"Geçenlerde... [bir] adam bana giydiğim çarşafı çıkartmam için bağırmaya başladı. Ben İsviçre'de büyüdüm ve buranın benim ülkem olduğunu düşünüyorum. Diğer vatandaşların bana nasıl böyle davranmaya hakları olduğunu zannettiklerini anlamıyorum." (İsviçre'nin İtalyanca konuşulan bölgesinden P.)
Uluslararası Af Örgütü, inanç ya da din zemininde Müslümanların istihdam ve eğitim alanları gibi hayatlarının çeşitli yönlerinde maruz kaldığı ayrımcılığın etkilerini ortaya koyan Tercihler ve Önyargılar: Avrupa'da Yaşayan Müslümanlara Yönelik Ayrımcılık raporunu yayınladı.
Belçika, Fransa, Hollanda, İspanya ve İsviçre'de yaşananlara odaklanan raporda ayrımcılığı alevlendiren, önyargılar ve olumsuz kalıplaşmış yargılarla mücadele etmek için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini dile getiriliyor.
İstihdama katılımda ayrımcılık
Rapora göre ayrımcılık yasağı Belçika, Fransa ve Hollanda'da tam anlamıyla uygulanmıyor. İşverenlerin, dini ya da kültürel sembollerin müşteriler ya da diğer çalışanlarla ters düşeceği veya şirketin kurumsal imajı ya da "tarafsızlığı" ile uyuşmayacağı konularında ayrımcılık yapmalarına izin veriliyor.
Avrupa'da işsizlik oranı Müslümanlar arasında ve özellikle yabancı uyruklu Müslüman kadınlar arasında daha yüksek.
* 2009'da Fransa'da vatandaşlığı bulunan kadınların istihdam oranı yüzde 60.9 iken ülkedeki Faslı kadınların yüzde 25.6, Türkiyeli kadınların ise yüzde 14.7 idi.
* 2006'da Hollanda'da Türkiye ve Fas uyruklu kadınların istihdam oranı yüzde 31 ve 27 iken herhangi bir etnik azınlığın üyesi olmayan Hollandalı kadınların istihdam oranı ise yüzde 56 idi.
Eğitim alanındaki kısıtlamalar
Son 10 yılda İspanya, Fransa, Belçika ve Hollanda'nın da aralarında olduğu birçok ülkede öğrencilerin okulda başörtüsü ya da kültürel ve dini kıyafetler giymesi yasaklandı.
Af Örgütü'nün ayrımcılık konusundaki uzmanı Marco Perolini, dini ve kültürel sembol ya da kıyafetlerin giyilmesine getirilecek her yasakların, her bireysel vakanın ihtiyaçlarına göre değerlendirilmesi gerektiği görşünde. Genel yasakların Müslüman kız çocukların eğitime erişim hakkını ve ifade özgürlüğü ile inançlarını açıkça gösterme haklarını da ihlal ettiğini belirtiyor.
Türkiye'deki durum
Raporda Türkiye'nin de dini ve kültürel semboller ile kıyafetlere yönelik genel yasaklar getiren politika ve mevzuatlarla, dinini ve kültürel inancını özgürce ifade etmeyi tercih edenlerin din veya inanç özgürlüğü ile ifade özgürlüğü haklarını ihlal ettiği belirtiliyor. "Yetişkin öğrenciler sadece dini ve kültürel semboller ve kıyafetler giydikleri için yüksek öğretimden dışlanıyorlar ve din veya inançları nedeniyle eğitim alanında ayrımcılığa maruz kalıyorlar" deniyor.
İbadet yerleri
İbadet yerleri kurma hakkının bazı Avrupa ülkelerinde, bu hakkın korunması, yerine getirilmesi ve bu hakka saygı duyulması konusunda hükümetin öngördüğü zorunluluklara rağmen kısıtlandığı belirtiliyor.
* 2010'dan beri İsviçre Anayasası, minare inşasını yasaklayarak, İslam karşıtı kalıplaşmış yargıları iyice yerleştirerek ve İsviçre'nin saygı duymak zorunda olduğu uluslararası yükümlülükleri ihlal ederek özellikle Müslümanları hedef aldı.
* İspanya'nın Katalonya bölgesinde, Müslümanlar dışarıda ibadet etmek zorunda kalıyor çünkü varolan ibadet yerleri dua etmeye gelen herkesin sığamayacağı kadar küçük ve cami inşası talepleri Katalan geleneklerine ve kültürüne saygı ile bağdaşmadığı gerekçesi ile reddediliyor. Bu durum, uygun mekanlarda toplu bir şekilde ibadet etme hakkını da içinde barındıran inanç özgürlüğüne aykırı.
Avrupa'nın birçok ülkesinde "İslam iyi ve Müslümanlar kabul edilebilir, sadece çok görünürde olmadıkları sürece" şeklinde bir algı olduğunu söyleyen Perolini, "Bu tavır insan hakkı ihlallerinin yaşanmasına yol açıyor ve bununla mücadele edilmeli" diyor. (ÇT)