Çetin, "Yargının görevi işkence ile mücadele edenleri değil, işkenceyi cezalandırmak olmalı" dedi.
Soruşturma Havana Kuralları'na da aykırı
Çetin yaptığı yazılı açıklamada, avukat Erkem hakkında açılan soruşturmanın aynı zamanda Birleşmiş Milletler (BM) Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkelerine (Havana Kuralları) aykırılık oluşturduğunu ifade etti.
İşkencenin cezasızlığı sürüyor
Türkiye'nin kadim insan hakları sorunları arasında yer alan işkenceyle mücadelede son yıllarda önemli ilerlemeler sağlansa da cezasızlığın önlenmesi ile ilgili yeterli kovuşturma ve cezai yaptırımın gerçekleşmediğini belirten Çetin şöyle devam etti:
"Açılan birçok işkence ve kötü muamele davasında uzun yıllar sonuç alınamamakta, sanıkların ikamet ve ifade bilgilerine dahi makul süreler içinde ulaşılamamakta ve cezalandırmalarda "hafifletici unsurlar ve alt sınır uygulamaları" varlığını sürdürüyor.
"Yargı mensupları işkence ve kötü muamelenin önlenmesi için daha fazla çaba harcamalı, usulünce onaylanarak iç hukuk metin haline dönüşen uluslararası sözleşmelerdeki önleyici hükümleri yargılama usulü bakımından dikkate almalı."
Geçen günlerde İzmir Barosu üyelerinden Nalan Erkem hakkında 11 Mayıs 2003'te tarihinde Buca Cezaevi Çocuk Koğuşunda çıkan isyan ve işkence iddiaları ile ilgili olarak yaptığı açıklama nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Adalet Bakanlığı izniyle soruşturma başlatıldı.
Av. Nalan Erkem olayların yaşandığı dönemde İzmir Barosu İşkence Önleme Grubu'nun aktif bir üyesi olarak CMUK 138. maddesi gereği 18 yaş altı kişilerin ifadelerinin alınması amacıyla Baro tarafından görevlendirilmiş ve bir grup avukat ile birlikte işkence/kötü muamele mağduru oldukları iddia edilen çocuk tutuklularla görüşerek elde edilen bulguları kamuoyuna açıklamıştı.
Havana Kurallarının 16.maddesi şöyle: "Hükümetler avukatların hiç bir baskı, engelleme, taciz veya yolsuz bir müdahaleyle karşılaşmadan her türlü mesleki faaliyeti yerine getirmelerini, kabul görmüş mesleki ahlak kurallarına, görevlerine, standartlarına uygun faaliyette bulundukları için kovuşturma veya idari, ekonomik veya başka tür yaptırımla sıkıntı çekmemelerini veya tehditle karşılaşmamalarını sağlar."
2003'te Buca'da ne oldu?
Erkem'in de üyesi olduğu İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD), olayla ve soruşturmayla ilgili hazırladığı raporda, 2003 yılında yaşananlarla ilgili şu bilgileri anımsattı:
* 5 Kasım 2003'te Buca Cezaevi Çocuk Bölümü'nde isyan çıktığı iddiasıyla, cezaevinde bulunan güvenlik kuvvetlerinin müdahalesi sonucunda 42 çocuğun adı geçen olay nedeniyle cezaevi savcılığınca ifadelerinin alınacağı belirtildi; İzmir Barosu'nun CMUK uygulama servisinden savunman atanması talep edildi.
* İzmir Barosu'nun görevlendirdiği avukatlar bulguları saptamak ve soruşturmada bulunmak için cezaevine gittiler. İlk giden 8 avukat çocuklarla görüştü, gerekli beyanları tutanakla saptadı, gözlemledikleri yara ve benzeri bulguları tutanağa yansıttı, nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı'nca başlatılan soruşturmada hazır bulundu.
* Sanıkların çokluğu nedeniyle Buca Cezaevi'ne daha sonra 6-7 Kasım tarihlerinde giden avukatlar, çocuklarla önceki grup gibi görüşme yapamadılar. Kendilerine engel çıkarıldı, yaralı bazı çocukların hastaneye sevkleri konusunda hazırladıkları dilekçeler alınmadı, cezaevi savcısının raporlu olduğu, cezaevi müdürünün de böyle bir görevi olmadığı, hakarete varan sözlerle avukatlara bildirildi. Bu durum avukatlar tarafından tutanakla saptandı.
* Olayın soruşturması sürerken, savcının aldığı ifadelerde 13 çocuk sürekli dövüldüklerini savcılık ifadelerine yansıttı, hatta bu çocuklardan dördünün yaraları bizzat savcı tarafından tutanağa geçirildi.
* Buna karşılık olayın soruşturulmasıyla görevli olan Cumhuriyet Başsavcılığı kötü muamele bulunmadığı yönünde açıklamada bulundu.
* Savcılık ifadelerinden başka, avukatların saptadığı diğer 6 çocuğa ilişkin ifadelerde, kendilerinin koğuştan çıkarıldıktan sonra cezaevi bahçesinde iç çamaşırlarına kadar soyuldukları, burada görevliler tarafından dövüldükleri, daha sonra hücrelere konuldukları, yeterli battaniye ve elbiselerin verilmediği, dövme olaylarının burada da sürdüğü beyan edildi.
* Ayrıca, yapılacak soruşturmada dövme olayını söylememeleri için cezaevi görevlilerince tehdit edildiklerini de belirttiler.
* Avukatların engellenmesi ve elde edilen bulgular üzerine, İzmir Barosu İşkenceyi Önleme Gurubu'ndan sorumlu yönetim kurulu üyesi sıfatıyla Avukat Nalan Erkem tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
* Açıklamanın ardından, 7 Kasım 2003'te, Cumhuriyet gazetesinde "İsyan geliyorum dedi", Milliyet gazetesinde "Buca'da işkence iddiası", Hürriyet gazetesinde "Cezaevindeki isyanın nedeni işkence mi?" başlıklı haberler yayınlandı. (KÖ)