HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş Öcalan'ın, "Müzakereye başlarsak bunu yıllara aylara yaymayacağız" dediğini söyledi.
Demirtaş’ın aktardığına göre, Öcalan devlet heyetine, müzakerelerde uzlaşı sağlanması halinde PKK'ye en geç 2015'in mart ve nisan ayına kadar silahsızlanması için çağrı yapacağını belirttiğini, PKK'nin de buna yeşil ışık yaktığını söyledi.
Yuksekovahaber’e göre, Demirtaş soruları yanıtlarken devlet heyeti ile Öcalan arasında yapılan müzakerelerin başlıklarından birisinin PKK'nin silahsızlandırılması olduğunu ifade etti.
Silah bırakma
Demirtaş’ın sözlerinde öne çıkan noktalar şöyle:
* "Müzakerenin başlıklarından biri silahsızlanmadır, PKK'nin silah bırakmasıdır. Hükümet nihayetinde silahsızlandırılmış bir PKK'ye ulaşmak istiyor. Hükümetin doğal beklentisi.
“Müzakere yapanın beklentisi olur. Nihayetinde ulaşmak istedikleri budur. Fakat bu konuya nasıl ulaşılır, bu müzakerenin esas konusudur."
Kalabalık heyetler
* "Üçüncü gözlemci güç ve genişletilmiş heyetler İmralı'ya gidebilse süreç çok aleni yürüyecek. Heyetimizin İmralı'da yaptığı görüşmeler mutabakat çerçevesinde en azından büyük bir kısmını, tamamen yansıtmıyor. Zaten tamamına da hakim değiliz yüzde yüz.
“Sayın Öcalan, devlet heyeti görüşmelerinin büyük bir kısmını heyetimize aktarıyor; fakat kendisi de devlet heyeti ile yaptığı görüşmeleri oradaki mutabakat, ilkesel ahlaki duruş çerçevesinde bazı şeyleri anca kalabalık heyetler, geniş heyetler geldiğinde tartışmayı uygun buluyor. O yüzden biz istiyoruz ki kalabalık heyetler gitsin, orada tartışsın.”
Yıllara yayılmayacak
* "Dolayısıyla bugünlerde nasıl bir mutabakata varılmış, yüzde yüz bilgi sahibi değilim. Şunu biliyorum" diyen Demirtaş, Öcalan son görüşmede net olarak şunu söyledi:
"Öcalan dedi ki, 'Müzakereye başlarsak biz bunu yıllara aylara yaymayacağız. Benim devlete önerim bu olmuştur. Siz programınızla, çözüm önerilerinizle gelin. Ben de bana yardımcı olabilecek, danışman, sekreter desteği sunabilecek arkadaşlarımla İmralı'da tartışayım. Benim de kafamda yol haritası var. Bunu arkadaşlarımın desteğiyle ortaklaştırayım, onların desteği ile bunu yapayım.
“Sonra oturalım bir masaya siz yol haritanızı sunun, ben de sunayım. Buradan gözlemciler tartışmayı izlesin. Bir gün iki gün; madde madde, fıkra fıkra tartışalım. Üç gün, beş gün, bir hafta, on gün ne kadar sürede bitirirse.
“Bittikten sonra uzlaşıp anlaşırsak en geç mart, nisan ayına kadar ben PKK'den bir kongre toplanmasını isteyip silahsızlanma çağrısı yaparım. Buna hazırım. Bunu devlet heyetine sundum' dedi. Onlar da tartışacaklar, uygun görüyorlarsa, 'evet bunları müzakere edelim' derlerse ben onu müzakere etmeye hazırım. Kandil bunu bilsin' dedi.
“Kandil, KCK yetkilileri de bunu desteklediler. 'Biz bu formül, bu yöntemle yürütülecek bir müzakereye hazırız, sonuçları ne olursa biz önderimizin arkasındayız' diye cevap verdi. Ve bu sürede diyalog koptu.
“Hükümet diyor ya 'yol haritası sunduk', öyle bir şey yok. Sayın Öcalan teklif sundu, hükümet teklife karşı somut cevap vermeden bu diyalog koptu."
Kalındığı yerden...
* “Yapılan görüşmelerle 6-7 Ekim öncesine dönülmesi ve yeniden kalındığı yerden tartışmanın başlanması konusunda irade oluştuğunu düşünüyoruz. Bir iki gün içinde yaptığımız temaslarda bunu anladım.
“O halde HDP olarak buna hazırız dedik. 6-7 Ekim öncesinden kalınan yerden tartışmalı konunun İmralı'ya taşınması, müzakere sürecinin başlamasına hazırız, destekliyoruz. Heyetimiz giderse Sayın Öcalan'a, 'Siz de kaldığınız yerde misiniz, tartışmanız ne durumda?' diye soracağız. Bu arada devlet heyeti mutlaka gidip gelmiş (İmralı'ya) durumda. Bu konudaki duruşunu belirleyecek, sürecin akıbetini belirleyecek olan da kendisidir, bu konudaki iradesi olacak." (YY)