30 Eylül 2003 günü eski Sovyet lideri Mikhail Gorbaçov, Washington'daki American University'de öğrencilere bir konuşma yaptı. Hem 2. Dünya Savaşı'ndaki Alman işgalinin tanığı hem de Soğuk Savaş yıllarının Sovyet politikacısı Gorbaçev, alabildiğine ılımlı, alabildiğine ölçülü ve temkinli bir uslupla yaptığı konuşmasında şöyle diyordu: "Uluslararası meselelelerdeki o eski modası geçmiş yaklaşımları yansıtan Irak askeri harekâtı, bizi günümüz dünyasının somut ve acı veren sorunlarının çözümlerine yaklaştırmadı. Bunun yerine, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler'e, özellikle de BM Güvenlik Konseyi'ne büyük bir darbe indirdi.. Dünyaya yeniden bir politik ütopya dayatmaya kalkışmak kabul edilebilir değildir. Ve burada sadece Komünist ütopyadan değil, aynı zamanda, tarihin sonu demek olan mükemmel bir dünya düzeni kurma ütopyasından söz ediyorum.."
2. Dünya Savaşı'na dair çok bilinen ve çok tekrarlanan şeylerin yanında bazı şeyler de var ki, bunların hatırlanmaması tercih ediliyor. Almanya Avusturya'yı Mart 1938'de ilhak ettikten altı ay sonra İngiltere ile Almanya arasında çok kritik bir anlaşma imzalanması mesela; savaşın resmen başlamasına altı ay kala İngiltere başbakanı Neville Chamberlain'in Münih'ten dönüşünde söylediği sözler : "Dün gece imzalanan anlaşmayı ve Anglo-Alman Deniz Anlaşması'nı, iki ülke halklarının bir daha asla birbiriyle savaşa girmeme arzusu açısından simgesel görüyoruz. Ülkelerimizi ilgilendiren herhangi bir sorunun ele alınmasında izlenecek yöntemin fikir alışverişi yöntemi olması gerektiği sonucuna varmış bulunuyoruz ve olası farklılık kaynaklarını ortadan kaldırmak için çaba sarf etmeye devam etmeye, böylece Avrupa barışını teminat altına almaya kararlıyız.."
Alman zırhına Türk kromiti
Bizim açımızdan da hatırlanmaması tercih edilen şeyler var. Türkiye o yıllarda tarafsız. Ama Almanya'nın kromit ihtiyacının yüzde 100'ünü, en kanlı çarpışmaların yaşandığı 1943te tek başına sağlıyor. 1944te ise ihtiyacın yüzde 50 - 65'ini. Kromit, zırh imalatında çeliğin sertleştirilmesinde kullanılan stratejik madde. Kromit ihracatıyla ilgili bilgiler ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerinde (http://www.state.gov/www/regions/eur/rpt_9806_ng_turkey.pdf) yer alıyor.
"Tarafsız ülkeler"in "Alman altını" karşılığı Nazi'lere ne verdiği konusunda Haziran 1998'de yayınlanan bu rapora karşılık zamanın bakanlarından Şükrü Sina Gürel tarafından gene haziran ayında yapılan açıklama (http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/TURKHABER/1998/09haziran/T3.htm) "ihracat"ı teyid ediyor: "Daha savaşın hemen akabinde, o zamanki dışişleri bakanımız Numan Menemencioğlu, 1939 Aralık ayında Londra'da yaptığı görüşmelerde, İngilizlere tüm krom istihsalimizi yirmi yıl boyunca ihraç etmeyi teklif etmiş, fakat bu öneri İngiliz hükümeti tarafından kabul edilmeyerek, yalnızca iki yıllık bir sözleşme yapılmıştır. 1944 yılında müttefiklerin Almanlara krom satışını durdurmamızı talep etmeleri üzerine Menemencioğlu bu gerçeği ve Almanya'ya 1943 yılında başlayan krom ihracatının İngilizlerin ön rızası çerçevesinde gerçekleştirildiğini 1944 Nisan ayında kendilerine hatırlatmıştır.."
"Olağanüstü" Amerikan kredisi
İstisnasız tamamı ekonomik nedenli olan savaşlarda, savaşı başlatan saldırgan ülke dışında kalanların da ayakta kalabilmek için olağanüstü ekonomik programlara geçmesi, ilişkilere girmesi görülmemiş bir şey değil.
Birleşmiş Milletler'i hiçe sayarak Irak'ı "kitle imha silahlarına sahip olduğu" gerekçesiyle işgal eden ABD, bugün gelinen noktada dünyada giderek daha koyu bir yalnızlığa itilirken Türkiye'nin ABD ile milyarlarca dolarlık kredi anlaşması imzalaması herkese "olağanüstü" görünmeyebilir. Ama bunun "Irak'taki durum"la, "o duruma taraf olmak"la ilişkili bir kredi olduğu da birkaç kişi dışında herkesin ortak kanısı.
2. Dünya Savaşı yıllarında "yenilmesi mümkün olmayan ve mükemmel" Nazi askeri aygıtına zırh imalatı için kromit veren ve karşılığını alan Türkiye'nin iki temel argümanı vardı: Ekonomik açıdan ayakta kalma mecburiyeti ve Almanya'nın Türkiye'ye de saldırmasını en azından geciktirme politikası.
Bugün dünyanın tamamını, tıpkı 1. ve 2. dünya savaşlarında olduğu gibi savaş atmosferine sokan, "yenilmesi mümkün olmayan ve mükemmel" ABD askeri aygıtı, 2. Dünya Savaşı'nın saldırgan Nazi ordusundan farklı görülebilir. 90'ların ikinci yarısında biçimlendirilen ve 2000'den itibaren uygulamaya konan neo-konservatif ABD stratejilerinin, tüm dünyayı iradesine tâbi kılmayı ve tüm dünyada mükemmel bir düzen kurmayı hedefleyen "akıl dışı" Nazi stratejilerine herhangi bir biçimde benzetilemeyeceği söylenebilir.
Ama yarın, "durum"un yalnızca Irak'la sınırlı ve hatta ilgili bile olmadığı görüldüğünde, "taraf olma" yeni bir anlam kazandığında, verilmiş kararları geri almak da mümkün olmayacak. 2000'lerin başlarında Birleşmiş Milletler'e rağmen Irak'taki işgale askeri destek sağlamak, 40'ların dünyasında Alman zırhı için kromit satmaktan daha ağır bir karar olabilir.
Genellikle öyle algılama eğiliminde olsak da, tarih masal falan değil. Ne de bir tarihsel dönem, öncesi ve sonrasındaki dönemlerle tamamen ilişkisiz olabilecek kadar, ancak bir efsane gibi anılabilecek kadar eşsiz, benzersiz ve özgün.(ŞA/EK)