Nükleer santraller yakınındaki çocukluk çağı kanserleriyle ilgili yeni Almanya kaynaklı çalışma (KİKK çalışması) konu hakkında bugüne dek yapılan araştırmalar arasında en gelişmiş olandır.
Başlıca sonuç, mevcut Almanya nükleer santrallerinin yakın çevresinde -5 km çapındaki alanda- lösemi hızının beklenmedik şekilde 2,2 kat fazla bulunmasıdır.
Bütün mevcut nükleer santraller çalışmaya dahil edilmiştir ve çalışmanın kapsadığı süre 24 yıldır (1980-2003).
Çalışma 2002 yılında Alman Federal Radyasyon Korunma Ofisi (BfS) tarafından görevlendirilen Alman Çocukluk Çağı Kanserleri Kayıt Dairesi (GCCR) tarafından yürütülmüştür.
Bu çalışmayı tetikleyen uyarıcı sonuçlar benim resmi Almanya veri tabanını inceleyerek, daha 1998’de, Alman nükleer santrallerinin 5 kilometre çevresinde erken çocukluk kanserlerinde yüzde 54’lük, lösemide ise yüzde 76’lık anlamlı düzeyde artış saptamış olmamdı.
Fakat ben bir çevreci grup için çalıştığımdan, sonuçlar uzun süre inkar edildi.
Ancak bir Yeşiller Partisi üyesi Çevre Bakanı olduktan ve Almanya Hükümetinin nükleer santrallerin kapatılması kararı çıktıktan sonra, 2000 yılında BfS benim sonuçlarımı kontrol edecek bir yeni çalışma başlatmaya karar verdi.
Önceki Almanya çalışmaları ekolojik çalışmalar şeklinde tasarlanmışken, KiKK çalışması bir vaka-kontrol çalışması idi.
Öncekiler gibi GCCR tarafından yürütülmüştü. Vaka-kontrol tasarımı önceki ekolojik çalışmalardan farklıydı. Almanya nükleer santrallerinin bulunduğu ve a priori olarak çalışma bölgesi olarak tanımlanan16 yerde görülen bütün 5 yaş altı çocuk kanserleri kayıt altına alındı.
Her bir kanser vakası için aynı bölgede yaşayan 3 kontrol (kanser olmayan çocuk) yaş, cinsiyet ve nükleer santral yeri eşleştirilerek rasgele seçildi.
Araştırmaya göre hiçbir karıştırıcı faktör mesafe trendini anlamlı bir şekilde etkilemiyordu. Sonuçta lösemi sayısındaki artışa neden olan tek faktörün radyasyona maruz kalmak olduğu ortaya çıktı.Etki diğer epidemiyolojik bulgularla tutarlıdır. Ekolojik çalışmalarla ilgili olarak 2007 yılında yayınlanan bir meta analiz nükleer santral yakınında 10 yaş altında görülen lösemi vakalarında belirgin bir artış göstermiştir.
Fransa’daki La Hague yeniden işleme reaktöründe yapılan bir vaka-kontrol çalışmasında lösemi hızıyla yöredeki plajları kullanma ve yöre balıklarını tüketme arasında anlamlı bir bağıntı bulunmuştur.
KiKK çalışmasının sonuçları, radyasyondan korunma yetkililerinin nükleer santralden kaynaklanan radyasyonun gözlenebilecek bir etki ortaya çıkarmayacak kadar düşük olduğu (1000’de 1) tezleriyle çelişmektedir.
Pek çok bilim insanı ise resmi doz hesaplamalarında yetersiz yöntemler kullanıldığı ve dozun 10-100 kat az hesaplanabileceği uyarısında bulunmaktadır.
Bir başka öneri doz-cevap eğrisinin doğrusal bir eğri olmayabileceğidir.
Nükleer santral yakınında yaşayan kişiler yıl boyunca dalgalanan miktarda radyasyon dozlarına maruz kalırlar, sabit bir düşük doza değil. Doğrusal olmayan bir doz-yanıt eğrisinde etki ortalama doza değil, tepe noktasında olan doza bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Doz tespiti ve radyasyon biyolojisi ile ilgili pek çok açık soru olduğu için, Alman nükleer santrallerinin yakınında görülen artmış lösemi vakalarında radyasyonun etken olduğu hiçbir zaman göz ardı edilemez. (AK/EZÖ)
* Dr. Alfred Körblein, Uluslararası Nükleere Karşı Hekimler Birliği (IPPNW)