Bu projenin hazırladığı zemin Hrant Dink'in 19 Ocak'ta öldürülmesi üzerinden iki hafta geçtikten sonra "Karanlığı Sorguluyoruz"a dönüştü.
Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi'nde pek çok panel, sergi ve eylem düzenlendi.
Üniversitede büyük ses getiren "Karanlığı Sorguluyoruz" ekibi dün bir kez daha "sessiz bir ses" yükseltmek için Hrant Dink davasını izledi.
Kulüp üyesi Züleyha Demirok'la kısa bir söyleşi yaptık.
"Karanlığı Sorguluyoruz"a giden süreci anlatabilir misiniz?
Boğaziçi Diyarbakır'a projesi doğudaki çatışmalar ve sivil ölümleri arttığı dönemde ortaya çıktı. Medyanın can kayıplarından, oradaki insanların çektiklerinden çok işin ekonomik kısmına önem vermesinin rahatsızlığından doğdu. Ben bu kadroda yer almıyordum.
Fakat sonrasında Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından kadroya yeni eklenenler ve kadrodan çıkanlarla birlikte 'Karanlığı Sorguluyoruz' projesine başlandı. Öncelikle açık toplantı yapmaya karar verdik.
Sonrasında paneller, sergiler ve birkaç eylem düzenlendi. Kulüp heterojen bu nedenle yapılanları kulübe mal etmektense zaman içinde kemikleşen bir başka kadrodan bahsetmek daha doğru olur.
"Karanlığı Sorguluyoruz"a beklediğiniz ilgiyi gördünüz mü? Mesela kulübünüz öğrencileri dışında kalan öğrencilerden de katılım oldu mu?
Biz beklenmeyen bir aktivasyonla karşılaştık. Okul çapında da, okul dışından da çok ilgi gördük. Bu bizi çok motive etti. Boğaziçi Üniversitesi idaresi de bizi çok destekledi. Herhangi bir sıkıntıyla hiç karşılaşmadık. Bunun yanında Agos Gazetesi, Express ve birkaç yer daha düzenlediğimiz etkinlikleri haber yaptı. Hepsi çok güzeldi.
"Aydınlar ve Sanatçılar Öne Çıksın"
Dünkü davanın sessiz protestosuna Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin gösterdiği ilgi nasıldı? Davayı protesto eden grupları genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz Boğaziçi'nden yaklaşık 30 kişiydik. Yine kulüp dışından da katılım vardı. Protestolara gelince bence yetersizdi. Bir de benim çok rahatsız olduğum ve içime sinmeyen bir durum yaşandı. Şöyle ki biz protesto için beklerken aydınlar ve sanatçılar öne gelsin, diye bir çağrı yapıldı. Tepki vermek, konuşmak istediğimizde de susturulduk. Keşke böyle olmasaydı. Bir de davaya ilgi yoğundu ama duruşmanın daha yakıcı noktalarına gelindiğinde ilginin azalacağını düşünüyorum.
"Karanlığı Sorguluyoruz" grubu olarak bundan sonra neler yapmayı planlıyorsunuz?
Şu sıralar biz de bunu konuşuyoruz. Tartışma aşamasında olan birkaç fikir var. Olası gelişmelere tepki göstermek planlarımız arasında. Bu zaman içinde evrilecek elbette. Onun dışında üniversiteler arası bir forum planlıyoruz. (GG/EÜ)