Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, bianet editörü Ruken Tuncel’in ailesine yönelik 14 Ağustos’taki ikinci saldırıdan sonra soru önergesi verdi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a iddiaların doğruluğunu ve ilk saldırıdan sonra neden iddianame hazırlanmadığını sordu. Soru önergesinde vakayı anlatan Gergerlioğlu ayrıca saldırgan tarafın "Teröristler, pis Aleviler, Ermeni dölleri, bir pompalıya bakarsınız, polis bizim devlet bizim" şeklindeki ifadelerine yer verdi.
Ancak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM İçtüzük'ünün 67. maddesindeki “Başkanlığa gelen yazı ve önergelerde kaba ve yaralayıcı sözler varsa, Başkan gerekli düzenlemelerin yapılması için o yazı ve önergeyi sahibine geri verir” hükmüne dayanarak önergeyi iade etti.
Önergeden söz konusu kısım çıkarıldığı veya içtüzük hükmüne uygun olarak yeniden düzenlendiği taktirde işleme alınacağını bildirdi.
"Mahkemelerde sansürlenmeyen ifadeler Meclis’te sansürleniyor"
Gergerlioğlu ise İçtüzük 67. maddenin yanlış yorumlandığını savunarak Kurtulmuş’a tepki gösterdi. Milletvekilinin kendi kullandığı ifadelerde kaba ve yaralayıcı sözler varsa bunların birtakım yaptırımlara tabi tutulmasında sorun olmadığını söyleyen Gergerlioğlu, söz konusu önergedeki ifadelerin kendisine ait olmadığını ifade etti.
“Burada milletvekilinin ifadesi değil, olaydaki insanların birbirine sarf ettiği sözler mevzu bahis” diyen Gergerlioğlu “Bunlar da isteyelim veya istemeyelim, sevelim veya sevmeyelim söylenmiş sözler. İnsanlar bundan dolayı ihlale uğramış, rahatsız olmuşlar. Bu sözleri gündeme getirmeden bir ihlalin olduğunu nasıl anlayacağız?” dedi.
Mahkemelerde vakalardaki küfürlerin açıkça beyan edildiğini söyleyen Gergerlioğlu, “Mahkemelerde bile sansürlenmeyen bir ifade Meclis’e gelince niye sansürleniyor?” diye sordu. Ardından da şöyle devam etti:
“Milletvekili Meclis başkanlığına veya bakanlığa söylemiyor ki bunu. Vatandaşların kendi aralarındaki ifadeleri ve bir milletvekili olarak milletin cümlelerini, uğradığı ihlalleri yansıtırken başka ne yapabiliriz?
Yaşanmış olayları gündeme getirip ‘Bakanlık bununla ilgili ne yaptı?’ dememizi engellemeye çalışıyor Meclis Başkanlığı. İçtüzük'ü yanlış anlıyor, yanlış yorumluyor. İşlerine gelmeyen hususlarda İçtüzük’ü kendi kafalarına göre yorumlayarak hareket ediyorlar. Bu ve benzeri şeyler yasama faaliyetimizi engelleyici bir konumda. Bu kabul edilecek bir hadise değildir."
(HA)