12 yıldır özgürlükçü sosyalizm mücadelesini sürdüren Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Olağanüstü Konferansı’nı yeni dönemin görevlerini eksiksiz yerine getirerek, özgürlükçü sosyalizmin bayrağını yükseltmek; emekçilere, barış, demokrasi ve özgürlük isteyenlere umut verecek bir mücadeleyi örgütlemek kararlılığıyla tamamlamıştır.
ÖDP Olağanüstü Konferansı, bu mücadelenin örgütleneceği koşulların doğurduğu tehdit ve imkanların farkındadır. Seçimlerden yüzde 47 oy alarak çıkan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), sermayenin kapitalist küreselleşmeye eklemlenme hedefini taşıyan neo liberal politikalarının öznesi olmuştur. Önümüzdeki günler bu politikaların gereklerinin yerine getirileceği ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelere sahne olacaktır. Bu gelişmelerin doğal sonucu, AKP’yi bir umut olarak gören küreselleşme mağdurlarının, yoksulların, emekçilerin daha fazla hak kaybetmesidir.
Diğer yandan Kürt Sorunu, Kıbrıs, Ermeni Sorunu gibi köklü tarihsel sorunlar karşısında izlenecek politikaların da toplumda yarılmaya neden olacağı açıkça görülmektedir. Bu yarılmadan istifade etmek isteyecek olan milliyetçi, militarist güçler AKP’ye karşı muhalefeti bu konular etrafından örmek isteyeceklerdir.
Bu kesimleri de kısmen kapsayan “Cumhuriyet’in değerleri”ni savunmakla sınırlı muhalefet anlayışının başarısızlığı ise seçimlerde bir kez daha ortaya çıkmıştır. Başarılı olması halinde bugünkünden daha iyi bir ülke vaat etmediği açıkça görülen bu proje, son yılların en kapsamlı konsolidasyon çabasına rağmen toplumdan istediği desteği bulamamıştır.
Yeni dönem, AKP eliyle Türkiye’nin kapitalist küreselleşmeye entegre edilmesinin derinleşeceği bir dönem olacaktır. Sol kendi toplumsal etkisini bu sürece muhalif bir noktadan ve kuşkusuz bunun alternatif çözümleri üzerinden kurgulamayı başardığı ölçüde arttırabilecektir. Elbette bu milliyetçilik ve ordu müdahalesiyle ilgili görevlerin ortadan kalktığını göstermez. Bugün asıl kavranması gereken politik halka, solu AKP’nin alternatifi haline getirmek olmalıdır. Neo liberalizme karşı mücadelenin güncel görevi budur.
Bütün bu tablo sonucunda toplumun duyarlı, emekten, özgürlük, demokrasi ve barıştan yana kesimlerde yeni bir arayışın ortaya çıkmakta olduğunu gösterecek ipuçları açıkça mevcuttur. Bu arayışa yanıt verebilmek solun önünde bir görev olarak durmaktadır.
Sol, bütün bu süreçlerden ders çıkartan, AKP’ye ve onun neo liberal politikalarına karşı sosyal haklar, özgürlükler ve demokrasi konularında soldan bir muhalefet hattını ortaya koymalıdır. Yoksul halk kitlelerinin taleplerinin sözcüsü olabilecek, liberal özgürlük taleplerini sosyal taleplerle aşacak bir programa sahip olan gerçek bir toplumsal muhalefet ortaya koyabilmek zorunludur. Özgürlükçü sosyalizmin bayrağını yükseltebilmenin, emekçilerin yüzünü sosyalizme döndürebilmenin yolu budur.
Seçim çalışmaları farklı toplumsal kesimlerin kimi zaman farklı talepler etrafında kurulan muhalefetinin tek bir potaya aktarılabilmesinin mümkün olduğunu göstermektedir.
Önümüzde ortak bir pratik sergilenebilecek Anayasa tartışmaları ve yerel seçimler olmak üzere iki temel aşama bulunmaktadır. Bu iki etap içinde bütün emek ve demokrasi güçlerini; toplumun ezilen ve dışlanan kesimlerini birleştiren bir çalışmayı gerçekleştirmek ve bunu bütün ülke çapında yaygınlaştırmak mümkündür.
Bütün bu tabloyu değerlendiren ÖDP Olağanüstü Konferans/Kongresi, Anayasa değişikliğiyle başlayan ve yerel seçimlerle devam edecek olan süreçte ortak mücadeleyi örgütlemek için emekten, özgürlükten, barış, demokrasi ve sosyal haklardan yana olan tüm kesimlere;
- Böyle bir mücadele hattının kurulması, bunun emek örgütlerinden toplumsal hareketlere kadar yaygınlaştırılması, bütün ülke çapında “ayaklarının” oluşturulması için ortak çaba harcama;
- Salonlara sıkışıp kalmadan, hayatın her alanında emekçilerle birlikte hareket ederek, emekçilerin kendi “hak bilinçlerinin” oluşması için onların katılımını sağlayan bir çalışma tarzıyla demokratik ve sosyal talepleri Anayasa’ya taşıma amacıyla kurulacak ortak mücadele içinde toplumsal muhalefeti örgütleme;
- Yerel seçim sürecinde, yerinden yönetim ilkelerinin hayat bulacağı, emekten yana bir yerel yönetim anlayışıyla, yerel inisiyatiflere dayalı ortak bir çalışma içinde AKP’nin neoliberal politikalarına karşı çıkma çağrısı yapmakta;
- TBMM’deki kürsüsünü bu mücadelenin sesinin gürleştirilmesi için sunmayı karar altına almakta;
- Bu çağrının toplumun tüm kesimlerine taşınması ve anlatılabilmesi için tüm parti kademelerini ve örgütlerini görevlendirmektedir.
Yaşasın Aşk,
Yaşasın Devrim,
Yaşasın Sosyalizm.
6-7 Ekim 2007 Ankara
ÖDP parti meclisi listesi açıklandı:
Alper Taş, Yılmaz Topaloğlu, Saruhan Oluç , Sinan Tutal, Pertev Aksakal, Ahmet Asena, Naci Sönmez, İbrahim Akın, Funda Ekin, Hasan Tatar, İnönü Alpat, İbrahim Aydın, Zübeyde Kılıç(Fahri Danışman), Mahmut Memduh Uyan (Fahri Danışman), Erdoğan Usta, Hakan Tanıttıran, Cemal Çakıcı, Hamiyet Kızıler, İkbal Polat, Sema Solaklı, Atilla Aytemur, Abdullah Çiftçi (Fahri Danışman), Can Hasanoğlu, Sami Evren (Fahri Danışman), Melike Keleş, Özgür Can Sunata, Halis Yıldırım, Köksal Aydın (Fahri Danışman), Önder İşleyen, Hasan Karagöz, Fatma Ergun, İlknur Başer (Fahri Danışman) Adnan Gölpınar (Fahri Danışman), Nermin Kaplan, Füsun Erol, Çiçek Çatalkaya, Şule Necef, Ümide Aysu, Ziya Uncu, Selma Güven, Yaşar Aydın, Ekin Yılmaz (Fahri Danışman), Ayşenur Talayman, Yılmaz Eren, Çağdaş Küpeli, Evrim Tartan, Dilek Akkuş, Sevim Ulaş, Ahmet Acar (Fahri Danışman), Barış İnce, Nefise Yenigün, Özlem Türkmen, Başak Grammeşin, İlknur Kaya Bahadır (Fahri Danışman), Candan Dumrul, Fatma İrier, Sevcan Nalıncı, Meral Öztürk, Feray Aytekin Aydoğan (Fahri Danışman), Sema Pınar (Fahri Danışman).