Anayasa Mahkemesi (AYM), Hakkari’de gözaltında kaybedilen çoban Nezir Tekçi’yle ilgili kararında, yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Nezir Tekçi’nin babası Halit Tekçi ve kardeşlerinin başvurusunda mahkeme, aileye 90 bin lira tazminat ödenmesine ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine hükmetti.
Bugünkü (21 Mart) Resmi Gazete’de yayınlanan gerekçeli kararda AYM, şu eksikliklerin yargılamaya zarar verdiğine karar verdi:
- AİHM kararındaki eksikliklerin giderilmemiş olması,
- Yargılama için önemli olan M.E.Y isimli kişinin tanıklık beyanına başvurulmamış olması,
- Bölgede bulunan diğer askeri birliklerin tespit edilip bunlara mensup askerlerin tanıklık beyanının alınmaması,
- Keşif mahallinde bulunan bez parçası üzerinde Nezir’e ait olup olmadığının tespiti için adli inceleme yapılmaması,
- Olay bölgesinde görev yapan askerlere ait silahların keşif mahallinde bulunan boş kovanlar ile eşleşmesinin yapılmamış olması,
- Dinlenen tanıklardan olayı gördüğünün söyleyenlere Nezir Tekçi’nin nereye gömüldüğünün sorulmaması.
Ne olmuştu?
Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Aşağı Ölçek (Yekmal) köyünde çobanlık yapan Nezir Tekçi, Gelibolu Piyade Tugayı’na bağlı askerlerce 26 Nisan 1995’te gözaltına alındı.
Tekçi ile birlikte gözaltına alınanlar serbest bırakılırken, kendisinden bir daha haber alınamadı.
Askerlere önce takipsizlik sonra beraat
1997’de babası Halit Tekçi'nin başvurusu üzerine askeri savcılık soruşturma başlattı, kısa sürede “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi. Nezir Tekçi’nin ailesi iç hukuk yollarının tükenmesi üzerine AİHM’e başvurdu.
2010’da Yunus Şahin, askerlik yaptığı dönemde Tekçi'nin ölümüne tanık olduğunu söyledi, savcılığa ifade verdi. İfadesinde, PKK'ye düzenlenen operasyonda Nezir Tekçi'nin gözaltına alındığını öne sürdü.
Şahin'in iddiaları üzerine emri verdikleri iddia edilen emekli Albay Ali Osman Akın ile Yarbay Kemal Alkan hakkında Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2012’de dava açıldı.
Dava güvenlik nedeniyle Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne alındı.
Sanıklar, emekli Albay Ali Osman Akın ile Yarbay Kemal Alkan, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 82/1-b maddesi uyarınca “Canavarca bir his sevki ile veya işkence ve tazip ile kasten öldürmeden” yargılandı.
“Cesedi mayınla patlatıldı”
Mahkemeye yapılan başvurular üzerine olayın meydana geldiği yerde keşif kararı alındı ve Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazıldı. 22 Kasım’da yapılan keşif kazısında bulunan insan kemikleri, mermi kovanları ve kıyafet parçaları Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Keşif sırasında, olayın görgü tanıkları şunları anlattı: “Askerler Tekçi’yi araziye götürdükten sonra önce komutan bir el ateş etti sonra da askerlere vur emri verdi. Tekçi infaz edildikten sonra cesedi mayınla patlatıldı.”
AİHM’e yapılan başvuru da 10 Aralık’ta sonuçlandı. Karara göre Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “yaşam hakkını” düzenleyen 2. maddesini ihlalden ve olayla ilgili etkin soruşturma yapmamaktan suçlu bulundu.
Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, savcılık makamı esas hakkındaki mütalaasında şüpheden uzak ve kanaat uyandırıcı delil elde edilmediği gerekçesiyle sanıkların beraatlarına karar verilmesini talep etti.
11 Eylül 2015 tarihinde görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti sanıklara isnat edilen suçun sabit görülmemesi nedeniyle emekli Albay Ali Osman Akın ve Yarbay Kemal Alkan’ın oy birliğiyle beraatlarına karar verdi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 27 Mart 2018 tarihinde beraat kararlarını onayınca aile AYM’ye başvurdu. (AS)