeplerle şu an Türkiye'de bunun uygulanabilir olmadığını ve geliştirilmesi gerektiğini düşünen öğretmenlerin ortak noktası ise hem kendileri, hem de öğrencileri için teknolojik araç sahipliği ve dijital okuryazarlıktaki yetersizlik olarak ortaya çıktı.
ÖRAV Genel Müdürü Füsun Çürüksu, öğrencilerde öğrenme kaybı gerçekleştiğine yönelik kaygının, yeni dönemde öğrencilerin "derse boğulmasına" ve dolayısıyla yeni kayıplar yaşamalarına yol açabileceğinden endişe duyduklarını belirtti.
Öte yandan veliler de çocukların eğitim hayatında "geri kalmalarından" büyük endişe duyuyor. Araştırmaya katılan her 10 ebeveynden 8'i, karantina sürecinin çocukların eğitim durumunu olumsuz etkilediğini belirtti. Ebeveynlerin yüzde 20'si evden/uzaktan eğitimi okuldaki eğitime göre daha verimli bulurken, araştırma her 10 ebeveynden 6'snını online eğitimlerin işe yaramadığını düşündüğünü ortaya koydu.
Raporun tamamı için burayı tıklayın.
(AÖ)