Bilgen "Türkiye Hükümeti, Ulusal Program'da tüm bireyler için ayrımsız olarak öngördüğü dini özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılmasına ilişkin taahhütleri biran önce gerçekleştirmelidir" dedi.
Bir basın açıklaması yapan Bilgen, Avrupa Birliği (AB) Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB) ve Ulusal Programda din özgürlüğü konusuna değinen maddelerin "tüm bireylerin hiçbir ayrımcılığa uğramaksızın din ve inanç özgürlüklerinin sağlanması ve güvence altına alınması öncelikli amaçlar içerdiğine" vurgu yaptı.
Bu beklentilerin ne ölçüde karşılandığına dair Avrupa Komisyonu'nun Türkiye İlerleme Raporları'nın önemli bilgiler içerdiğini belirten Ayhan Bilgen, "Buna göre; ülkedeki din ve vicdan özgürlüğü sorunları ile ilgili yapılan değerlendirmelerde Müslüman toplumun din özgürlüğü sorunlarına yer verilmediği açıkça görülmektedir" diyor.
"2003 yılı İlerleme Raporunda din özgürlüğü ile ilgili olarak, daha önceki raporlarda olduğu dinsel azınlıkların sorunları geniş şekilde yer bulmuştur," görüşünün ifade eden MAZLUMDER Başkanı Bilgen, "Müslüman toplumun dini özgürlük alanına ilişkin hiçbir sorun her raporlarda yer almamaktadır" düşüncesinde.
Müslüman toplumun din özgürlüğü sorunu
Bilgen'in ilerleme raporlarında eleştirdiği noktalar şöyle:
* Dini vakıf ve cemaatlere değinilirken Müslüman cemaat ve teşekküllerin yaşadığı somut ihlallere atıfta bulunulmadı.
* Müslüman cemaatlerin tanınmamasının yanı sıra, Müslüman toplumun kurduğu vakıfların çoğunun, son beş yılda hukuk dışı yöntemlerle kapatılarak mülklerine el konulmasına ilişkin hiçbir sorun raporda yer almadı.
* Başörtüsü yasağı ile buna bağlı olarak, eğitim ve kamusal alanda çalışma hakkı ellerinden alınan kadınların maruz kaldığı ayrımcılık da rapora konu olamadı.
* Din eğitiminin devlet eliyle yürütülmesi ve yaş sınırlamasına tabi tutulması, ağırlıklı olarak dini eğitim veren okul mezunlarının yüksek öğrenim görmelerinin engellenmesi ve din görevlilerinin ifade ve örgütlenme özgürlükleri bağlamında karşılaştıkları ihlaller de raporda geçmedi.
* Oysa Türkiye'deki Müslüman toplumun dini özgürlük alanına yönelik yıllardır devam eden yasak ve sınırlamalara ulusal ve uluslararası sivil kamuoyu tarafından defalarca dikkat çekilmiş ve sözkonusu ihlaller çok sayıda uluslararası rapora konu oldu.
* 1999'da BM Dini Ayrımcılıkla Mücadele Özel Raportörü Türkiye'yi ziyaret etmiş, izlenim ve önerileri ile ilgili bir rapor hazırlamıştır. Raporda özellikle başörtülü öğrencilerin maruz kaldığı ayrımcı uygulamaların neden olduğu insan hakları ihlallerine yer verilmiş olmasına rağmen bu bilgiler Türkiye kamuoyuna yansımadı.
* İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) çeşitli tarihlerde hazırladığı raporlarda Türkiye'deki Müslüman toplumun dinsel özgürlük sorunlarına değinmiştir. Bu Örgüt'ün 2001 yılı raporunda özellikle başörtülü kadınların yüksek öğrenim almalarının engellenmesi ve kamusal alandan dışlanmaları gibi sorunların niçin ilerleme raporlarında yer almadığına dair Avrupa Birliği yetkilisine sorular yöneltildiği, yetkilinin ise "Bu kaygılar orta vadede Hükümetten talep edilecekler listesinde yer almaktadır" yanıtı verdiğine işaret edilmektedir.
Hükümetten talepler
Bilgen'in açıklamasında hükümete yönelik istemler ve eleştiriler şöyle:
* Türkiye Hükümeti onay altına alınan uluslararası sözleşme metinlerine uygun anayasal ve yasal değişiklikleri gerçekleştirmekle yükümlüdür.
* Bu yükümlülük özellikle dini özgürlük alanına ilişkin hükümler dikkate alındığında, hiçbir yasal iyileştirme yapılmadığı görülmektedir.
* Türkiye Hükümeti, Ulusal Programda tüm bireyler için ayrımsız olarak öngördüğü dini özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılmasına ilişkin taahhütleri biran önce gerçekleştirmelidir.
Bilgen, "Avrupa Komisyonu'nun Türkiye İlerleme raporlarında Müslüman toplumun dinsel özgürlük sorunlarını görmezlikten gelmeyi sürdürmesi halinde Avrupa Birliği'ne yönelik zaten toplumda varolan önyargıların daha da artacağından kaygı duyulmaktadır" diyor. (YS/BB)