Haberin Kürtçesi için tıklayın
Munzur Vadisi Millî Parkı sınırları içerisinde Munzur suyu üzerinde yapımı planlanan Konaktepe Barajı ile Konaktepe HES I - Konaktepe HES II için Konaktepe Elektrik Üretim A.Ş'ne EPDK tarafından 28/01/2010 tarihinden itibaren 49 yıllığına elektrik üretim lisansı verilmesi üzerine anılan kararın iptali istemiyle Danıştay'da Dersim Barosu Başkanı Barış Yıldırım tarafından dava açılmıştı.
Açılan dava 10/10/2013 tarihinde Ankara 3. İdare Mahkemesi'nce üniversite raporları baz alınarak red edilmişti.
TIKLAYIN - Danıştay Munzur Vadisi İçin Acele Kamulaştırma Kararını Durdurdu
Red kararının bozulması amacıyla Dersim Barosu'nun temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay 10. Dairesi'nce 06/11/2014 tarihinde Ankara 3. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmişti.
Bozma kararında tüm Projelerin birlikte Çevresel Etki Değerlendirilmesi sürecine tabi tutulması gerektiği belirtilmişti.
Müteakiben, Danıştay 10. Dairesi'nin Kararı'nın kaldırılması maksadıyla davalı (Mülga) Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Konaktepe Elektrik Üretim A.Ş. ile Zorlu Doğal Elektrik Üretim A.Ş.'nin yaptığı 'Karar Düzeltme' başvurusu Danıştay tarafından reddedilmişti.
Davalı taraf ile HES şirketleri Munzur Vadisi Millî Parkı'ndaki tüm Baraj ve HES Projeleri'nin ÇED'den muaf bulunduğunu aksi halde ise tüm Projeler için tek ÇED süreci işletilemeyeceğini iddia ediyordu.
"ÇED süreci tamamlanmalıdır"
Danıştay bozma kararı üzerine Ankara 3. İdare Mahkemesi'nce yeniden yapılan yargılamada 02/11/2018 tarihinde "Üstün Kamu Yararı" kararı İptal edildi.
Karar gerekçesinde "...herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının bulunduğu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu tartışmasızdır" vurgusu yapılarak şu ifadelere yer verildi:
"Bu itibarla, öncelikle, davaya konu projelerle ile ilgili olarak hazırlanan fizibilite raporları çerçevesinde, projelerin, 'çevreye uyumlu' olup olmadığının tespiti bakımından, çevre mevzuatı açısından zorunlu olan 'ÇED' sürecinin tamamlanması gerekmektedir.
"Aksi taktirde 2872 sayılı Yasanın 10. maddesinde belirtildiği üzere, Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça projelerle ilgili onay ve izin verilemez.
Türkiye tarihinde ilk 'üstün kamu yararı' kararı
"Bu durumda, Munzur Vadisi Milli Parkı'nın Mutlak Koruma Zonu'nda inşa edilmesi planlanan Baraj ve HES Projelerinin yapılması hususunda 'kamu yararı açısından vazgeçilmez ve kesin bir zorunluluk' bulunduğuna ilişkin dava konusu işlemde hukuki isabet görülmemiştir."
Dersim Baro Başkanı Barış Yıldırım, "^Karar, takriben yüzde 20'si endemik 1900'ü aşkın bitki çeşidine; Bern Sözleşmesi'ne göre koruma altında bulunan pek çok fauna türüne; güçlü bir yaban hayatı ekolojisine sahip bulunan ve Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alması lazım gelen ülkemizin ve hatta dünyanın en nadide Millî Parkı durumundaki Munzur Vadisi Millî Parkı'na hayırlı olsun..." dedi ve ekledi:
"Türkiye Cumhuriyeti devleti tarihinde ilk defa 'Üstün Kamu Yararı' kararı bir mahkemece iptal edilmiştir."
"Emsal niteliğinde bir karar"
Dersim Baro Başkanı Barış Yıldırım, "Millî Parklar Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Millî Park olarak ilan edilen sahalarda Baraj ve HES dahil tesis inşasının ön şartı Bakanlığın iznidir. Karar Millî Parklar ve Planlama Mevzuatı bakımından emsal niteliktedir" dedi ve ekledi:
"Zira, Millî Parklar Kanunu'nun 14. maddesi çerçevesinde bir Millî Parkta kamu yararı açısından tesis inşasına izin verilebilmesi için öncelikle Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci işletilmesi gerektiği belirtilmiştir.
"Ayrıca, Munzur Vadisi Millî Parkı'na projelendirilmiş Baraj ve HES'lere izin verilebilmesi için ayrı ayrı Proje bazında değil tüm projeler için toptan bir ÇED süreci işletilmesi gerekliliği belirtmektedir. Karar bu yönüyle ilk niteliktedir.
"Karar ile birlikte Munzur Vadisi Millî Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı da hükümsüz hale gelmiştir. Zira, Munzur Vadisi Millî Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı'nın Giriş Bölümü'nde Plan'ın Bakanlığın 18/04/2011 tarihli 'Üstün Kamu Yararı' kararı gereğince oluşturulduğu belirtilmektedir." (PT)