ESM (Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri) Sendikası Genel Başkanı
Ülkemizde mühendis mimar kesiminin bugün içinde bulundukları durumu daha net bir şekilde ortaya koymak için evrensel boyutuyla "mühendislik nedir" sorusunu yanıtlamamız gerekiyor.
Mühendislik, en geneli ile tasarlamak, projelendirmek, imalata hazırlamak ve yönlendirmektir. Ülkemizde bu işlerin büyük bir kısmı yabancı şirketler tarafından ülke gerçekleri ve halkın çıkarları gözönünde bulundurmadan yapılmaktadır. Gerek ülkemizin dışa bağımlı ekonomik yapısı, gerekse üniversite yaşamı boyunca kazandırılan mesleki formasyon, evrensel düzeyde mühendislikmimarlık yapabilmemize izin vermemektedir. Çünkü bizim gibi ülkelerde sistem gerçek anlamda mühendismimara gereksinim duymaz. Bunun yerine yabancı teknolojileri tercüme edecek, uygulayacak mühendislik altı teknik elemana gereksinim duymaktadır. Bugün varolan teknik üniversitelere yenileri eklenerek ucuz işgücünün yaratılmasına çalışılmaktadır. Tüm bunlara mühendismimarların kendi sorunlarına duyarsızlıkları ve bireysel çıkış çabalarına yönlenmeleri eklenince ekonomik ve özlük olarak işçilerin gerisine düşmekteyiz. Bunu işçilerin mücadeleleri sonucu kazanmış olduğu hakları çok gördüğümüzden değil, örgütlülükte sağlanan kazanımları göstermek açısından örnekliyorum.
Mühendismimarların geçmiş yıllarda aldıkları fazla ücret, kariyer ve pazarlık güçleri gittikçe erimiş buna rağmen dışardan beklentileri devam etmiş, örgütlülüğün getirdiği kazanımlar yeterince bilince çıkmamıştır. Çünkü halen geçmişteki konumlarının etkisinin sürdüğü sanılmakta, bugün geldiğimiz koşullar yeterince değerlendirilmemektedir. Sosyal haklara, iş güvencesine, mesleği uygulama olanağına ülkede, iş yerlerinde, teknik süreçte ve politikalarda söz sahibi olmayan kapsamdışı, sözleşmeli ve sendikasız mimarmühendislerin artık kaybedecek fazla bir şeyleri olmadığı açıkça ortadadır.
Somut konumların netleşmesine rağmen düşüncelerin aynı nitelikte olmayışı belirsizliklerin birinci nedenidir. Diğer bir belirsizliği ise "nasıl bir sendika" modeli oluşturmaktadır. Bazı mühendismimarlar, bugün mevcut kamu çalışanları sendikalarında örgütlenmenin mühendislerinmimarların sorunlarını çözemeyeceğini savunmaktadır. Neden olarak da; mühendismimarların işçi ve memurlardan farklı olması gibi meslekikariyerist nedenlerden kaynaklanan, somut maddi şartları yansıtmayan gerçekleri öne sürmektedirler Oysa gerek mühendisler, gerekse mimarmühendis olmayan kamu çalışanları, işçiler bedensel ve zihinsel güçleri ile üretim gücüne katılırlar. Zihinsel ve bedensel güç, üretimin bileşenlerdir ve üretim sürecinde birleşerek sonuçta bir ürünü veya bir hizmeti yaratırlar.
Sonuç olarak emekten ve demokrasiden yana kamu işyerlerinde örgütlenmiş olan KESK'e bağlı sendikalara aktif olarak katılalım. Ülkemizde teknik politikalarda söz sahibi olmanın, mesleğimizi yapabilmenin ve ekonomik demokratik özlük haklarımızı kazanmanın tek yolunun örgütlenmeden geçtiğini düşünüyorum Bu temelde grevlitoplu sözleşmeli sendikal haklarla donatılmak için Enerji, Sanayi, Madencilik Hizmet Kolu kamu işyerlerinde KESK'e bağlı kısa adı ESM olan Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası'na henüz üye olmamışsak üye olalım, üye olmayanları üye yapalım.
Bugün gelinen noktada; emekten, demokrasiden yana olan herkesin daha fazla dayanışmaya, birliğe ve örgütlülüğe ihtiyacı var.
Ülkemizin ve dünyanın içine girdiği süreçte ekonomik toplumsal ve siyasal alanlarda köklü değişiklikler yaşanıyor. Emeğiyle geçinenlere ağır bedeller ödetilmeye çalışılıyor. Ülkemizde yaşanan ekonomik, sosyal, siyasal kriz her geçen gün emekçilerin aleyhine derinleştirilerek sürdürülmek isteniyor.
Ya sıradan bir insan olacak, sessiz kalacak, göz yumacak, görmeyen, duymayan, konuşmayan bir insan olacağız; ya da bu gidişe dur diyecek adımlar atacağız. Çünkü sorunlarımızın oldukça fazla olduğu, yaşamın bugün emeğiyle geçinenler için ne anlama geldiği artık bir sır değildir. Yakınmak, kaderci düşünmek sorunlarımızı çözmüyor ve çözmeyecektir. Çözüm bizlerin örgütlü mücadelesinde ve gücünde yatmaktadır.