"Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) lağvedilip yerine Üniversitelerarası Koordinasyon kurulmasını" talep eden öğrenciler, Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nden kolluk kuvvetlerinin de çıkarılmasını istiyor. Öğrenciler, dilekçelerinde ayrıca "herkese anadilde eğitim hakkı verilmesini; parasız, bilimsel, akademik eğitimin sağlanmasını" talep ediyor.
"Üniversite dışında meydana gelen olaylarla ilgili hem polis ve askerler hem de üniversite yönetimi tarafından sorgulanmaları" uygulamasının da kaldırılmasını isteyen öğrencilerin diğer talepleri şöyle:
"Üniversite içinde derneklerin yönetimden bağımsız bir şekilde kurulabilmesi hakkı; türban yasağının kaldırılması; rektör seçimlerinde öğrencilerin de inisiyatif sahibi olması..."
Bir ayda 6 bin 250 imza
"Üniversitemi İstiyorum" kampanyası, ilk olarak Dicle Üniversitesi'nde başladı. Dilekçeleri ilk teslim edenler de, Dicle Üniversitesi öğrencileri oldu. Dicle Üniversitesi öğrencileri son bir ay içinde 2 bin 800; Atatürk Üniversitesi'ne bağlı Ağrı Eğitim Fakültesi öğrencileri 750, Urfa Harran Üniversitesi öğrencileri 2 bin 700 dilekçeyi Meclis Dilekçe Komisyonu'na teslim ettiler.
"YÖK tartışmasında yer almalıyız"
Üniversitemi İstiyorum İnisiyatifi'nden, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğrencisi Şeref Kaydı, "Diğer üniversitelerdeki çalışmalar da yoğunlaşırsa bizim bu kampanyamız dikkate alınır" diyor.
Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Faruk Tatlı ise, "En büyük amacımız YÖK ve hükümet arasındaki tartışmada, öncelikli muhatap olan öğrenci ve üniversite bileşenlerinin de yer alması. Bu bizim en doğal hakkımız" diye konuşuyor.
Kaydı, öğrencilerinin YÖK Başkanı Kemal Gürüz'le kişisel problem yaşamadığına dikkat çekiyor, "Bizim sorunumuz sadece Gürüz değil, temel sorunumuz YÖK. Gürüz gitse bile, başka biri gelir, sorun bu şekilde çözülmez" diyor..
"Eylem mi yapacaksınız?"
Sorunlarını dile getirmek ve topladıkları dilekçeleri meclise sunmak için uzun bir yolculuk yapan Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencileri Faruk Tatlı, Şeref Kaydı, Berdan Aslan, Hadi Sümer, İsmail Ekinci ve Ahmet Yavuz Gültekin, Meclis girişinde yoğun bir kontrolden geçtiklerini, gördükleri bütün polislerin kendilerini aradığını söylüyor.
Öğrencilerden İsmail Ekinci, "Meclis girişinde polisler bizi bayağı aradılar. Meclis dilekçe komisyon başkanına getirdiğimiz boş bir dilekçe nüshasına da el koydular" diyor.
Berdan Aslan ise bir polisin kendisine yönelttiği bir soruyu aktarıyor: "Polisler bize 'eylem mi yapacaksınız' dedi. Biz de 'yok' dedik. Bizim sayımız yeterli değil."
Öğrencilerden Ahmet Yavuz Gültekin ise, okullarında karşılaştıkları uygulamalara, Ankara'daki üniversitelerle Van'daki bir üniversitede öğrenci olmak arasındaki farklılıklara dikkat çekiyor:
"Kampanya sırasında direk muhatabımız olan rektör ve dekanlarımızla bile görüşemedik. Ankara'ya gelince, sadece nasıl olduğunu görmek için Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ne gittim. Kampüste polis ve asker görmeyince şaşırdım gerçekten."
Ders sırasında gözaltına alınıyorduk
Öğrenciler, okullarında polis ve asker baskısı altında olduklarını belirterek, polisin ders sırasında sınıflara girerek öğrencileri gözaltına almaya çalıştığını anlatıyor:
"Geçtiğimiz yıl polis sınıfa girerek bir arkadaşımızı gözaltına aldı. Bu sene benzer bir girişim, Sosyoloji Bölüm Başkanı'nın müdahalesiyle engellendi.
Kampanyamız, 25 Aralık'ta Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Van Şubesi'nde yapılan basın açıklaması ile başladı. Bundan sonra çeşitli sorunlarla karşılaştık.
Ülkücüler, yurttaki bir arkadaşımıza saldırdılar. Bundan sonra askerler, bir hafta süreyle okulumuzu ve yurt çevresini abluka altına aldılar. Kampus içine üç panzer, bir akrep, 500 robokop ve 500 asker girdi. 47 arkadaşımız gözaltına alındı. Gözaltına alınan arkadaşlara kampanyaya yönelik sorular soruldu ve imza atan arkadaşlar tehdit edildi. Bazı arkadaşlar, dilekçelerini yırtmak zorunda kaldı.
Rektörlük bir süre önce, okul girişindeki aramaların kaldırılacağını söylemişti, ancak, fakülte girişinde askerler arama yapmayı sürdürüyor. Kampüs içerisinde disko, okey salonu, atari salonu, langırt salonu var. Üniversite gibi bir yerde tek ortak yaşam alanımız okey salonu..." (BB)