Avukatların duruşmalar sırasında mahkeme salonuna dosya sokamadıklarını, tehdit edildiklerini, savcıların aksine 15 saatlik bir yolculuk sonrasında duruşmaya gelebildiklerini hatırlatan Kaplan, "Yargılama ve gözaltı süresi de göz önüne alındığında, AİHM beklenen bir karar verdi" diye konuştu.
Taraflar itiraz edebilir
Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3, 5 ve 6. maddelerini ihlal ettiği yönündeki AİHM kararında, Öcalan'ın bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanmadığı, Türkiye'ye getirildikten sonra uzun süre gözaltında tutulduğu ve mahkemeye makul bir zaman içinde çıkarılmadığı gerekçeleri yer aldı.
Taraflar 3 ay içinde karara itiraz ederse, Mahkeme'nin 17 yargıçtan oluşan büyük dairesi, itiraz gerekçelerini yeterli bulması halinde davayı esastan yeniden görecek.
"Türkiye yargıda değişikliğe gitmeli"
Av. Kaplan, Öcalan'ın Kenya'dan getirilişi sırasında kötü muameleye maruz kalması gerekçesiyle savunmanın itirazda bulunabileceğini söyledi:
* Büyük mahkeme de şimdiki karara benzer yönde bir karar verirse, Türkiye'nin mahkeme masraflarını karşılaması ya da tazminat ödemesi dışında, yargıda bir mevzuat değişikliğine gitmesi de gerekir.
* Öcalan'ın yargılanması sırasında idam cezasının kaldırılması, adil yargılama için yasalarda değişiklik yapılması gibi Türkiye'nin uluslararası hukuka uygun değişiklikler yapmasını gerektirdi. Şimdiki karar da bu anlamda zorlayıcı olacaktır.
Yeniden yargılama istiyorlar
PKK/KADEK lideri Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla, Kenya'dan Türkiye'ye getirilişinin hemen ardından, 16 Şubat 1999 tarihinde AİHM'ne başvurmuştu.
Avukatları başvurularında, Öcalan'ın adil yargılanmadığı öne sürerek, müvekkillerinin serbest bırakılmasını, uluslararası bir mahkemede ya da Türkiye'de yeniden yargılanmasını istemişlerdi.
Türkiye hükümeti ise geçen yıl davayla ilgili olarak Strasbourg'a gönderdiği belgede, Öcalan'ın gördüğü muamelenin politik düşüncelerinden değil, yönettiği terör eylemlerinden kaynaklandığını bildirmişti.(ÖG/BB)