Abdullah Öcalan Kızıldere'de katledilen on kişinin anısına bir mesaj gönderdi.
Yuksekovahaber’in haberine göre, Öcalan’ın 18 Mart'ta kendisi ile görüşen BDP heyetinden İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder aracılığıyla gönderdiği Kızıldere katliamının yıldönümüne ilişkin mesaj şöyle:
"Değerli arkadaşlar, saygıdeğer yoldaşlar; Kızıldere'nin üstünden geçen yıllar ne Anadolu coğrafyasında hakça, eşit yaşam sürmek isteyen halk çocuklarının, ne de tüm dünyanın her bir karışı kadar eski olan özgürlük ve eşitlik mücadelesine canını adamış diğer evlatlarının izini silmedi.
“Buradan geçmişe bakmanın en hazin yanı en devrimci, en güçlü, en arzulu olan yoldaşlarımızın aramızda olmayışıdır. Anadolu coğrafyasında kardeşlik ve barış adına sözünü söylemiş, bambaşka coğrafyalara gidip özgürlük ve eşitlik için, barış içinde onurlu yaşam için savaşanlar, onlarca değil yüzlerce yıllık bir özgürlük arzusunun sesi oldular.
“Sesleriyle, sözleriyle, yazılarıyla, eylemleriyle ortaya koydukları anlayış kapitalist modernite karşısında hem öncü niteliği taşıdı, hem de oluşturdukları devrimci dil toplumun tüm direnen parçalarında ortak bir duygu haline geldi."
"Hepimiz biliyoruz ki modernitenin üç atlısı, kapitalizm, ulus devlet ve endüstriyalizm, Anadolu ve Mezopotamya tarihinin etnik, mezhepsel ve milli kırımlarının sebebiydi.
“Kızıldere'de ölenler kırımların, açlığın ve eşitsizliğin fikriyatına ve sistemine, kapitalist moderniteye karşı reddedişin öncüsü oldular.
“Onlar geçmişte de söylediğim üzere halkların bahçesi olan Ortadoğu'yu halkların mezarlığı haline dönüştürmeye çalışanlara verilecek en güzel cevabı canlarını ortaya koyarak verdiler.
“Ben Ortadoğu'nun tüm halkları için aynı samimiyet ve arzuyla yaşayan, ölen ve ömrü her daim kapitalist modernitenin iktidar ve sömürüsüne karşı durmak için mücadeleyle geçenlerin uğruna mücadele ettiği düşünceye sahip çıkıyor, kapitalizmin kırımcı, kıyımcı, halkların düşmanlığı ve bölgemizin mezarlaştırılması üstüne kurduğu politikalarına inat toplumsal barış ve eşitliği savunuyorum.
“Kapitalist modernite, ulus devlet ve onun karanlık geçmişine karşı, Ortadoğu coğrafyasının alnı ak insanlarının Kızıldere'de devrettikleri bayrağı, tekçi ulus devletçiliğin soykırımcı pratiğine ve burjuva mantığına karşı inançla taşıyanları selamlıyorum.
“Hakim tekçi ulus anlayışı haricindeki ulusların yokluğu üstüne kurgulanan ve Kürdistan ile Anadolu halklarının esirliğini esas alanların devrinin sonuna geliyoruz. Olgunlaştırmaya çalıştığımız bu Anadolu barışını bu uğurda mücadele ederken hayatını kaybeden başta Mahirler ve Denizler olmak üzere bütün devrimcilerin anısına ithaf ediyoruz.
“Halkların düşmanlığı üstüne kurulu bu düzene karşı duran tüm devrim şehitlerini, mezarlarının yeri bile bulunamayan çocuklarının hatırası ile yaşayan tüm insanları, sömürge mekanizmalarına mahkum olmayı reddeden tüm devrimci kadınları selamlıyorum.
“Bölge halklarının ortak yazgısı olan kıyımcı ve kırımcı kapitalist moderniteye karşı alacağımız zafer ve ardından gelecek kardeşçe yaşam için herkesi bu onurlu barış, halkların kardeşliği, eşitliği ve demokratik özgürlüğü yürüyüşüne davet ediyorum. Bu duygularla Kızıldere devrimci şehitlerini saygıyla anıyorum."
1972'de Kızıldere'de Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy, Cihan Alptekin, Ömer Ayna güvenlik güçlerince öldürülmüş, Ertuğrul Kürkçü yakalanmıştı. (YY)