Mülteci hakları alanında çalışan sivil toplum kuruluşları (STK) ortak bir bildiri yayınlayarak yaparak kamuoyundaki mülteci algısıyla ilgili endişelerini anlattı.
“Tedirginiz, çünkü; sürekli artan mülteci sayısıyla orantılı olarak, kamuoyunda ve basın dilinde aynı oranda artan ve kendini ‘kaçak’, ‘yasadışı giriş yapan’, ‘kimliksiz’ gibi tanımlamalarla başlayan mültecilere dönük ayrımcı/ötekileştirici/suçlayıcı bir dil var.”
Çok boyutlu sorun
Tek boyutlu bir mülteci problemi ile karşı karşıya olunmadığını; insan ticareti, fuhuş ticareti, göçmen kaçakçılığı gibi başka sorunların da giderek arttığına dikkat çekilen araştırmada, sorunun bütün boyutlarıyla değerlendirilip gerekli siyasi, ekonomik ve sosyal politikaların geliştirilmesi ve etkin uygulanması istendi.
Mevzuat sorunu
STK’lar sorunun yerel iyileştirmelerle ve/veya etkin olmayan geçici çözümlerle halledilemeyeceğini vurgularken mevzuat eksikliğini ve keyfi uygulamaları da hatırlattı.
“Mevzuat gelişmeleri tamamlanmaya çalışıldığı halde, bir türlü etkinleştirilemeyen kontrol mekanizmaları var.
“Savaşlardan kaçarak, canını zor kurtaran mülteciler sırf yanlarına pasaport/kimliklerini alamadıkları için ‘kaçak’ damgası yiyebilmekte, suçlu muamelesi yapılmakta, her türlü haklarından onlara ilk rastlayan memurun iki dudağından çıkan bir sözle mahrum edilebilmekteler.”
Kontrol mekanizmaları
Bildiride yapılması gerekenler de dile getirildi.
* Göç İdaresi Müdürlüğü’nün tüm organları ile birlikte derhal etkin bir şekilde kuruluş ve işleyişinin bir an önce tamamlanması,
* Etkin kontrol mekanizmalarının devreye sokularak mültecilerin etkin başvuru yollarının açılması,
* Giderek artış gösteren gerek mültecilere yönelik gerekse mültecilerin sebep olduğu adli vakalara ilişkin etkili tedbirlerin devreye sokulması, gerekirse bu meseleye özgü kurumların kurulması,
İnsan ticaretine etkin çözüm
* Mülteci hareketlerine bağlı olarak giderek artan insan kaçakçılığı ve insan ticareti çetelerinin de mültecilerin zor şartlarından yararlanarak palazlanıp alan genişletmelerinin önüne geçilmesi ve bu suçlara özgü etkin-ağır-caydırıcı çözümler bulunması,
* Soğukların başlamasıyla birlikte kışın zor şartlarında içerisinde bulundukları kötü koşulların katlanarak büyüdüğü mültecilerin barınak-sıcak yer ihtiyaçlarının acilen karşılanması,
STK’larla ilişki
* Yeni mülteci akınlarına hazırlıklı olabilmek adına, etkin-etkili-mükellef çözümler üretilmesi, bunun için başta mültecilerin ihtiyaçlarını gözeterek alanda çalışan sivil toplum örgütleri ile dirsek temasına geçilip ihtiyaç-beklenti-risk-çözüm analizlerinin yapılması,
* Mülteci algısına yönelik ayrımcı/ötekileştirici/suçlayıcı dilin terk edilerek, “yeryüzü hepimizindir” düsturuyla kucaklayıcı/yaşam hakkını önceleyen/merhametli ve insan onuruna yakışır bir dilin kullanılması gerekiyor.
Sekiz STK
Bildiriye imza atan sivil toplum örgütleri: Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı, Mazlum-Der, Mülteci Hakları Merkezi, Mülteci-Der, Türkistan-Der, Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği, Uluslararası Af Örgütü. (YY)