Ülkelerini savaş nedeniyle terk etmek zorunda kalan ve Türkiye’ye yerleşen Suriyeliler sosyal entegrasyon ve ekonomik sorunlar yaşıyor.
Cibali Postası’ndan* Burak Kaya’nın haberine göre, Suriyeli LBGTİ+ bireyler, toplum içinde “azınlığın da azınlığı” olarak bu sorunları çok daha fazla hissediyor.
LGBTİ+ sivil toplum örgütlerinde faaliyet gösteren, kendisini “bağımsız aktivist” olarak tanımlayan Çelik Özdemir, Suriyeli mültecilerin geçici kimlik belgelerini alana dek, sağlık hizmetinden eğitim hizmetine varıncaya kadar çok sayıda engelle mücadele ettiklerini, neredeyse hepsinin ciddi travmalarla uğraştığını anlattı.
Suriyeli mültecilerin sağlık hizmetine erişimlerinin kısıtlı olduğunu söyleyen Özdemir, “Doktorlarla aralarında dil bariyeri var. Hastanelerin acilen çevirmen bulmaları gerekiyor. Ya da Suriye’den Türkiye’ye gelmiş tıp eğitimi olan kişilerin hastanelerde istihdam etmesi de mantıklı bir öneri” diyor.
“Süreç psikolojik açıdan yıpratıcı”
Özdemir gözlemlediği diğer durumu, “Benim tanıdığım LGBTİ+ bireylerin neredeyse hepsi ülkesine geri dönmek istemiyor” diye anlatıyor.
Konuştuğu LBGTİ+ mültecilerin bir kısmının Türkiye’de kalmak, bir kısmının da başka ülkelere gitmek istediğini anlatan Özdemir’e göre gidenler arasında da sıkıntıların hemen ortadan kalkmadığını söylüyor. “Ben ağırlıklı olarak Fransa, Almanya, Kanada ve Amerika’ya gidenleri duydum” diyor Özdemir: “Ülkelerin büyükelçilikleriyle görüştükten sonra bekleme listelerine alınıyorlar, isimleri çıkınca da gidiyorlar. Tüm bu süreç psikolojik açıdan yıpratıcı olmanın yanı sıra pek çok da belirsizlik içeriyor. Örneğin başka bir ülkeye gittikleri zaman orada ne yapacakları bile belli değil. 2 haftada mı, 6 ayda mı yoksa daha uzun sürede mi başvurdukları ülkeden geri dönüş alacakları bilinmiyor”.
“Burada da gizlenmek zorunda kalabiliyorlar”
Özdemir, yakınlarını kaybettikten sonra Türkiye’ye gelenler olduğu gibi ailelerinin ölüm haberini Türkiye’de alan Suriyeli LGBTİ+ mültecilerin de yaşadıkları travmanın çok ağır olduğunu anlatıyor:
“Öte yandan Türkiye’de ailelerinin yanlarında olanlar, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerini burada da gizli tutmak durumunda kalabiliyorlar. Suriye’de akrabaları tarafından tecavüze, cinsel istismara maruz kalanlar var. Burada da her türlü istismara açık bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar.
“Suriyeli LGBTİ+ mülteciler görünür de değiller. Siyasetin içerisinde, partilerin söylemlerinde, meclis gündeminde veya yerel yönetimlerin gündeminde yoklar. Hal böyle olunca haber de olmuyorlar.”
“Polis bize nasıl davranır acaba?”
Mültecilerin herhangi bir problem karşısında nasıl bir yol izleyeceklerini, nereye başvuracaklarını bilmediklerini vurgulayan Özdemir, istismara maruz bırakılanlar arasında polise başvuranların sayısının çok az olduğunu ifade ediyor:
“‘Doktordan yardım alamıyoruz, polis bize nasıl davranır acaba?’ diye soruyorlar. Türkiyeli LGBTİ+ bireylerin yaşadıklarının katbekat fazlasını bir de savaş sonrası travma ile, ekonomik zorluklarla yaşıyorlar. Kendi toplulukları içinde de varlık gösteremedikleri için çifte ayrımcılığa değil de ‘çoklu’ ayrımcılığa maruz bırakılacak biçimde yaşamlarını sürdürüyorlar.”
“Nefret suçlarına karşı daha da savunmasız”
KaosGL editörü Yıldız Tar, bianet’teki “OHAL’in Büyük Hikayeleri, Referandum ve Bizim Çocuklar…” başlıklı yazısında, “OHAL ve savaş gibi dönemlerde toplumda en savunmasız bellenen grupların doğrudan şiddetin hedefi haline geldiğini insanlık tarihinden biliyoruz. Amiyane tabirle filler tepişirken ezilen çimenlerin hikayesini kimse anlatmıyor” diyordu.
Çelik Özdemir, özellikle mülteci LGBTİ+’ların kendi toplulukları içinde bağları olmadığı gibi Türkiyeli LGBTİ+ bireylerle de dilsel bariyer nedeniyle iletişime geçmekte zorlandıklarını belirtiyor: “Tüm bu faktörler nefret suçlarına karşı onları daha savunmasız hale getiriyor.” (BK/AS)
* Yeni Nesil Cibali Postası, Kadir Has Üniversitesi öğrencileri tarafından 2011 yılında çıkarılmaya başlanan ve çoğunlukla semt, bölge ve üniversite ile ilgili haberlere odaklanan Cibali Postası’nın, multimedya örneği olarak internet ortamında yayın yapıyor. İçeriği, öğrencilerin ürettiği özel haberlerden oluşuyor.